• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
HÜZÜN HASTALIĞI (GÖRÜYORSUNUZ Kİ KENDİLERİ DE FARKINDA)
16/11/2013
Dünya çapındakii ve yerel bazdaki psikiyatri eleştirilerinden az da olsa etkilenmiş olacak ki ünlü bir psikiyatri hocası bir kitabında diyor ki:
 
"Hüzün çok insani, çok yaşanılası bir duygu, şairin deyişiyle 'hüzün ki en çok yakışandır bize'. Kadim medeniyetlerde hüzün her zaman insanı tekamül ettiren onu olgunlaştıran bir tecrübe olarak görülmüş. Hüzün bize hayatın geçiciliğini, dünyanın sonluluğunu hatırlatır.
 
Hüzünle birlikte içimize döner, ruhumuzun dar sokaklarını arşınlarız. O yüzden klasik şiir 'aşk derdiyle hoşem/ el çek ilacımdan tabib' diyebilecek kadar cüretkardır. Modern psikiyatride bazı başat yaklaşımlar hüznü hayatlarımızdan kovmayı teklif ediyor. Bize rahatlık üzerine kurulu, acıdan ve hüzünden yalıtılmış bir hayat vaat ediyorlar. 'Bir ilaç al ve hayatın dertlerini unut' diyorlar adeta. Bu vaat edilmiş topraklarda insan yaşantılarından bir şey öğrenemiyor. Halbuki hüznümüz bizim öğretmenimiz olabilir.
 
Bizi eşsiz duyarlıklara, içimizin hiç el değmemiş köşelerine götürebilir. İçsel yolculuklarımızda bir kutup yıldızı gibi yön gösterebilir. Hüzün asla bir hastalık değildir, o bir sezgi ve duyarlık halidir. Hüznümüzü hastalığa çevirmeye yeltenenlere, karşı çıkmamız gerekiyor. Hüznün tıbbın hükümranlık alanına sokulması özellikle antidepresan ilaçlar geliştirildikten sonra yaygın olarak karşılaştığımız bir durum. Psikiyatri bilimi adeta hayattan tüm ıstırabı, hüznü, kederi kovmak istermişçesine duygu dünyamızı ince dilimlere ayırarak onları hastalık hanesine yazıyor.
 
Bir bakıyorsunuz, klinik depresyon düzeyine erişmeyen mutsuzluk duyguları minör (küçük) depresyon vb. isimlerle etiketlendirilmiş. Oysa hüzün insan hayatının olmazsa olmaz bir parçası. Kadim dinî geleneklerde hüzne olumlu bir anlam atfedilmesi, onun insanı zenginleştiren bir tecrübe olarak sayılması modern zamanlarla birlikte terk ediliyor.
 
Modern zamanlar hayatımızdan hüznü, acıyı ve ağrıyı uzaklaştırmak istiyor. Tabiî ölümü de. Istıraba tahammül Budizm'den İslam'a dek pek çok gelenekte kişinin ruhsal gelişimi için hayatî önemi haiz bir meziyet olarak görülürken günümüz toplumunda böylesi bir durum ancak marazî olarak görülebilir.
 
Hüzün bütün kadim geleneklerde bize kendi sonluluğumuzu, ölümlülüğümüzü hatırlattığı için değerlidir. Bu dünyanın gelip geçici bir yer olduğu fikri, dünyayı bir türlü yurt edinemeyen ruhlarda hüzne yol açar. Gurbette, sürgünde olan ruhların hüznüdür bu."

Kemal Sayar (Doç Dr. / Psikiyatrist) 

SONUÇ

Görüyorsunuz ki kendileri de bu alanda olup bitenlerin farkında! Ama mesele mesleki varoluş - yokoluş meselesi! Suskunluk ve tek - tük itiraf sırf bu sebeple! Bu tür itiraflar yazılarımdaki tespitlerin ağır değil; bilakis hafif bile kaldığını bir kez daha ispat ediyor!

Modern psikiyatri öyle yapıyor, hüznü böyle görüyor vs. 

Bu, bu kadar basit midir! Sağlığa hastalık demek ve alakasız bir tıbbi tedavi ile, yan etkisi en ağır ilaçlarla, üstelik de sadece ilaçlarla tedavi adı altında insanları, onların umutlarını, zamanlarını, beklentilerini, acılarını, gerçekçi çare arayışlarını suistimal etmek modern psikiyatri bu konuya şöyle bakıyor, aslında böyle bakmalıydı vs. demekle yani yuvarlak ve işin vahametinin idrakinden çok uzak ifadelerle geçiştirilecek kadar basit bir hata mıdır!

Esasında sorun sadece hastalık ve sağlık olgusuna bakışımızda değil; esas sorun aslında insan sağlığına bakışımızda!

Sorun bu işin ne derece ciddi bir mesele olduğunu bile henüz kavrayamamakta!

Sorun mesleki varoluşu insan sağlığının varoluşundan veya yokoluşundan bile daha fazla önemsemekte!

Mesele aslında toplumun sağlığıyla çatıştığı / çeliştiği durumda birilerinin sağlığını değil de kendi kaygılarımızı öncelemekte...

Zaten zar - zor gelen bu tür nadir ve yarım - yamalak itiraflar bir yandan elbette ki sevindirici! Lakin bu alandaki vahim bir anlayış ve bakış açısı gerçeğini (bir kez daha) teyit ettiği için de hüzün verici!

Yani hüzün hastalığı! 



1878 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı