• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
PSİKİYATRİ KİTLELERİ NASIL ALDATIR
10/12/2013

Kitaplarında bile açıkça hastalık yazmadığı halde, ruhsal sorunlar bozukluk yani "sorun" türü bir kavramla tanımlandığı halde bile bile, her yerde hastalık vs. diyerek kitleleri aldatır. Böylesi en temel bir yalanla bu sorunların hastalık, bu sorunları yaşayanların da hasta olduğuna kitleleri ikna eder. Günümüzde bu sorunlar çoğaldı çünkü yaşadıklarının hastalık olduğuna ikna olan kişi sayısı çoğaldı. Bu sonucu psikiyatri başardı! Bu yüzden sorunlar bu branşın etki alanıyla birlikte genişliyor, bu alanın popülaritesiyle doğru orantılı olarak artıyor!

"Boşanma, ayrılık, ölüm, maddi sorunlar, ekonomik kriz vb. olumsuz olaylar sonrası yaşanılan hiçbir süreç hastalık değildir" şeklindeki en temel mantık ve bilim ilkesini ihlal eder; böylece nice sağlıklı ama doğal bir süreç yaşayan kişiyi kandırır, onlara hasta, süreçlerine de hastalık muamelesi çeker. Böylece milyonlarca kişiye boş yere ilaçlı tedavi düzenler.
 
Hastalığın bile değil; bozukluğun en temel kriterlerinden olan, "İş, toplumsal ve mesleki alanda işlev kaybı olmalı" ilkesini bile bile göz ardı eder. İş, mesleki ve toplumsal alanda en ufak bir işlev kaybı olmadığı halde milyonlara hastalık etiketi giydirir. Oysa bu kliniklere giden ve hastalık teşhisi alan kişilerin en fazla yüzde birinde işlev kaybı mevcuttur.
 
Eskiden en az 6 ay dediği bozukluk kriterini radikal bir kararla 15 güne çekerek aldatır. Çünkü doğal süreçlerin bile bu kadar sürebildiğini çok iyi bilir, bu fırsatı kullanır! 
 
Depreysondan tutun panik atağa kadar her sorunu hayali serotonin düşüklüğüyle izah ederek aldatır. Oysa bu ispatlanmış bilimsel bir gerçek değildir. Bilakis bunun böyle olmadığının yüz çeşit akli ve bilimsel delili vardır!
 
Tedavi süresini en az 6 ay gibi çok uzun tutarak ilaçların etkisizliğini gizleyerek, zamanın ve değişen koşulların terapötik etkisini devreye sokarak, bunların sonucu olan düzelmeleri ilaca mal ettirerek aldatır.
 
Algının, düşüncenin, bakış açısının, hatalı öğrenmelerin, yanlış bilgilerin vs. rolünü ağzına dahi almaz; yıllardır sadece ilaç = ruhsal tedavi anlayışı inşa ederek ve bu anlayışla tedavi düzenleyerek aldatır. Böylece birkaç kişiyi güya tedavi ediyor görünürken kitlelerin sağlık ve hastalık algısını bozar, daha çok sayıda kişiyi ruhen "hasta" haline getirir.
 
Ekonomik sorunlara ekonomik çözüm, siyasal sorunlara siyasal çare gerekirken o psikolojik dediği sorunlara psikolojik değil; kimyasal yaklaşarak aldatır.
 
Dünya kanserde bile psikolojik destek verirken o psikolojik dediği sorunlarda dahi bundan uzak durmuş, psikolojik sorunlarda bile bundan imtina ederek aldatmıştır. Onun bu ve benzeri hataları yüzünden dünya üzerinde ne çok kişi ne acılar çekmektedir. 
 
Başarı açlığı ve hırsı uğruna sağlıklı bireyleri hasta olarak etiketlemekten, sağlam insanlara durup dururken kutu kutu ilaç yüklemekten çekinmez! Yani tedavideki başarısızlığını gündelik sorunlara hastalık diyerek örter!
 
Psikiyatri gündelik sorunlara hastalık diyerek gerçek hastalık olgularındaki tedavi başarısızlığını gizler, doğası kendiliğinden düzelen sorunlara hastalık diyerek ve tedavi düzenleyerek kendisi tedavi etmiş gibi gösterir, böyle bir izlenim oluşturur.
 
Gündelik sorunlara hastalık diyerek, kayıtlara böyle geçirterek bilimsel istatistikleri yanıltır. Böylece dünyada ruhsal hastalık salgını varmış gibi bir hava yaratır! Bu hava yüzünden nice kişi ruhlarını dinlemeye, "Ondan bende de var, ben de hasta mıyım acaba" diye düşünmeye, boş yere kendilerine ve psikolojilerine yoğunlaşmaya başlar. Yani milyonlarca kişi durup dururken kliniklere koşar, durup dururken hastalık etiketi yer, kendilerini hasta zannetmek ve ilaç kullanmak zorunda kalır.
 
Bu yanıltma sonunda devletler bu alandaki sorunlara, sözgelimi depresyona vs. daha fazla bütçe ayırır, böylece gerçek hastalıklara ayrılan bütçeyi bölerek devletlere gereksiz ek külfet yükler!
 
Psikiyatri aynı grup ilacı verdiği halde farklı tür bir ilaç vermiş gibi yaparak,
 
Biyopsikososyal kökenli ruhsal sorunlara sadece biyo kökenli gibi yaklaşarak ve diğer boyutları bile bile ihmal ederek, 
 
Ruhsal dediği tedaviyi sadece ilaca indirgeyerek ama bunu yeterli ve en doğru tedavi gibi sunarak,
 
Terapiyi vs. hak ettiği ölçüde ağzına almayarak, bu yardım türünü bile bile ikinci hatta en son planda tutarak,
 
Nesnel ölçüm imkanı olmayan bir alanda en az 45 dakika sürmesi gereken tanılama süresini iki - üç dakikaya indirgeyerek,
 
"Koşullar" diyerek mazur gösterilmeye çalışılan bu süreyi uzman sayısı arttığı ve koşullar değiştiği halde hala artırmayarak, 
 
100 kişiden sadece 12'sine doğru teşhis koyduğu gerçeği ortaya çıktığı halde buna sessiz kalarak ve bu vahameti yok kabul ederek,
 
Sadece şikayetlere bakmak suretiyle hastalık teşhisi koyarak (oysa belirti hastalığın kendisi değildir; insan ruhu sağlamken de hastaymış gibi ruhsal belirti üretir; bu gerçeği yok sayarak),
 
Velhasıl ruhsal sorunlara doku ve organ sorunları mantığında yaklaşarak...
 
Ve bunlar gibi daha onlarcasıyla kitleleri aldatır.

 

 



2774 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı