• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
İYİ ATEİSTLER CENNETE GİRECEK Mİ
13/05/2013
Ateistler "kendilerince çok mantıklı" sorular soruyorlar bazen!

Mesela, "İyi tamam da inanmayan ama faydalı ve iyi işler yapanlar nasıl cehenneme gidecek? Bu adil olur mu?" diyorlar!

Birincisi senin iyilik ve faydalı şeyler dediklerinin yaratıcı nazarında sivrisinek kanadı kadar önemi yok. O seni sırf iyilik için yaratmadı çünkü. Bırak iyilikleri, bu dünyanın bile yaratıcı nazarında fazla bir ehemmiyeti yok. "Şayet bu dünyanın benim nazarımda sivrisinek kadar değeri olsaydı kafire bir damla su içirmezdim" diyor. O yüzden kimini zengin kimini fakir, kimini sağlam kimini engelli yaratıyor.

O kudreti sonsuz bir dünya hayatını otobüs durağı gibi görüyor. İki dakika sonra ecel otobüsü gelecek, ebediyen kalınacak olan asıl yurda hareket edecek. O halde bu durakta ayakta beklesen ne olur otursanız ne olur diye düşünüyor! 

Sen bunu hakkıyla bir kavrayabilsen heyecanından yerinde oturmak bile istemezsin, hep ayakta geçirmek istersin o kısacık süreyi. Kavrayamazsan sureten otursan bile o çok önemsediğin iki dakikalık durakta, ruhen ayakta kalırsın zaten!

İkincisi onca açık kapıyı gördüğün halde "kendince olmayan" (o kapılar da açık aslında ama sen göremiyorsun. Kibrin ve büyüklenmen yüzünden) bir - iki kapalı kapıyı nazara verip yüzlerce açık kapısı bulunan bir sarayı kökten reddedeceksin; sonra kalkıp iyilik edenler niye ve hangi adaletle cehenneme gidecek, bu çok saçma diyeceksin!

...

Bu kişiler adam öldüren bir katil için, "Filanca adam dün birkaç fakiri doyurdu. Herkese çok iyilikler yaptı. O halde nasıl olur da bu adamı öldürdü diye hapse atıyorsunuz" demez hiçbir zaman.

Katil olmuş birisini yani bir cana kıymış kişiyi yaptığı iyilikler hapisten kurtarmaz. Buna sağcı - solcu fark etmez; yaşayan tek bir kişi bile, "Ama bu haksızlık, bu adamın bir sürü iyiliği var" demez.

Bir cana kıyanı yaptığı hiçbir iyilik kurtaramıyorsa onca işaretine ve deliline rağmen yaratıcı yok diyerek inkar edeni, yani kendisini karşılıksız ve yoktan var edeni kendi beyninde ve vicdanında katletme cinayetini işleyeni yaptıkları iyilikler kurtaramaz.

Kurtaramamalı da! Bu hem aklın hem de vicdanın bir gereğidir.

Gerçi tuhaftır, bu kişilerin mantık yapıları biraz tuhaf işler. Ergenekon davası kapsamında tutuklananlar için, "Ama bunlar ülkeye asker, hoca, bilim adamı olarak vs. büyük hizmetleri dokunan kişiler" diyorlar sürekli, malum. Yani ülkeye faydası dokunduğu için suçlarını görmezden gelelim, bu kişilerin suç işleyebilme ayrıcalıkları olsun demiş oluyorlar!

Onlara göre adil olan bu!

Elmayı, armudu, karpuzu, muzu, bebekleri, gözleri, kalbi, beyni, karıncayı, arıyı, tavus kuşunu, uçan kuşları, fili, zürafayı, boşlukta gezinen ve düşmeyen gezegenleri, asırlardır yanan ama ışığı ve ısısı hiç azalmayan güneşi ve daha böyle binlerce eşsiz eseri göreceksin! Bunları bir yaratanın olduğuna hadi diyelim ki inanmayacaksın; ancak buna en ufak bir ihtimal dahi vermeyeceksin. Üstüne çıkıp kesin bir kanaatle, "Yaratıcı yok" diyeceksin.

Çölde bir ayak izi görsen, "Muhtemelen buradan birisi geçmiş olmalı" diyeceksin.

Yolda üst üste iki taş görsen, "Bunu buraya rüzgar koymuş olamaz, bu çok saçma. Muhtemelen (bizzat görmesem de) çevrede birileri olmalı" diyeceksin.

Harika bir resim görünce bilfiil görmediğin halde ressamını inkar etmeyeceksin; bilakis ona hayran olacaksın.

Çıkıp da, "Ressam messam yok" dese birisi, onu kolundan tutup akıl hastanesine götürmeye kalkacaksın. Tek bir resim için bile kendi kendine oldu demeyeceksin, orada bu denli makul düşüneceksin. Hakkı hak sahibine teslim edeceksin!

İş yaratıcıya geldiğinde anında değişecek, mantığın olağan kurgusunu reddetmek pahasına bunca şeyi yaratan falan yok diye izaha kalkışacaksın!

Hatta şüpheciliği bilimin ve aklın bir gereği olarak kabul edeceksin. Ama iş Allah'a gelince bırak yürekten iman etmeyi var olabileceğine dair en ufak bir ihtimal vermeyecek, yok derkenki düşüncenden dolayı yüzde bir bile olsa şüphecilik duymayacaksın.

Hani akıl ve bilimde şüphecilik esastı?

Şüphe etsene o zaman, "Tanrı falan yok" derkenki düşüncenden dolayı?

Sonra kalkıp yapılan iyilikle bu asla affedilemeyecek vebalden yırtmanın alametlerini soruşturacaksın!

"Hem inanmam hem de (şayet varsa) cehennemden yırtarım" kurnazlığına soyunacaksın!

Padişahın verdiği parayı ve imkanları yine padişahın vasıtalarını (elini, gözünü, aklını, ayağını) kullanarak dağıtacaksın. Sonra da kalkıp, "Padişah değil ben yaptım bu iyilikleri" diyeceksin; herkes de yutacak! 

Bir evlat, "Benim annem babam yok" diyecek! Sonra her gördüğü dilenciye kendisine miras kalan paradan üç - beş kuruş veriyor diye anne - babası onu hayırlı evlat sayacak, ne güzel! 

Haşa Allah kül yutar mı sanıyorsun sen?

-Haşa- ben olsam bırak sıradan iyilikleri, dünyayı bin kere kurtaran süperman olsan seni yine affetmem!

Bunca alamete bakıp da hadi inanamadın, tamam. İnanç bir nasip işidir sonuçta. Onu hakkıyla arayan, vicdanıyla sorgulayan hak eder. Ucunda sonsuz cennet ve yine sonsuz cehennem olan bu mükafat hak edene nasip edilir.

O ayrı mesele.

En azından bir ihtimal versen, ölür müsün?

O kadar yüzde yüz bir kanaatle yok demesen?

"Allah var" inancına olduğu gibi "Allah yok" düşüncesine de bilimsel şüphecilikle yaklaşsan? Bilimsellik sana çok yakışır, bilirsin?

Dedim ya: Sen tek bir resmin ressamına bile yüzde yüz var derken ve hayranlıkla teşekkür ederken yaşadığın gezegende her saniye şahit olduğun milyonlarca resmin ressamına yok diyor, hatta olabileceğine dair en ufak bir ihtimal bile vermiyorsun.

Senin nedense yaratıcıya karşı acayip bir gıcıklığın var kardeş, kusura bakma!

O yüzden sen inanmıyor değil, inanmak istemiyorsun! İnsan gıcık gittiği bir kişinin pek çok şeyine inanmak, o yanlarını kabul etmek istemez.

Bu yoğun kin ve öfke altında akıl sağlıklı işlemez!

Nitekim işlemiyor da, görüyorsun.

Benden hatırlatması!

Hakkında hiçbir kesin delil olmadığı halde sadece zanna (teoriye) uy. Sözgelimi sineğin kartala, kertenkelenin timsaha, maymunun insana dönüştüğüne inan ama bir yaratıcının var olabileceğine en ufak bir ihtimal dahi verme! 

Buradaki yaratıcıya olan kini, düşmanlığı, onla ilgili en ufak bir olasılığa bile duyulan derin tahammülsüzlüğü ve köklü hasımlığı fark edebiliyor musun?

Allah bu kişilerin iyiliklerini başta bu derin kin, tahammülsüz tutum, haksız yaklaşım, gizli nefret ve samimi düşmanlıkları, velhasıl kibirleri, büyüklenmeleri ve işledikleri zulümleri yüzünden kabul etmeyecek!

Bırak inkarcının iyiliklerini, O kudreti sonsuz birçok "dindar"ın iyiliklerini, hatta ibadetini dahi kabul etmeyecek; yüzlerine çarpacak! 

Buna "müflis edilenlerden olmak" deniyor din literatüründe! 



2190 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı