• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
YAŞADIĞIMIZ PSİKOLOJİK BİR SÜREÇ BİZİ NEDEN ÇOK ETKİLİYOR
16/11/2013
Tanımlama çok hayatidir. Bir uzmanın yaptığı tanımlama yöntem belirler. Mesela bir sorun hastalık diye tanımlanırsa devreye tıbbi tedaviler girer; sorun vs. diye tanımlanırsa da daha başka yöntemler...
 
Bazı sorunlarda bazı yöntemler sonuç verir sadece; bazıları ise mevcut sorunu çözmediği gibi sürecin artarak uzamasına hizmet eder. Bu sebeple ben psikiyatrideki hastalık tanımlaması üzerinde ısrarla duruyorum!

Sadece uzmanların değil; kişilerin bizzat yaşadıkları bir süreci tanımlama biçimleri de çok önemlidir; bu hem yaşanılan süreci hem de sonraki olası süreçleri etkiler! Gerek  sıklık gerekse şiddet açısından...

Psikolojim bozuk,
Moralim bozuk,
Asabım bozuk,
Sinirlerim bozuk vs.
... 
 
Oysa bunların hiçbirisi asla bozuk değildir; bozulmamıştır! Psikolojimiz sadece duruma uygun bir tepki veriyordur! Olumlu durumlara olumlu, olumsuz durumlara ise olumsuz olarak... Sorun psikolojimİzde değildir; sorun bizim bozukluğa bu kadar meftun olmamızdadır, sorun hatalı algılarımızdadır!
 
Çin malı oyuncaklar bile o kadar kolay bozulmaz! Bu kavramları bile bile dilimize doladılar. Dilimize dolanması psikolojimize dolanmasının ilk şartıdır! Önce dile dola, sonra psikolojiye dolanır zaten! Teknik bu! Bu bilinçli bir şartlama ve sinsi bir koşullama operasyonudur!

Bir süreci nasıl yaşayacağımızı ve sonraki olası süreçlerin nasıl olacağını bu şekilde evvela kendimiz belirliyoruz! Tabi ki olumsuz olarak!

Canını sıkma,
Moralini bozma,
Kafayı takma,
Üzülme,
Değmez,
Hadi toparla hemen kendini,
Ağlama,
Sil gözünün yaşını vs. 
... 

Görüldüğü üzere sonra da toplum ve çevre bu sonuca hizmet ediyor!

Toplum ve çevremiz de verdikleri bu tür gerçek dışı mesajlarla beynimizi haliyle psikolojimizi kodluyor!

Bu olağan ve her halükarda yaşanacak olan insani süreçlerin yaşanmamasını yahut hemen atlatılmasını tavsiye eden mesajlar beynimizi bu süreçlerin kötü / zor olduğuna, dolayısı ile de ya hiç yaşanmaması ya da hemen geçiştirilmesi gerektiği beklentisine koşulluyor! Bu inanç ve beklenti üzerine yaşamak ise daha etkileyici, daha fazla tesirli oluyor haliyle!

Hayal kırklıkları insanları daha çok etkiler. İki aynı olayı bekleyerek ve beklemeyerek yani iki farklı beklenti şekliyle yaşadığınızda aynı şekilde etkilenmezsiniz. Siz aynı sizsisinizdir yine, yaşanılan olay da yanı olaydır aslında! Sonucu bunlar değil; beklenti şekliniz belirlemiştir burada!

Önce toplum ve sosyal çevre, en çok da dertlerden beslenen statüko koşulluyor bizleri. Sonra da bizler sözkonusu süreci koşullandığımız yönde ve ölçüde yaşarken gerçek dışı tanımlıyoruz! Böylece toplum ateşi yakıyor; statüko ışıltılı yelpazesiyle yelliyor, bizler de altına odun atarak bu ateşi iyice harlıyoruz!

Batılı sıradan birisi bir üzüntüye genellikle şöyle yaklaşır:

"Şuan seni ve duygularını çok iyi anlıyorum. Kim olsa bu olaydan dolayı bu şekilde üzülürdü. Bu doğal! Lütfen rahatsız olma, ağlamana devam et sen! Acele etme! Toparlandığında ara; konuşalım!"

Burada insan duygularını ve psikolojisini doğru tanımaya bağlı son derece olumlu bir sosyal destek var! Hem gerçekçi bir sosyal destek var, hem "üzüntü duygusu normal, korkma" mesajı var hem de "sen zayıf değilsin, bu doğal bir süreç" tanımlaması var! Var da var yani! Hepsi gerçekçi ve son derece doğru!

Bizde böyle mi?

Bizde yaklaşım şekli şu:

Üzülme (yani senin üzüntün çok anormal bir şey mesajı)

Ağlama hadi (sen şuan ağlamakla çok garip bir tepki veriyorsun)

Sen güçlüsün (ağlamak ve üzülmek zayıflık demektir. Sen şuan zayıf biri gibi görünüyorsun. Her halükarda güçlü olmalısın! Etkilenmemek güçlü olmak demektir. Ağlama yani deşarj olma, içine akıt acını! İçindeki ağlama baskısına yani seni rahatlatmaya çalışan doğana karşı diren hadi. Direnemezsen sen zayıf birisi olmuş olursun, ona göre)

Canını sıkma (Ne yaşarsan yaşa marifet canını hiç sıkmamaktır. Bunu biz bu şekilde yaparız genelde. Ne yaşarsak yaşayalım hiç canımızı sıkmayız. Buna kim inanır? Bu gerçek dışı sosyal destek gerçekçi olmadığı için bir fayda da vermez haliyle. Sadece kişiyi en ihtiyacı olan bir anda sosyal destekten mahrum bırakmış olur. Yani varlık içinde yokluk çektirir bizlere)

Bu ve daha bir sürü hatalı mesaj!

Bu yüzden bizim kültürümüzde yaşanılan bazı psikolojik süreçler daha ağır ve daha fazla tesirli geçer! 

Yaşanılan süreci olumsuz, kötü, hatta bozukluk olarak tanımlayan, bilinçli ve okudukları için bu zehirli mesajları bir yerlerden zihinlerine bulaştıraran / diline daha fazla dolayan kişiler aynı sıkıntılardan daha fazla etkilenirler bu yüzden! 



2880 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı