• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
ÖNCE NASIL ZARAR VERİYOR
27/10/2013
"ÖNCE ZARAR VERME" (HİPOKRAT)
 
Psikiyatrinin tedavi adı altında verdiği zararı her bir detayıyla yani hakkıyla yazsanız orta ölçekli bir ansiklopedi olur. Çoğunu ben muhtelif yazı ve makalelerimde tek tek ele aldım. Zannedildiği gibi tedavi değil hasta eden bu branşın deşifre etmediğim bir yönü kalmadı sanıyorum! Unuttuklarım vs. olduysa o ayrı!

Bu zararı aşağıda farklı birkaç yönüyle daha ele alacağım!

Malum, psikiyatristler size tıbbi hasta gözüyle yaklaşır. Bu sebeple yaşadığınız soruna hastalık teşhisi koyarlar. Bu etiketleme süreci bile başlı başına kişilerin beyninde hastalık algısı ve inancı oluşturur. Her hastalık algısı ve inancı ise iyileşmeye karşı bilinçaltı bir direnç inşa eder. Önce direnç oluşturur sonra bu direnci aşmaya çalışır psikiyatri! Yani önce düşmanını besler, sonra da elindeki leblebilerle onu öldürmeye çabalar. Buradan elinde kalan sadece düşmanının daha da kuvvetlenmiş olması gerçeğidir.

Psikiyatri hemen hemen tüm sorunlarınızı hayali serotonin düşüklüğü kavramıyla izah eder! Böylece hedef saptırır, sizi sorunlarınızın asıl kaynağından ve bu kaynağa yönelik daha gerçekçi yaklaşımlara başvurmaktan alıkoyar. Sizi pasif bir konuma sürükler. Sorun beyindeki madde eksikliğidir, haliyle bunu doktor tamamlayacaktır; size düşen pasif kalmak, sadece tedaviyi uygulamaktır. Bu da hedef saptırma olduğu için sizi ters köşeye yatırır; tamamen savunmasız bırakır. Böylece bu açıdan da süreci beslemenize yol açar! Zorlu denilen ruhsal süreç iki koldan hızla ilerlemeye ve derinleşmeye başlar!

"İlaç iç, şu kadar zaman sonra kontrole gel" der size. Sizi tıpkı bir dahiliye yahut cildiye hastası gibi sadece ilaçla iyileşecek bir vaka olarak görür! Böylece siz en az 6 ay boyunca vs. sadece ilaç içersiniz, başka bir şey yapmadan iyileşmeyi beklersiniz. Böylece bu indirgemeci yaklaşımıyla en kıymetli zamanınızı çalar! Çok önemli olan evreler ilaç içmekle, sonra da bir köşede oturup iyileşmeyi beklemekle geçer. Yani sizi sadece ilaçla iyileşme beklentisine sokar.

İyileşme beklentisinin ne zararı var ki demeyin!

Beklenti oluşturmak çok risklidir. Ya beklenti oluşturmamalısınızdır yahut oluşturduysanız mutlaka sorunu çözüme kavuşturmalısınızdır. Psikiyatri sadece ilaç ajanı marifetiyle gerçek dışı bir iyileşme beklentisi oluşturur. Böylece bu beklentiye rağmen cevap alamama durumunuzda yaşayacağınız yıkımı artırır ancak!

Ayrıca bu süreç sonunda tedavilere olan itimadınızın tamamen düşmesine de yol açar. Bu saatten sonra başka tedavilere, mesela terapilere vs. de güveniniz kalmaz. Çünkü sizi, "İlaçla bile düzelemedim, konuşmayla mı düzeleceğim" noktasına taşır; ümidinizi, şevkinizi, motivasyonunuzu tamamen dibe vurdurur!

Sorunlara "ruhsal" der lakin algının, inancın, düşünce biçiminin vs. önemini yani psikolojik dediği sorunlarda psikolojik süreçlerin rolünü yıllardır yok sayar! Millet kanserde bile psikolojik faktörleri önemserken bu branş ruhsal dediği sorunlarda dahi bu faktörlere pratikte "sıfır önemli" muamelesi çeker.

Böylece size; hatalı algılarınıza, yanlış düşünce kalıplarınıza, olumsuz ve irrasyonel inançlarınıza vb. rağmen sadece hapı yutmakla düzeleceğiniz mesajını verir. Sizin bu yapılara yönelik yardım almanıza da mani olur!

Gördüğünüz gibi bu statüko en az dört farklı açıdan sürecin evvela oluşmasına sonra beslenmesine sonra da çözümsüz kalmasına hizmet eder.

Her zaman söylüyorum:

Sizin bu statükonun tedavi edici gücüne olan itimadınız sadece bir hüsnü zandan ibarettir. Bu hüsnü zannın nedeni ise tıbba ve bilime duyduğunuz köklü güven duygunuz ve bu alanla ilgili eleştirel bilgi ve bakış açısı eksikliğinizdir.

Çünkü bu tür alanlar dışarıdan kimsenin içeriye pek sokulmadığı, içeriden görenlerin de sırf mesleki itibarı muhafaza adına kol kırılır yen içinde kalır mantığıyla yaklaştıkları kapalı bir kara kutudur.

Ben yazı küreğimle ve argüman kazmamla bu derin boşluğu doldurmaya, bu kara kutuyu açmaya çalışıyorum.



1637 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı