• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
EKOLCÜ ŞARTLANMANIN BOZUCU İŞLEVİ
15/09/2013
Bozma ve bozulma süreci her alanda benzer bir çizgi izliyor.
 
NLP, Kişisel Gelişim türü ekollerle öncelikle ruhumuzun temel ayarları bozuluyor. Başlangıçta doğası gereği dış dünya odaklı işleyen beynimiz ve algılarımız ruhumuz üzerine çekiliyor. Buraya kayan algı ekseni önce pireyi fark etmeye ve önemsemeye, ardından da farkına vardığı bu pireleri deve yapmaya başlar hale geliyor. 
 
Ayar bir kere bozuldu mu ya eksik ya fazla tartması kaçınılmazdır zaten! (Mesela günümüzde ayarı bozulan bir diğer yapı da vicdanlardır. Vicdan bir terazidir ve herkeste vardır. Lakin çoğu kişide ayarı bozuktur. Kiminde yanlı, kiminde katı, kiminde de gevşek işleyen yani ya eksik ya fazla tartan bir bozukluğa sahiptir. Vicdan terazisinin ayarı bir kez olsun bozuldu mu kendisinin ve yandaşlarının kusurlarını hafif iyi yanlarını ağır; başkasının ve rakiplerinin kusurlarını ağır, iyiliklerini hafif tartar. Vicdanı bozan en büyük faktör tek taraflı şartlanmadır.)
 
Sonra devreye, "Çözüm bende" diyen psikoloji ve psikiyatri yaklaşımları giriyor. Yani bir yanlışın ürünü olan sonuçları başka bir yanlışla telafi çabası devreye sokuluyor. Hatalı ekollerin ürünü olan hatalı sonuçlar bir sürü hatası bulunan ilaçlarla vs. tamir edilmeye çalışılıyor. Hatayı hata ile tamire kalkışılıyor yani.
 
Oysa çözüm bu bozulma sürecini doğuran hataların ortadan kaldırılmasındadır. Sözkonusu sorun sonuç ise çözüm sebeplere müdahaledir. Ancak gelinen nokta itibariyle artık bu noktayı kimse aklının ucuna bile getiremez!
 
Bu hatalı süreç din alanında da geçerlidir. Buradaki sorunların doğuşu ve çözüm arayışları da yukarıda anlatılana benzer bir çizgi izliyor.
 
Mesela önce; zaman içinde ihtiyaca binaen bazı yorumlar ve görüşler ortaya atılıyor. Sonra bunlar zamanla katı birer ekole dönüşüyor. Yorum elbette ki olmalıdır lakin bunların birer dini ekole dönüşmesi şart mıdır? Sorun bu noktada başlıyor zaten! Sorun yorumda değil; bunların katı birer ekole dönüşmesinde!
 
Daha sonra öyle bir noktaya geliniyor ki sonradan icat edilen bu ekoller (mesela mezhepler vs.) yüzünden insanlar birbirini boğazlıyor, lakin artık kimse bu gidişatın esas sebebinin bu ekolleşme mantığı ve uygulaması olduğunu göremiyor bile.
 
Gizli yahut açık her şartlanma gözlerin önüne çekilmiş kapkara bir perdedir. 
 
İşin esas bam teli olan bu hayati noktaya gelecek her eleştiri çok büyük bir günah gibi algılanıyor. Bu yönde öyle sessiz bir şartlanma oluşturulmuş ki beyinlerde!
 
Bu süreç içinde mesela; bir ekolün uygulama pratiğinde din fıkha indirgeniyor. Yahut diğer bir ekol kalp temizliğini fazla merkeze almıyor, sadece imani faaliyetlere yöneliyor diyelim.
 
Bu sefer de kendince bu görece hatayı tamiri amaçlayan başka ekoller oluşmaya başlıyor. Tasavvuf vs. ekoller doğuyor bu sefer de!
 
Bir indirgemeci yani hatalı uygulamadan daha başka hatalara kapı aralayan bir başka indirgemeci uygulamalarla çare aramak kaçınılmazmış gibi bir algı ve süreç oluşuyor çünkü!
 
Oysa saf ve duru olan kaynağa, yani ilk başa, sahabe ve peygamberi döneme - uygulamalara dönmek dinle ilgili hemen her sorunun en esaslı çaresidir.
 
Yoksa birbirini tetikleyen, bir hatadan kurtarmak için başka hatalara yol açan zincirleme yanlışlar seline kapılmak kaçınılmaz oluyor.
 
Ama yukarıda değindiğim algısal ve uygulamalı süreç sonunda öyle bir noktaya gelinmiş oluyor ki artık, sahabe dönemi İslamı telaffuzunu tasavvuf vb. kavramlar kadar bile duyamaz oluyorsunuz yaşadığınız dünyada!
 
Çünkü çarenin saf ve duru öze - kaynağa dönmekte değil de bu sonradan icat edilmiş ara yol ve yöntemlerde olduğuna dair öyle gizli, derin ve sessiz bir inanç inşa edilmiştir ki beyinlerde!
 
İşin daha da vahimi bu ekolcü şartlanma ve kabul öyle bir katılığa sahiptir ki. 
 
Hakkında yeterli ayet ve hadis delili dahi verseniz yine de bir yol buluyor kendisine! Ya tevil ediyor ya tefsir. Ne edip ediyor; yine devam edip gidiyor bu hipnoz hali! 

 



2865 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı