Bu günlerde facebookta aşağıdaki yazı dolaşıyor. Hatta bunu aynı zamanda eczacı olan ve bir komisyonun başkanlığını da yürüten tanınmış bir milletvekili de paylaşmış.

Aşağıda bu bilgiyi paylaşıyorum:

"Bunları Biliyor muydunuz?

Birçok hastalığın ana sebebini anlamak için, lütfen aşağıda aktarılan bilgileri dikkatlice ve özenle okuyalım, paylaşalım.

* Vücut su kıtlığı çektiğinde kandaki suyu kullanırsa,
YÜKSEK TANSİYON hastalığına yakalanırız.

* Vücut su kıtlığı çektiğinde omurlardaki suyu kullanırsa,
BEL VE BOYUN FITIĞI hastalığına yakalanırız.

* Vücut su kıtlığı çektiğinde kemiklerdeki suyu kullanırsa,
gut - atrit gibi romatizmal hastalıklara yakalanırız.

* Vücut su kıtlığı çektiğinde akciğerdeki suyu kullanırsa,
ASTIM hastalığına yakalanırız.

* Vücut su kıtlığı çektiğinde pankreastaki suyu kullanırsa,
ŞEKER hastalığına yakalanırız.

* Vücut su kıtlığı çektiğinde midedeki suyu kullanırsa,
ÜLSER hastalığına yakalanırız.

* Bağırsaklarda su eksilirse, kabızlık meydana gelir ve
KOLON kanseri olma tehlikesi yaşarız.

* Hücrenin su eksikliği çok artarsa, beynimiz hücreye oksijen göndermeyi keser. Oksijen kesilmesi sonucunda da hücre KANSERLEŞME sürecine girer !!!...

Hasta olmamak için vücüdumuzu susuz bırakmamalıyız.

Alkali - Canlı su içmeliyiz.

Alkali ve canlı olmayan sular ne kadar çok içilse de vücut yine susuz kalmaktadır !!!

Çağımızın en büyük problemi ; içilen ölü sulardır !!!"

ŞİMDİ 5 BASİT SORU GELİYOR AKLIMA

1. Bu bilgiler tıbbi açıdan doğru mudur?

2. Doğru ise bu kadar basit, temel ve pratik bilgiden hiçbir uzman neden sağda solda hiç bahsetmemektedir?

3. Niçin ülser vb. hastalıklarla ilgili düzinelerce tv. konuşmaları yapıldığı, yazılar yazıldığı halde bu en hayati bilgi esirgenmiştir?

4. Niçin su gündeme gelince verilen bilgi en fazla günde üç litre içilmeli demekle sınırlı tutulmuştur?

5. Suyun tek başına sayılan her bir hastalığı birebir olarak ortaya çıkarabilme potansiyeli neden hakettiği ölçekte yüksek bir sesle haykırılmamıştır? 

SONUÇ

Eğer bu bilgi doğru ise oturmamız, sağlığımız kimlere emanet diye sormamız gerekiyor.

En önemlisi de hastadan ve hastalıktan beslenen bir sektörün sağlığımız üzerinde nasıl da çirkin bir oyun oynadığı meselesi üzerinde kara kara düşünmeliyiz!