• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
SİZ AKIL ETMEZSENİZ BİRİLERİ EDER
03/09/2013
Allah Kur'anda mealen,
 
113-"Ama onların hepsi bir değildir. Kitap ehlinin içinde geceleri ayakta durup Allah'ın ayetlerini okuyan ve secdeye kapanan bir kesim vardır.
 
114- Bunlar Allah'a ve ahiret gününe inanırlar, iyiliği emrederek kötülükten sakındırırlar, hayırlı işlere koşarlar. Onlar iyi kullardandırlar.
 
115- Onların yaptıkları hiçbir iyilik karşılıksız kalmayacaktır. Hiç kuşkusuz Allah takvalıların kimler olduğunu bilir." (Ali İmran, 113, 114, 115) buyuruyor. 
 
Bu son ayette anlatılan takvalılar... ifadesinin mefhumu muhalifine göre gerçek takvalıların kimler olduğunu en doğru olarak Allah biliyor; demek ki bizler bilmiyoruz!
 
Üstelik de bu kitap ehli gruptan bahsedilir bahsedilmez hemen "takvalılar" denilmesi bu kişilerin gerçek takvalılardan olduğuna da işaret ediyor!
 
Hani müslüman olmayanlar toptan kafirdi? Bırakın hepsinin kafir olmasını içlerinde takvalıları bile varmış!
 
"Onlar ayetleri (kitabı) okurlar" deniyor. Okunan kitap Kur'an olsa bunlar ehli kitap içinde olmuş olmazdı zaten. Demek ki kendi kutsal kitaplarından ayetler okuyorlar. Üstelik de bu okuma işi Allah katında muteber görünüyor! 
 
Buradan da anlaşılıyor ki Allah sadece amele değil; aslında niyete, gayrete, samimiyete bakıyor! 
 
Çünkü Allah basit matematiksel işlemlere göre artı ve eksi verip; çıkan sonucu da toplayıp kimini buna göre cennete kimini de bu sonuca göre cehenneme atmaya mecbur bir varlık değil! O'nun nazarında bazen bir binden değerlidir bazen de bin birden daha azdır!
 
Ve ayetin devamında onların durumlarının farklı olacağı söyleniyor. Yani Allah onlara ehli kitaptan daha farklı muamele edeceğini, amellerini zayi etmeyeceğini, onlara müsbet bir karşılık vereceğini beyan ediyor.
 
Biz Müslümanlara ise yıllarca, "Müslüman olmayan = kafirdir. Hepsinin akıbeti cehennemdir" diye anlattılar!
 
Müslüman olmayanların hepsinin kafir olduklarını ve sonunda cehenneme gitmeyeceklerini düşünen kaç müslüman vardır?
 
Allah'ın Kur'anda müslümanlar sıfatı yerine iman edenler tabirini seçtiğini kimse söylemedi bize. Oysa bu kavramsal tercih oldukça düşündürücüydü!
 
Bu tercih; Allah'ın iman etme işini biz müslümanlarla sınırlı tutmadığını, sadece bunu biz müslümanların böyle algıladığını gösteriyordu. Lakin bunu açıkça ve üzerinde dura dura beyan etmediler bize!
 
Ancak biz Müslümanlar iman edenler = müslümanlar olarak algıladık!
 
Allah ise "iman edenler" sıfatını seçerek bu kapsamı geniş tutuyordu sürekli. Çünkü o ehli kitap içinde bile bazılarının olabileceğini ve onların durumlarının karşılıksız kalmayacağını biliyordu!
 
Mesele bizim dediğimiz gibi olsaydı Allah iman edenler yerine açıkça Müslüman sıfatını kullanmaz mıydı!
 
İşte bu sebeplerle Kur'anın mealine yani manasına hep karşı çıktılar! 
 
"Dini kaynağından kendiniz öğrenmeyin; gelin bizden öğrenin" demek için! Bizi asırlar boyu kaynakla direkt muhatap etmek istemediler; nitekim de etmediler!
 
Bunun bahanesi ise hep, "Meal aslını tutmaz" ve, "Siz anlayamazsınız, o kadar derin manaları var ki, ancak alimler bilir" bahanesi oldu! Oysa Allah kitabı olan Kur'an hakkında, "O apaçık bir kitaptır" buyurduğu halde!
 
Allah herkese Kur'an okuyun diye buyurdu. Onlar ise bize adeta, "Alimler okusun; onlar size anlatır" dedi. 
 
Şimdi artık açık açık Meal okuyun diyorlar! 
 
Artık mızrak çuvala sığmaz hale gelince söylüyorlar bunu! Nice insan bir kere olsun açıp da manasını okumadan bu dünyadan göçüp gittiksen sonra!
 
Sormak lazım:
 
Ne değişti?
 
Dün mü hatalıydınız yahut bugün mü yanlış yapıyorsunuz?
 
Böylece;
 
Allah akıl etmeyi her müslümana sık sık emrettiği - farz kıldığı halde,"Benim akıl etmem şart değil ki; efendimiz bizim yerimize akıl ediyor nasıl olsa" diyen bir müslüman tipolojisi yarattılar böylece.
 
Siz akıl etmezseniz sizin adınıza akıl edenler işte gerçekleri böyle sarıp sarmalarlar!
 
Allah, "Hep birlikte Allah'ın ipine (kitabına, dinine) sımsıkı sarılın. Parçalanıp ayrılmayın. Allah'ın üzerinizdeki nimetini düşünün. (Ali İmran 103)" buyurur; buna yani birlik olmaya açıkça emir ve farz demezler.
 
Allah sayısız yerde, "Akıl edin, düşünün" buyurur; düşünmek, akıl etmek, özellikle de bunu herkesin kendisinin yapması farzdır denildiğini pek göremezsiniz!
 
Buna mukabil tek bir yerde geçen, "Örtünüzü göğsünüzün üzerine doğru salın" ayetini ise Allah'ın adeta en kesin emri ve en yüksek farz olarak sürekli en önde tutarlar.
 
Dedim ya; siz akıl etmez ve düşünmez, bu işi sizin yerinize daha iyi yaptıklarını düşündüğünüz bazı kişilere havale ederseniz sonuç işte böylesi garip işler olur!
 
Sizce bu işlerde bir gariplik yok mu?
 
Bence fazlasıyla var!

 



2446 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı