DEMOKRASİ DIŞIMIZDAKİ KELEPÇEYİ ÇÖZER OYSA ASIL PRANGALAR İÇİMİZDE

Site Bilgi Panosu

“Eğer bir şey öğrenebileceksem en kötü düşmanımı dinlemek için yirmi mil yürürüm.” Gottfried Leibniz

Önerilen Linkler

Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net

DEMOKRASİ DIŞIMIZDAKİ KELEPÇEYİ ÇÖZER OYSA ASIL PRANGALAR İÇİMİZDE

20/11/2013

< Düşüncen duygularına esir düşmüş; ülkeye demokrasi baharı gelmiş senin neyine >

Demokrasi düşünce hürrüyeti getirir. Ama düşünsel özgürlük için bu yeterli değildir. Esas zincirler içimizdedir. Zihnimizi bağlayan esas prangalar duygularımız, fanatizm boyutundaki tarafgirliklerimiz ve girer girmez kör kütük aşık olduğumuz siyasi kalıplarımızdır.

Bir düşüncenin başına gelebilecek en büyük tehlike bir siyasi ve sosyal görüş sevdasına tutulmaktır. Oysa bir parti vs. sevilmez. Bir partinin icraatları desteklenir yahut desteklenmez. Bu destek de icraatlara göre değişir. Aksi bir tutum vicdanları yok eder, kendi görüşünün yanlışlarını karşı tarafın en hayati doğrularından bile daha önde tutan çürümüş vicdanlar, nasırlaşmış kalpler doğurur. Duygusal fanatizm ve siyasi - sosyal - mezhepsel tarafgirlik vicdan, ruh ve zihin çürümesi hastalığının en sinsi tohumudur!

Bu öyle bir esarettir ki kendi görüşün adam öldürse savunmaya mecbur eder seni! Karşı taraf uzaya gitse senin gözünde bir tilkinin ağaç kovuğuna girmesi kadar kıymetsiz görünür!

Esas kurt içimizdeyken dışımız demokrasinin binbir türlü özgürlük nimetiyle dolmuş, neye yarar! Elin, kolun serbest olsun; zihnin bağlandıktan sonra bedensel hürriyet neye yarar!

DERSHANE OLAYI BİR KEZ DAHA GÖSTERDİ

Son günlerin moda tartışması dersanelerin kapanması mevzusu, malum!

Tüm iktidar yanlıları istisnasız dersaneler kapanmalı düşüncesini savunuyor! Bu analiz özgür bir düşüncenin ürünü mü? Öyle olsa tek tük istisnası olurdu hatta bir yığın aykırı görüş çıkardı ortaya! Görülüyor ki düşünsel esaret var ve neyi, nasıl düşüneceğimiz siyasi kimliğimize göre şekilleniyor. Bu baştan belli. Siyasi görüşe bak, hangi konuda kimin, neyi, nasıl düşüneceğini bir yıl öncesinden anla!

Cemaat gönüllülerinin hepsi dershanelerin kapanmasına karşı! Burada da özgür düşünce yok! Cemaate gönül vermek neyi - nasıl düşüneceğinizi baştan biçimlendiriyor! Böyle olmasa, özgür düşünce olsa en azından binlerce farklı görüş çıkardı, bu gerekirdi.

Bu iki görüşe ortak olarak gönül vermiş olanların yani iki arada bir derede kalanların konuyla ilgili düşüncesini bu iki veri eşliğinde değerlendirince anlamak hiç de zor değildir. Onların düşüncesini de ortada kalma psikolojisi basınç altında tutuyor; yani onlar da özgür değil! Bu yüzden onlar hiç görüş beyan edemiyorlar, sadece susuyorlar.

O görüşte olduğu halde bu konuyu haklı bulan, bu görüşe sahip olup da o görüşü savunan kişi neredeyse hiç yok gibi! Önce siyasi, sosyal, mezhepsel vb. bir kalıba giriyoruz; sonra o kalıba göre düşünmeye ve değerlendirmeye, bu kalıbın basıncına göre davranmaya başlıyoruz.

Gerçeğin böyle olduğu bir yere isterseniz 100 sene sonrasının en ileri demokrasisini getirin şimdiden; sonuç yine düşünsel esaret olacaktır. Çünkü düşünceyi sadece demokrasi veya demokratik olmayan koşullar değil; esas içimizdeki psişik dinamikler belirliyor. Yasalar, kanuni düzenlemeler vs. demokrasi ve özgürlük getirmeye yetmiyor. Özgürlüğü aslında algı, inanç vb. psikolojik etmenler belirliyor.

Düşüncesi duygularıyla zincirli olana, zihinleri ve kapleri fanatizm derecesindeki tarafgirlik hisleriyle prangalı olana dışındaki en ileri demokrasi dahi özgürlük getirmiyor.

Gerek dershane gerekse benzer meselelere bakın; anlayın! Kişilerin siyasi ve sosyal pozisyonlarına bakın; on gün öncesinden, yoooo tam bir yıl evvelinden neye ne diyeceğini, neye nasıl tavır alacağını yordayın! Gazetecisi, düşünürü, bilim insanı denilenleri de dahil buna!

Dindarsan dinine, milliyetçiysen ülkene, demokratsan düşünce biçimine yapabileceğin en büyük ihanet düşüncelerini duygularının ve siyasi düşünce kalıplarının eline esir düşürmektir.

Yorum Yaz

3100 kez okundu. Yazarlar