Ancak tarihi vesikalarda çok az malumat bulunan bir olayı sayfalarca anlat, romanlaştır; en çok satanlar listesine girer.

Tarihi gerçeklik işinde bile gerçekler itibar görmez artık, yaşadığımız bu dünyada.

Hz. Hatice'yi eldeki sınırlı vesika ve belge ile anlat; yok, okumazlar.

Ama yaşamını yüzlerce sayfaya çıkar yani hayal gücünü kullan, hikayeleştir; en sevilen eserlerden olur.

Herkes Hz. Hatice'yi artık çok iyi tanıyordur!

Çoğunun hikaye olmasının ne önemi vardır!

Hoşa gitmiştir bir kere!

Hoşa giden en esaslı hakikat artık!

Kur'an mealen, "Kader hakkında size çok az şey öğretilmiştir" der. Ancak kader hakkında bin sayfa yaz; o da çok tutulur.

Örneği çoktur.

Kabir hayatını iki, istersen üç cilt anlat... Okunma ve satış rekorları kırar.

Oysa kabirle ilgili hadisleri ve gerçekleri toplasan on sayfa ya eder ya etmez!

Olsun, anlatılıyordur sonuçta!

Çocuğun 2 ila 4 yaş arasındaki 2 yıllık ufacık dönemi 500 sayfa yaz; okurlar.

Atalar ta asırlar öncesinden çok mal haramsız, çok laf yalansız olmaz demiş, kimin umurunda! 

Alkol pahalıdır, içerler. Üstelik zararlıdır da. Ama süt hem ucuz hem de sağlıklıdır. Kimse yüzüne bile bakmaz sütün.

Sigara ile kitap aşağı yukarı aynı ücrete tabiidir. Lakin ülkemizde sigara satışı kitap satışından kat kat fazladır.

Doğruyu yaz, en az dokuz köyden kovarlar.

Yalancıyı ise en az dokuz köye muhtar yaparlar.

Bu böyle uzayıp gider ama bu tuhaflık hiç değişmez

Sonuç:

Bu veriler ışığında bakınca çok iyi anlaşılıyor ki benim kitabımın böylesi bir dünyada fazla şansı olmayacaktır.

Çünkü işlediği konuyu sırf alengirli olsun diye abartmıyor.

Sadece gerekli bilgileri en sade dille ele alıyor.

Üstelik de gereksiz bilgileri dışarda tutuyor.  

Mektuptan çaldıklarıyla zarfı süslemiyor.

Hacmi kalın görünsün diye en sade gerçeklere en detay iş muamelesi çekmiyor, özü ve hakikati katletmiyor.

O yüzden diyorum; senin fazla şansın yok bay organik! 

Şuraya yazıyorum, göreceksin!