• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
BİR OKUYUCU MEKTUBU
29/12/2017
 
"Hocam merhabalar. İsmim Rıza. Videolarınız sayesinde OKB yi yendim. Size ne kadar teşekkür etsem de azdır. Çok minnettarım. Kendimin bizzat yılarca OKB yi yaşayan birisi olarak bazı görüşler sunmak istiyorum.

OKB'yi videolarınızdaki ikna yöntemlerini kullanarak ve sık sık izleyerek bilinçaltımın dönüştüğünü ve OKB'den kurtulduğumu gördüm. Videolarınız OKB'ye temelde "yanlış algının" sebep olduğunu söylüyor ve bu algının değişmesi üzerine yöntem ve telkinler sunuyor. Ancak yanlış algının temel sebebi nedir? Bir videonuzda OKB temelde kaygı bozukluğudur diyorsunuz ve sonrada bu kaygının akla gelen olumsuz düşünce algısından kaynaklandığını ekliyorsunuz. Ancak ve daha derine indiğimde bir soru karşıma çıkıyor. İnsan neden takıntılı hale gelir. Yani neden beynindeki düşüncelerle cebelleşir. Ben bunun derininde sizinde dediğiniz gibi kaygının yattığına inanıyorum. Takıntılı düşünce aslında kaygıdan doğar. İlk başta çoğu OKB'li benle aynı süreçten geçmiştir. Aklına bir düşünce gelir, bu düşünce aklıma geldi acaba ben gerçekten böyle birimiyim düşüncesi. Yani günah kavramları, dinsel takıntı cinsel takıntı. Mesela ben gerçekten kardeşimi bıçaklayacak mıyım? Yani akla gelen düşünceyi gerçekleşme ihtimalini takıntı haline getirmek, gerçek sanmak. Tabi bu özellikle sonradan benim "olumsuzluk takıntısı" dediğim şeye dönüşüyor ve tüm zihni sarıyor. Sonra bu derinleşiyor ve her şeye yansıyor. Acaba ışığı kattım mı kapıyı kapattım mı, bu konuyu anladım mı, gibi sorular. Bardağın hep boş tarafını görme alışkanlığı ve kaygısıdır bence OKB. Yani temelde olumsuzlukları olumlu ihtimallerin üstüne geçirmek vardır ki buda mantığı boğarak olumsuz düşünceyi aşmak için takıntılara, bunları aşmak içinde kompulsif davranışlara gitmektir. Öyle bir şey ki bu olumsuzluk ihtimaline takıntılı hale gelmek, hayatın her alanındaki ihtimalleri kapsar hale gliyor. Benim deneyimim buydu. Mesela kitap okuyorum, kendi alanımda uzmanlaşmak istiyorum. O kitabı anlamazsam ne olur? Yada o videoyu yanlış anlarsam? İki ihtimal vardır. Yanlış anlarsın ve bu asla dünyanın sonu değildir. İkincisi, o kitapta öyle bir şey kaçırırsın beki de bu senin meslekte derinleşmemene sebep olacaktır. Bu örnekler çoğaltılabilir. Yani her şeyin olumsuz halini düşünmeyi takıntı haline getirmek.

Şimdi siz "olumsuz düşünce" algımızı değiştirmemizi söylüyorsunuz. Yani aklına olumsuz bir düşünce geldiğinde bu düşünceye ve sıkıntıya cevap vermeyerek, onun sonunda yılıp kapıya bir daha gelmeyecek bir dilenciye benzeterek çok güzel betimliyorsunuz. Ve bu esas taktik benim kurtulmamı sağladı. Zihnime olumsuz düşünce yoktur, he düşünce insanın aklına gelebilir, önemli olan akla gelen düşünce değil ona verilecek tepkidir. Aslında burada benim vurguladığım nokta var. Ancak olumsuz düşüncenin esas kaynağı hep olumsuz ihtimalin zihinde bir bilinçaltı mekanizmaya dönüşmesidir. Bu ihtimali zihin bir takıntı haline getiriyor. Alışkanlık yapıyor. Ve herşeyin olumsuzunu otamatik düşünüyor. Yani mesela yukarda kitap okurken takıntı, yanlış anlarım takıntısının farkında bile olmuyorsunuz. Ama sürekli kitapı anlamak için her yeri tekrar ediyorsunuz mesela. Bu takıntının altındaki nedenin "yanlış anlarsam çok şey kaybederim" olumsuz takıntısı olduğunu unutuyorsunuz bile. Sizden ricam bu konuda düşüncelerinizi benle paylaşmanız. Ama bir video yaparak paylaşırsanız çok kişiye ulaşır ve bende çok mutlu olurum. Zihnin bu olumsuzluk ihtimali takıntısı, bence OKB'nin gerçek sebebidir. Tabi sonra zihin her yerde bu takıntıyı arıyor, çünkü nöral ağlar kuruluyor, hafıza ve bilinç altı bu komutu içselleştiriyor ve bunu yaşam tarzı haline getiriyor. Sizin videolarınız sayesinde kurtuldum, ve bende böyle bir düşünceyi eklemek istedim. Size çok saygı duyuyorum. Bir videonuzda benim iyileştirdiklerim psikiyatrinin bir senede iyileştirdiği insanlardan fazla demişsiniz. Bence bundan çok daha fazlası. Üstelik sizin herkeze ulaşma imkanınız olsa, tüm psikiyatri tarihinin iyileştirdiği vakaların hepsinden fazlasını sadece birkaç yılda başarabileceğinize canı gönülden inanıyorum. Bu bir iltifat değil, bir gerçeğin dile getirilişidir. Saygılarımı sunuyorum." 

Rıza C.

SONUÇ: Böyle yüzlerce mektup geliyor. Bunları paylaşmayı sevmiyorum ancak bir tanesine numune olarak yazılarım arasında yer vermek istedim.

 

 



1066 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı