• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
ACI VE HÜZNÜNÜ ABARTMAK İSTEMİYORSAN NEŞE VE KEYFİNİ DE ABARTMA
02/11/2013
***Günümüz insanı keder ve hüzünden daha fazla etkileniyor! Neden? Hasta olduğundan, beynindeki kimya bozulduğundan mı? Elbette ki hayır! Çünkü günümüz insanı neşe, keyif ve mutluluğunu da fazla abartıyor! Bunun çok önemli bir nedeni de bu! Bunu bugüne değin hiç duydunuz mu? Duyamazsınız!***
 
Allah ne sevincinizi ne hüznünüzü abartın buyuruyor! Tüm duygularınızı itidal üzere yaşayın diyor! Dinde bile aşırıya gitmeyin diyor; her işte ne ifrat ne tefrit çizgisini öneriyor, sadece mutedil noktayı yani orta yolu tavsiye ediyor!

Buradan şu çıkıyor:

Demek ki yaşadığımız psikolojik süreçlerde "ama elimde değil ki" gibi bir bahaneye sığınmamız doğru ve gerçekçi değil!

Demek ki tüm duygular abartmadan da yaşanabiliyor! Bunun için çok teknik olmaya falan da gerek yok; demek ki sadece "abartmayın" tavsiyesi bile yeterli olabiliyor! Yoksa bunun formülleri de verilirdi! Oysa öyle yapılmamış, sadece abartmayın denilmiş!

Burada şöyle bir soru akla geliyor haliyle:

"Mutluluğu abartmamak tamam elimizde olabilir; peki mutsuzluğu ve hüznü nasıl abartmayacağız! Bu elimizde mi ki! Bu kolay mı?"

Elimizde olmasa yüce yaratıcı bunu söyler mi; bizlerden yapamayacağımız bir şey ister mi!

Aslında yüce Allah önerisi içerisinde sakladığı ince bir detayla bize mutsuzluğu ve hüznü abartmadan yaşamanın ipucunu, formülünü de veriyor!

Dikkat edin:

Sadece hüznünüzü, acınızı, mutsuzluğunuzu abartmayın denilmiyor! Mutluluğunuzu, sevincinizi, neşenizi, keyfinizi de abartmayın; tüm duygularınızı dengeli ve itidal üzere yaşayın buyruluyor!

Peki bahsettiğim incelik nerede?

İncelik tam da burada yatıyor işte!

Bir duyguyu abartarak yaşamak zıddı olan duyguları abartarak yaşamaya yol açar! Bir duyguyu abartarak yaşarsanız zıddı olan duyguları abartarak yaşamaya mecbur kalırsınız! Bunu bize modern psikoloji bilimi söyler! Allah da aynı şeyi söylüyor zaten!

Yani mutsuzluğu, acıyı, hüznü, kederi abartmadan yaşamanın yolu zıddı olan neşeyi, sevinci, mutluluğu abartmadan yaşamaktan geçer!

"Ben mutluluğumu abartılı yaşayayım; hüzün ve keder olursa onları abartmam" demekle bu mümkün olmaz! Tekrar ediyorum: Bir duyguyu abartmadan yaşamanın yolu zıddını da abartmadan yaşamaktan geçer sadece!

Allah ne sevincinizi ne hüznünüzü abartın derken bize hüznü, acıyı, kederi abartmamanın formülünü veriyor aslında!

Kişisel gelişim ekolleri vs. ne yapıyor peki?

Verdikleri tüm mesajlarla neşemizi, keyfimizi, mutluluğumuzu alabildiğince yoğun yaşamamızı telkin ediyorlar!

Farkındalığımızı artırarak ve mutluluk odaklı bir algı ve beklenti inşa ederek bizi bu duygulara aşırı duyarlı hale getiriyorlar! Duyarlılık artınca hassasiyet artar; hassasiyet artınca da etkilenme artar! Böylece bizleri zıddı olan duygulara da aşırı duyarlı hale getirerek bu duyguları da abartmamızın zihinsel tohumunu ekiyorlar!

Yani acılı anlarımızın tohumunu neşeli anlarımızda ekiyoruz! Bu tohumları elimize bu ekoller veriyor!

Mutluluğu alabildiğince yaşayın diyorlar; böylece bizlereİ hüzünlerinizi, kederlerinizi, acılarınızı yani mutsuzluklarınızı da abartarak yaşayın demiş oluyorlar. Çünkü direkt bu sonuca götüren bir yola sokuyorlar bizi! Bu yoldan başka bir yere varılmaz!

Sınırsız hüzün yoktur. Sebebi ne olursa olsun tüm hüzünlerin alt ve üst sınırları vardır. Kimisi ufacık bir olayla en üst perdeden yaşar acısını kimisi en ağır olayda! Birinci kattan düşen de zemine çakılır, onuncu kattan atlayan da! Onuncu kattan atlayan on kat daha yerin altına gitmez!

Acıların, hüznün ve kederin en tepe noktası dahi katlanılamaz değildir. Çünkü Allah kimseye dayanamayacağı bir yük yüklemeyeceğini beyan ediyor. Bir acıyı dayanılmazmış gibi yaşamamızın nedeni zamanında zıddı olan duyguları abartılı olarak yaşama ve aşırı önemseme hatamızdır. Dikkat edin çevrenize: Olumlu duygularını fazla belli etmeden itidalli yaşayanlar acıları ve hüzünleri de aynı şekilde itidalli yaşarlar! Mutluluklarını sürekli patlamalar halinde yaşayan kişiler ise hüzünlerden ve acılardan daha fazla müteessir olurlar!

Yaşadığımız acının yüzde elli nedeni yaşadığımız olay ise de geri kalan yarısı zıddı olan duyguları abartarak algılamak ve yaşamaktır. İyi ve hoş günlerde bu günlerin tohumunu bu şekilde ekme hatamızdır.

O halde mutsuzluğu dert olmaktan çıkarmanın yolu kişisel gelişim ekollerinin vs. önerdiği gibi mutluluğa daha fazla önem vermek ve bu duyguyu çoğaltmaya çalışmak değil; mutluluğu itidalli yaşamak ve bu duyguya orta düzeyde önem vermektir.

Acıları ve kederleri abartmadan dolayısı ile fazla etkilenmeden yaşamanın yolu sevinçlerimizi, neşe ve keyiflerimizi çoğaltmak değil; bunları orta çizgide yani abartmadan yaşamaktır.

Ne demiştim:

Bir duyguyu abartarak yaşarsanız zıddını da abartarak yaşamanız kaçınılmaz olur! Mutluluğu abartırsanız mutsuzluğu da abartmaya mecbur kalırsınız!

Bir duyguyu yaşama şekliniz zıddı olan duyguları yaşama şeklinizi belirler!

Yaşama şekliniz de etkilenme düzeyinizi tabi ki...



2801 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı