• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
HER SORUNUN ALTINDA AZ DİNDARLIK SORUNU MU YATAR
15/08/2013
Ülkemizde bireysel veya toplumsal bir olay vuku bulduğunda klasik analizler hep şöyledir genellikle!

... Ülkemizde zaman zaman yapılan gösterilerde yüreğimiz dağlanıyor. Sökülen kaldırım taşları, parçalanan otobüs durakları, yerinden kaldırılan yön levhaları... Bunu yapanlar bizim ülkemizin insanları. Bizim ülkemizin gençleri. Hepsi ile aynı okullara gidiyoruz, benzer anne - baba ellerinde büyüyoruz. Peki bu hınç, bu saldırganlık nasıl oluyor? Bu kini, bu psikolojiyi nerede ve nasıl kazanıyorlar? Demek ki bu gençlere zamanında sağlam bir din eğitimi verememişiz. Demek ki manevi olarak onları zamanında eğitememişiz!

Demek ki... ile başlayan son iki cümlede olduğu üzere her sorunu götürüp din eğitimi noksanlığına ve maneviyat eksikliğine bağlamak moda oldu!

Hele bir de manevi reçete diyerek ibadet, özellikle de namaz ve dua önerenler... 

"Ruhun mu daraldı, kalk ve namaz kıl" telkinleri...

Sırf Allah rızası için yapılması gereken şeyler bu kadar mı ifsat ve suistimal edilir; sureti hak kılığı altında! Elbette ki namaz kılanın ruhu hafifler; lakin bunun için kalk ve namaz kıl denir mi! Bir garip dindarlık türedi ki sormayın!

Bu mantığa göre inancında namaz olmayan başka din mensuplarının yahut namaz kılmayan diğer insanların ruh darlığından patlaması lazım! 

Bir kesim her sorunun çözümü için eğitim şart demekte, bir diğer kesim de her sorunun çözümünü sadece daha kaliteli ve yoğun bir din eğitiminde ve ibadetlerde vs. görmekte, tüm sorunları dini eğitim azlığına ve maneviyat boşluğuna bağlamaktadır.

Bu tür analizler derin bir bakış açısının ve kapsamlı bir görüş genişliğinin değil; meseleleri görmek istediğimiz gibi görme eğilimimizin ürünüdür.

Bir çok yazar, alim ve hoca böylesi sorunları hemen götürüp dini eğitim eksikliğine vs. bağlayarak aslında dini eğitimin gerekliliği için argüman bulduklarını, böylece ucu buraya gidecek bir kapı açarak büyük bir sevaba vesile olacaklarını düşünüyorlar diye tahmin ediyorum.

Oysa bu mantık son derece hatalıdır.

Bugün başta Batı olmak üzere dünyanın hemen her yerinde nice batıl din mensubu insanlar ile ne çok sayıda hiç dini eğitim almamış gençler yaşamaktadır. Onların hepsi her fırsatta kaldırım taşı söküp tabela indiriyor falan değillerdir.

Sözgelimi İngiltere'de bırakın zayıf yahut iyi dindar olmayı ateist olan o kadar yaygın bir nüfus vardır ki. Onların İngiltere dindarlarına göre suç işleme konusunda daha yüksek bir istatistiğe sahip olduğunu kim söyleyebilir!

Mesela bugün Almanya'ya giden herkes bu ülkenin düzenine, kurallara olan bağlılığına, birbirleriyle olan insani iletişimlerinin kalitesine, gelişmişlik düzeyine vs. hayran olur! Bu sonuç Almanların hepsinin iyi bir İslam yahut din eğitimi almış olmasının tezahürü değildir.

Her sorunu götürüp hemen dine, özellikle de din eğitimin azlığına yahut niteliksizliğine bağlamak bir fırsatçılıktır.

Sorunlardan nemalanarak bunu arzu edilen din eğitimi için bahane olarak kullanmaktır.

Bugün Çin'de tek ilahlı hak bir din yoktur. 2 milyar nüfuslu bu ülkede herkes birbirini yiyor falan değildir. İneğe tapan Hindistan için de bu geçerlidir. Güneşe tapınan Japonlar için de. Afrika'daki ilkel kabile dini mensuplarında da...

Gerçek böyleyken her sorunu hemen dine, dini eğitim noksanlığına, az dindar olma çok dindar olma meselesine bağlamak yanlıştır. Sureti haktan gibi görünen ve dine hizmet edecek her yolu mübah olarak görme anlayışının ürünü olan bu mantık gerçekçi olmadığı gibi dine de zarar vermektedir.

Çünkü bireysel bir tercihin ürünü ve sadece Allah rızası için olması gereken dindarlık işini dünyevileştirmekte, bunu dünyevi huzur, başarı ve mutluluk vs. için kullanmakta, böylece insanların ilk başta yüzde yüz samimi olan dindarlıklarını ve yüzde yüz Allah için olan tercihlerini dünyevi menfaat çamuruyla bulandırmaktadır. Pişmiş aşa su katmaktadır!

Bunun yerine olması gereken yaklaşım şudur:

"Dünyada dindar olmadan da, bizdeki manada bir dine sahip olmadan da, hatta hiç inanmadan bile iyi insan olunabilir. Yeryüzü bunun sayısız örneğiyle doludur. Ancak dindar olmak Allah'ın istediği bir şeydir. Bu konuda baskı ve zorlama yoktur. Bu konudaki tercihiniz tamamen size aittir. Tercih sizindir."

Bir insan tamamen kendi özgür seçimiyle, sadece ve saf Allah rızası için dindar olmalıdır; şayet olacaksa! "Dünya böyle huzur bulacak" diye inanarak veya, "Başka türlü iyi insan olunamazmış" sanarak değil! 

Olması gereken anlayış, verilmesi gereken mesaj bu olmalıdır.

Bu; dinin en çok istediği özellik olan yalandan uzak durma davranışının ve dürüst olma erdeminin de bir gereğidir.



2417 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı