• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
BU MUDUR
14/01/2018
Mesela Batılılaşma Tanzimat ve Islahat fermanı gibi adımlarla ta Osmanlıda başladığı halde Atatürk ile başladı der, böylece Atatürk'ü Batı hayranı ilk kişi gibi göstererek muhafazakar halkın gözünden düşürmeye çalışırlar.

İlk kanun ta Osmanlıda Batıdan alındığı halde Batılı kanunların da hukuk sistemimize Atatürk ile girdiği yönünde bir yalanı savunurlar.

Osmanlıda hem şer'i hem de örfi hukuk olmak üzere iki ayrı hukuk sistemi olduğu halde bunu dine aykırı görmezler, sanki hukuk sadece şer'i hukuktan ibaretmiş gibi yansıtırlar ancak modern Türkiye Cumhuriyetindeki demokratik yasalara beşeri diye karşı çıkarlar. Sanki örfi hukuk ilahiymiş gibi!

Atatürk'e gelince iki duble rakısını bile müslümanlığına mani görürler lakin bazı padişahların şarabını bırakın müslümanlıklarına, halifeliklerine dahi engel görmezler.

Atatürk harf devrimi yaptığı halde bunu dil devrimi gibi çarpıtırlar. Sanki değişen sadece alfabe değil de dilimizmiş gibi yansıtırlar. Bir gecede cahil kaldık derler. Oysa bir gecede değil, tam 600 yıllık süreç sonunda cahil kaldık. Sadece matbaaya haram diyenler yüzünden bu ulus medeniyet yarışında 3 asır geriye düştü.

Atatürk hoca astırdı derler ama Osmanlıda katledilen bebekleri ağızlarına bile almazlar.

Atatürk fesi kaldırdı, şapka getirdi derler, Osmanlı da sarığın yerine fesi getirmiştir ancak buna itiraz etmezler.

Atatürk niye Osmanlı olarak devam etmedi derler, buna çok kızarlar fakat Osmanlı niye Selçuklu diye devam etmedi demezler.

4 halife bile seçimle başa geldiği halde seçim sistemini getiren cumhuriyeti batıl görürler ama liyakatı yok eden, hanedan ailesinin en büyük oğlu olmayı yani kronolojik yaşı esas alan bir saltanat rejimini dine en uygun rejim sayarlar

Şer'i dedikleri rejimlerdeki hata ve yanlışları insan faktörüne bağlar, demokrasilerdeki hata ve yanlışları ise demokrasiye yani sisteme fatura ederler.

Demokrasiye beşeri derler. Bu sebeple dine uygun bulmazlar. Lakin dinlerinin yüzde doksanı beşeri olduğu halde, ilmihal kitapları binlerce beşeri hükümle dolu olduğu halde bunda en ufak bir sorun görmezler. 61 gün kefaret hükmü ilahi mi diye bir kere olsun sormazlar. Beşeri olanı din sayar lakin demokrasi olunca onu dine uygun bulmazlar.

Sarıklı kanun yapınca adı Allah'ın kanunları olur, şapkalı kanun yaparsa adı tağut düzen olur.

Bir laik hata yapınca işte laiklik budur derler fakat bir dindar hata yapınca bu dini bağlamaz, din ayrı dindar ayrı, karıştırma derler.

Bir müslümanın hatasını eleştirince dine saldırılıyor derler, bu hatayı zımnen sahiplenirler ama başka bir yerde, işlerine gelmediği zamanlarda ise müslüman ayrı müslümanlık ayrı derler, müslümanın hatasını dinden ayırırlar.

Şiiyi, Vahabiyi, Nusayriyi falan batıl yolda sayar, tek ehli sünneti hak yol kabul ederler fakat gerektiğinde de İslam alemi 1.5 milyar demekten geri kalmazlar.

Yeri gelince solcuları, laikleri, Atatürkçüleri vs "Biz müslümanlar, ülkenin müslüman kesimi" falan diyerek kenarda tutar, fakat rakam lazım olunca ülkenin en az % 99'unu müslüman sayarlar.

Kendileri asırlar boyu, sabahtan akşama dek, medresesinden, tekkesine, kurs merkezlerinden apartman sohbetlerine, ilkokuldaki din dersinden üniversitedeki fakültelere kadar on binlerce ayrı noktada kendi dini telakkilerini özgürce anlatır, buna en ufak bir engel olsa dine müdahale var diye kıyamet koparırlar lakin bir başkası, mesela bir Kur'an müslümanı, topu topu üç beş kişi kendi dini telakkisini anlatacak olsa buna hemen zındık, hain, ajan, oryantalist diye saldırırlar. Sonra da "Peygamberimiz kendiniz için istediğinizi başkası için de istemeyen müslüman değildir" buyurdu diyerek dinin edebiyatını yapmaya kaldıkları yerden sıkılmadan devam ederler.

1400 senelik İslam tarihinden yüzlerce ayrı dini ekol ve telakki olduğu halde işlerine gelmeyen her dini akıma, sanki tarihi süreç içinde hep tek bir çizgi varmış da ilk defa ayrı bir ekol çıkmış gibi tepki verir; millete bunu böyle yansıtırlar. Bunları dinleyen 1400 senelik İslam tarihinin sadece tek bir çizgiden ibaret olduğunu, ilk defa ayrı bir telakki ortaya çıktığını zanneder.

Bunlar bir yandan söz gelimi kot giyen genç kız için cehennemde yanacak derler, bu kadar kesin konuşurlar; öte yandan peygamberin şefaatinin ümmetin büyük günah işleyenlerine olduğuna inanırlar. Yani Allah başı açık olanı, pantolon giyeni falan kesin yakacaktır ama kendi büyük günahlarında peygamberin şefaati ve Allah'ın engin rahmeti devreye girecektir. Kendileri için tövbe kapısı sonuna kadar açıktır lakin içki içen falan kesin mahvolmuştur.

Kendilerinden olanlardaki hata ve yanlışları asla görmez, karşı cephede gözde çapak bulsalar mertek yakaladık diye üzerine çullanırlar.

Hangi birini yazayım ki! Bu kadarı bile yetmez mi?

Yıllardır bu işe kafa yoruyorum; bu sahadaki bir kısım yalanların sonunu hala göremiyor, çelişki ve iftiraların dibini hala tahmin edemiyorum.

Evet maalesef;

BUDUR

Not: Geneli tenzih ediyorum.



669 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı