Son dönemde bu kaygıyı yaşayan çok sayıda anne var sağda - solda!

Hani şeytan insanı bir günaha sokmakla bırakmaz, fırsatını yakalamışken, pençesini atmışken elli çeşidine daha daldırıp çıkarmak için şevklenir ya!

Bu hastadan ve hastalıklardan nemalanan çivisi çıkık statüko da aynen böyle! Çünkü rehberi şeytan!

Sizlere boş yere vitamin satmakla yetinmez, üstüne bir de domuz yağı yedirir. Çünkü insanı şekillendiren gıdalardır. Domuz eti vb. gıdalar ile domuza benzeyen huylar ve karakteristik yapılar arasında ilişki olduğunu düşünüyorum ben. Gıdayı bozun; insanı her şeyiyle bozarsınız! Sadece sağlığını değil; genel karakteristik yapısını da!

Çünkü insanı inşa eden yedikleri ve içtikleridir. Bu sadece bedeni değil ruhu da inşa ediyor bence. Bu tabi benim görüşüm, tecrübelerimden edindiğim bir tespit! Bilimsel değeri yok!

Hamilelikte vitamin yükleme modası tam gaz sürüyor!

Dayandığı mantık şu:

Ne kadar çok ve çeşitli vitamin; o kadar sağlıklı ve zeki çocuklar! Her ay düzenli olarak kadın doğumculara gitmeyince sağlıklı çocuk dünyaya getiremeyeceğine inandırılan modern insan çocuk doktorlarınca yazılan düzenli ek vitamin takviyelerini almayınca sağlıklı çocuklar dünyaya getiremeyeceklerine inandırılmış!

Dengeli ve düzenli beslenme sloganıyla yetişen ve her gıdadan vücudunda fazlasıyla stok bulunan günümüz insanı sanırsınız ki beslenme kıtlığı yaşıyor. Sanki eski devirlerdeki insanlardan daha az çeşitli vs. besleniyor! Bilinçli olarak inşa edilen bu algı sadece statükonun sonucu değil; ayrıca tarih okumamanın, geniş bir tarihi perspektife ve şuura sahip olmamanın da bir sonucu!

Oysa böyle mi?

"Dengeli ve düzenli beslenmek şart" diye diye toplumun yarısını obez yapan, diğer yarısını da bu fobi yüzünden adeta "yarı aç" bırakan statükonun her dediğine gözü kapalı inanmaya devam edecek miyiz hala?

"Sen sadece dengeli ve düzenli beslen" demek, "Yaptığın iş, tempon, hayat şartların vs. hiç önemli değil" demektir bir bakıma!

Bu, "Yakamayacağın, ihtiyacın olmayan şeyleri her gün al" demektir. Bunun bir diğer anlamı ise stok yap ve biriktirdir.

Sözgelimi ben çocukluk sürecim boyunca her sabah çorba içerek büyüdüm. Çeşit çeşit çorbalar falan da değil; bol hamurlu köy tarhanası sadece! 

Ne her gün yumurta yedim ne de iki dilim mutlaka lazım diyerek büyütüldüm!

Bu mantığa göre tüm köy çocukları düşük zekalı, bütün zengin aile çocukları ise üstün zekalı olmalıdır!

Yine Afrika'da yaşayanların tamamına yakını orta ve hafif mental seviyede bulunmalıdır!

Önce mesleki başarıyı kutsa, onu abart zihinlerde!

Sonra bunu üstün zeka faktörüne indirge!

Zekayı ise büyük ölçüde beslenme ile ilişkilendir.

Böylece sadece yetişkinleri obez yapmakla yetinme; gelecekteki obez nesillerin temelini at; çaktırmadan!

Bu şeytani oyuna kimsenin sesi bile çıkmasın!

İşlem tamam olsun böylece!