• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
HER ŞEY KATEGORİZE ETMEKLE BAŞLADI. HATTA SORUNLAR BİLE
20/10/2013

Önce düşünceyi "olumlu" ve "olumsuz" diye ikiye ayırdılar!

"Olumlu" payesi verdikleri düşünceyi "pozitif" vs. diyerek alabildiğince okşadılar. Tüm istekleri bu düşünceye yoğunlaştırdılar, beklentileri bu yöne kanalize ettiler, dikkatleri vs. sonradan icat ettikleri bu düşünce türünün üzerine topladılar.

Aslında tıpkı "olumlu" denilen düşünce gibi bir düşünce olan, bu noktada ondan en ufak bir farkı olmayan "olumsuz" düşünceye ise takıntı vs. diyerek yerebildikleri kadar yerdiler! Millet suni olarak üretilen "olumsuz düşünce" türüne şeytana karşı duyduğu öfkeyi, kaygıyı ve korkuyu duyar hale getirildi.

Sonra olumsuz düşünce aklına çok geliyorsa şayet sen takıntı hastasısın dediler. Yani aklımıza neyin gelip neyin gelmeyeceğine karar verdikleri yetmezmiş gibi bir de bunun sıklığına müdahale ettiler.

Böylece millet aklına her "olumsuz düşünce" geldikçe deliye döner hale getirildi. Bunu da bugüne değin en ufak bir hayırlı ve mantıklı tarafını görmediğim statüko sağladı...

Oysa ikisi de bir düşünceydi sadece...

İkisinin de gidip geleceği yer beynimizden başka bir yer değildi. Öyle ya olumlu düşünce beynimize gelip gidecekti de olumsuzu safra kesemize mi uğrayacaktı!

Yok; o olumsuz diye etiketlenmişti bir kere. Olumsuz olduğu için de gelmemeliydi zihnimize! Aklımıza gelip giden düşünceye bile müdahale ettiler. Ona bile karıştılar. Beyin düşüncenin merkeziydi ve oraya her türlü düşünce gelip giderdi oysa. Bundan daha doğal ne olabilirdi! Ancak onlar bu en temel doğruyu bile sabote ettiler.

Önce düşünceyi ikiye böldüler; sonra birine gelmeli dediler; diğerine ise beyinlerimizde yasak koydular!

Bizi durup dururken en tipik düşüncelerimize karşı aşırı duyarlı hale getirdiler.

Duyarlılık artar da hassasiyet artmaz mı!

Hassasiyet artar da etkilenme artmaz mı!

Biz de etkilenir hale geldik haliyle!

Düşüncemizi takip ettik sürekli! Hangisi geliyor, ne sıklıkta geliyor diye! Koşullandığımız yönde algıladık her şeyi!

Allah bile, "Aklına her şey gelebilir; sen sadece yaptıklarından sorumlusun" dedi. Lakin, "Hayır; sen aklına gelen düşüncelerden de sorumlusun. Olumlu düşünce gelmeli ama olumsuz düşünce gelirse mutlaka sorun var" diye ezberlettiler bizlere.

Bir esnafa "iyi" müşteri "kötü" müşteri vurgusunu çok yaparsanız kötü müşteri gelince rahatsız olur, adeta deliye döner. Oysa esnafsan dükkanına her müşteri gelir, gelecektir. Bunlar bize, "Sen esnaf olabilirsin ama şu - şu müşteriler gelmemeli, aman dikkat" dediler. Böylece bizi durup dururken müşteriyle kavgalı hale getirdiler.

Bu yüzden hep diyorum:

Statüko sadece sorun üretir! Bu sorunları tıplaştırarak hem tekeline alır hem de ilaca açık hale getirir. Sonra da kalkar bu sorunların adına mantığı, bilimi, etiği imha pahasına "hastalık" der.

Biz psikologlar da bu statükonun dümen suyunda hareket ederek sofradaki kırıntılardan nemalanırız!

Ben bunu reddediyorum!

Ömrümü sağlığımız üzerinde oynanan bu mantık garabeti algı oyununu bozmaya adamış bulunuyorum!



2567 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı