• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
BİZİ OLAYLAR MI ETKİLİYOR ALGILARIMIZ MI
15/03/2013
Psikoloji bilimi şöyle söyler:
 
Bizim için aslında olayların ne olduğunun önemi yoktur.
 
Olguları ve olayları bizim için önemli kılan onlara yüklediğimiz anlamdır.
 
Bu anlamı algılarımız oluşturur.
 
Algılarımızı ise sahip olduğumuz bilgiler inşa eder!

Aşağıdaki sosyal olguya ilk bakışta verdiğiniz (negatif) duygusal tepki yazıyı okuduğunuzda muhtemelen bambaşka (olumlu) bir yöne evriliverecek!

Ama aynı olay hala orta yerde duruyor olacak! Hem de hiç değişmeden!

Ne demiştim, olaylar önemli değildir; ona yüklediğimiz anlam önemlidir.

Evet, bu yazıyı okuyunca evvela bilginiz değişecek.

Hemen akabinde bu bilgi algınızı etkileyecek!

Algı da yüklediğiniz anlamı dönüştürecek!

Haliyle ortaya bambaşka bir duygusal reaksiyon / etkilenme çıkacak!

Yaşadığınız tüm olaylara ve psikolojik etkilenmelere işte böyle bakınız diyor; sizi aşağıdaki alıntı yazıyla baş başa bırakıyorum.

KÖYDE KADINLAR NEDEN EŞLERİNİN GERİSİNDEN YÜRÜRLER

Anadolu'da Kadınlar Neden Erkeklerin Arkasından Yürür?

Olayın sebeplerini daha iyi anlatabilmek için, önce yüz yıllık tarihimizi hatırlatmam gerekiyor.

Savaşlar dönemi!

1911 yılında başlayan Balkan savaşlarıyla beraber, Anadolu insanı hep savaşlara koşmak zorunda kaldı. On yıl civarında süren bu savaşlar yüzünden Anadolu köylerinde neredeyse erkek kalmadı. Birinci Dünya Savaşı, Çanakkale Savaşı, Kurtuluş Savaşı gibi yüz binlerce erkeğin, gidip bir daha dönemediği bu süreç bitince, Anadolu'da dul kadınlar ve yetim çocuklar kaldı. 10-11 yaşındaki erkeklerin, 17-18 yaşındaki kızlarla evlendirilmek zorunda kaldığı dönemlerden bahsediyorum.

Herhangi bir sebepten dolayı savaşa gidemeyen veya savaş sonrası savaş gazisi olarak köyüne dönebilen az sayıda erkek dışında, köy - kasaba halkının çok büyük bir kısmı, dul kadın veya yetim çocuklardan oluşuyordu.

Böylesi bir zarafet!

İşte böylesi bir ortamda yaşayan babalar, evlatları yanlarına gelince, diğer yetim çocukların içi acımasın diye, kendi evlatlarını yanlarında uzaklaştırırmış. Baba hasretiyle yanan yetim çocuklar, babalarını hatırlayıp üzülmesinler diye, başkalarının yanında kendi evlatlarını sevmeye utanırmış babalar. Böylesi ince, böylesi zarif bir düşünceyle, babalar evlatlarına mesafe koymuş.

Hanımlarıyla sokakta gezmek zorunda kaldıklarında, "kocasını kaybetmiş dul kadınlar bizi yan yana - el ele görürseler yaraları deşilir" düşüncesiyle, yan yana yürümemeye çalışırmışlar. Anadolu'da erkeklerin hanımlarını birkaç adım geriden yürütme gelenekleri, böylesine bir zarif düşünceyle oluşmuş.

Cehaletin, nasıl korkunç bir bataklık olduğunu, yeninde görmemi sağladı bu olay. Başka yetim çocukların içi acımasın diye ortaya konan tavır, cehalet yüzünden, öz evladını, yetim psikolojisi ile ilgisiz ve sevgisiz büyütme tavrına dönüştürülmüş.

Dul kadınların, savaştan dönmeyen kocalarını hatırlayıp yaraları acımasın diye gösterilen nezaket, kendi hanımını dışlayan bir tavra dönüşmüş cehalet yüzünden.

Ah kültürlü cehalet!

Sen nasıl bir belasın ki, böylesi bir zarafeti nefrete ve hatta şiddete dönüştürüyorsun?



2938 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı