• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
BİLİMSEL ÜRETİM ZEKA DEĞİL ZİHNİYET VE KİŞİLİK MESELESİDİR
28/10/2013
Üç - beş sene önce alandaki çalışmalarım esnasında yeni bir yöntem keşfettim. Sınav heyecanıyla ilgili olan bu yöntemimi daha sonra üzerinde durarak geliştirdim. Bu garibinize gitmesin. Bizim alandaki buluşlar laboratuardan çok alanda gerçekleşir. Uygulama alanı sosyal bilimlerin laboratuarıdır. Bunu bilenler bilir.

Bir yöntem geliştirdim lakin bunun bilimsel bir hüviyet kazanması, bir takım testlerden vs. geçmesi gerekiyordu haliyle. "Ben buldum, öyleyse artık bilimsel oldu denilemezdi" kuşkusuz! Ben de kalktım bu yöntemi gözde bir üniversitenin psikoloji bölümüne yolladım.

Bilim yuvası olan üniversitelerin ilgili bilim dalına!

Cevap geldi. "Bunu sen şuraya yolla" denildi. Bilim yuvasındaki ilgili psikoloji bilimi psikoloji alanıyla ilgili bir yöntemsel buluşu sahiplenmedi.

Merak da etmedi.

Sorumluluk da hissetmedi.

Sahiplenmedi de.

Oysa bu üç unsur bilim nosyonuna sahip anlayışlarda olmazsa olmazlardandır. İstediğiniz kadar zeki olun, bunlar yoksa hiçbir buluş da yapamazsınız hiçbir şey de üretemezsiniz. Ülkemizde bilim alanındaki geri kalışlarda bu üç noktadaki zaafın büyük rolü vardır!

Sistem LES ile üniversiteye araştırmacı seçiyor. LES sınavında belli bir puan almayı bilim insanlığına adım atmak için yeterli görüyor. Akademik kariyer sevdalısı, unvan sahibi olup bunu pratik sahada orantısız olarak kullanarak kısa sürede zengin olmak isteyen, buluş yapmak gibi bir ideali ve sevdası olmayan, laboratuara koysanız on dakikada sıkılacak, bir meseleyi geliştirmek için on saniye kafa patlatamayacak, hatta kendisi yapmadığı gibi bir buluş önüne gelse kıskançlığından ona sahip bile çıkamayacak, "Bu buluşu biz bile yapamadık, sen nasıl yaparsın" zihniyet hastalığına müptela nice insanlar bilim yuvalarında VS. yer işgal ediyor. Bu durumda LES sınavından 100 alsan ne çıkar, 75 alsan ne!

Yeteneksizsiniz programına bakıyorsunuz; nice yetenekler var; çoğu akademisyen vs. değil. Çoğu üniversitelerin ahım şahım bölümlerinde falan da okumuyor. Hatta çoğu ilkokul, ortaokul yahut lise seviyesinde eğitimli.

Bilim Sanat Akademilerinde uygulanan zeka testinden yahut üniversitelerin belli bölümlerinden yüksek puan almayı "deha" seçtik olarak algılarız genellikle. On yıllardır bu şekilde nice dehalar seçilmiştir. Şimdi nerededirler, bugüne kadar hangi buluşlara imza atmışlardır?

Hadi imkan yok diyelim, yıllardır olduğu gibi buna sığınalım! Felsefede buluş için hangi teknik cihaz gerekiyor? Sanatta özgün üretimler için hangi teknik aletimiz eksik? Psikolojide, matematikte, edebiyatta özgün üretimler, yeni buluşlar için hangi maddi unsur eksik?

Ama ilerleyen ülkeler de böyle yapar denilebilir. Hayır, ilerleyen ülkelerde kuru zekaya değil; ilgiye, merak duygusuna, sorumluluk anlayışına yani bilim üretebilmek için en az zeka kadar gerekli olan bir yığın kişilik özelliklerine de bakılır. Buradaki bilimsel üretimleri zannettiğimiz gibi kuru zeka değil; sabır, disiplin, merak, sorumluluk, üretim aşkı gibi vasıflar belirler. Einştein gibi bilime yön vermiş nice dehaların matematikten bile zayıf not aldığı gibi hususları herkes bilir. O zeka vb. bir testten geçirilseydi yahut LES sınavına sokulsaydı muhtemelen ülkemizde esnaflık yapmaya mecbur kalırdı. Ama yine yapardı, yapacağı şeyleri! Sahip çıkılmazdı, o yüzden bir yerden sonra vazgeçerdi; o ayrı mesele!

Sonra sağlık bakanlığına ulaştırdım bu çalışmayı. "Sınav öncesi dönemde bu sorun tavan yapıyor, bir yığın antidepresan kullanıyor gençler, bunun gerek insan sağlığı açısından kişilere gerekse maddi açıdan ülkemize zararı oluyor. Bu tür gereksiz maliyetler ile şişen bütçenin ceremesini kanser gibi gerçek hastalık vakaları çekiyor" dedim. Oradan cevap dahi gelmedi. Sağlık bakanlığı, sağlık alanıyla ilgili olarak sahada keşfedildiği söylenilen bir gelişmeye cevap dahi vermedi.

Her zaman söylüyorum:

Bu ülkede üreten beyin sorunu yoktur!

Bu ülkede üretene sahip çıkamayacak kadar dar dünyalı, hasetçi, kıskanç zihniyetli, başarıyı kendi tembelliklerine ve kabiliyetsizliklerine tehdit olarak algılayan ama bir şekilde köşe başlarını işgal etmiş, etiketini üretim için fırsat olarak değil de sokakta enaniyetle yürümek için kullanan yığınla insan sorunu vardır!

 



1807 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı