• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
ONTOLOJİK BİR İNANÇ BUNALIMINA BİLE ANTİDEPRESAN VEREN ZİHNİYET
15/12/2013
Merhabalar izzet hocam, yazılarınızı çok başarılı buldum ve özellikle size yazmak istedim. Dışarıdan bakıldığına etrafımdakilerin takdir ettiği, birçok kişinin yerimde olmak isteyebileceği gibiyim. Matematik öğretmeniyim, tahsilli bir ailenin çocuğuyum vs hayatımda her şey yolunda görünüyor. Fakat, yıllardır Allah'ın varlığına ve İslamiyet'in gerçekliğine inanıp inanmadığımı sürekli sorguluyorum ve bu düşünce beni inanılmaz rahatsız ediyor.

Cehenneme gitmekten o kadar çok korkuyorum ki, bu korku beraberinde "ya Allah yoksa" düşüncesini aklıma getiriyor ve bu inançsız olduğum düşüncesiyle eğer Allah varsa cehenneme gideceğim diye daha da çok korkuyorum, yani anlayacağınız tam bir kısır döngü yaşadığım.

Bu düşüncelerden kurtulmak için, psikiyatristlerden tutun psikologlara, üniversitelerdeki ilahiyat Profesörlerine, hatta il müftülerine kadar gittim, fakat bu düşüncelerden hiç bir zaman kurtulamadım.

Son zamanlarda sizin yazılarınıza tanıştım, öncelikle sizi tebrik ediyorum birbirinden değerli yazılarınız için. Keşke bir fırsatım olsa bulunduğunuz şehre gelebilsem dedim yazılarınızı okudukça. Tahmin edeceğiniz üzere bana dini OKB hastası diye tanı koydular. Yaklaşık 6 senedir de antidepresan kullanıyorum. Ve inanın artık çok yoruldum.

İlaçlara olan tutumunuzu biliyorum. Ayrıca erkek kardeşim ... fakültesinde, onun en iyi hocalarıyla bile gittim görüştüm ama nafile. Hepsi ilaca devam diyor, ama ilaca devam etmeme rağmen yıllardır aynı ben, aynı düşünceler, aynı cehennem korkusu! İnanın artık şöyle düşünüyorum: Bu OKB asla düzelemeyecek!

Sizin özellikle takıntıların bilgisel yolla tedavisi adlı yazınızdan çok etkilendim ve öncelikle, sizin gibi tespitleri ve tavsiyeleri olan, mesleğini böyle başarılı icra eden bir psikologla tanışmadığımı söylemek istiyorum, dolayısıyla sizin inançsızlık takıntısı hakkındaki görüşünüzü çok merak ediyorum. Sizin kaleminizden çıkmış bu konuyla ilgili bir yazının kesinlikle ben ve benim durumumda olanlara büyük faydası olacaktır.
 
Yani sizden bu konuyla ilgili bir yazı rica etsem, çok şey istemiş olmam umarım. Son olarak orucumu tutuyor, mümkün olduğunca namazımı kılıyor ve günah olacak endişesiyle birine sesimi yükseltmekten bile çekiniyorum. Fakat inandığımı gösteren tüm bu işaretlere rağmen, Allah'ın varlığından % 100 emin değilim ben, % 90 olabilirim belki gibi saçma sapan düşüncelerin sürekli aklımda olduğunu belirtmek isterim.
 
Okuduğunuz, vakit ayırdığınız için çok teşekkür ediyor, başarılarınızın devamını diliyorum. Hoşça kalın!

SONUÇ

Bu mektubu okuyucunun izni ile yayınladım. Görün, anlayın, bu alanda neler oluyor diye. En tabii inanç bunalımının adı dinsel takıntı olmuş! Statüko düşünen, akıl sahibi bir canlı olan insanoğlunun din, yaratıcı vb konularda yaşamının bir döneminde yaşadığı bu doğal çatışmayı takıntı yani patoloji olarak görüyor! Bu içsel çatışmanın tedavi aracı da yine antidepresan!

Din, inanç, yaratıcı konusundaki felsefi nitelikli insani bir arayışı hastalık olarak görüyor, tedavi diye de bu ontolojik soruna bile antidepresanla yaklaşıyor!

Ona göre ya yüzde yüz inanacaksın ya yüzde yüz inanmayacaksın! İki arada bir derede kalmayacaksın öyle, bu konuda hiç çatışma yaşamayacaksın! Hem de yaşamın boyunca bir kere bile! Bu statüko insan doğasına işte bu kadar uzak ve yabancı, görüyorsunuz!

Sorgulamak, sorgularken git - geller yaşamak, çatışmak vs. ona göre hastalık! Hem de takıntı. Sorgulayan birey gün gelir kendi statükolarını da sorgular! En iyisi bu soylu eylemi ve doğal tezahürlerini hastalık saymak ve böylece kişileri bu en insanca süreçten uzak tutmak!  

İşi o kadar ilerletmiş ki artık felsefi temelli bir soruna dahi tıbbi bir bozukluk gözüyle bakıyor.

Ünlü bir düşünürün dediği gibi elinde sadece çekici olan hakikaten de her şeyi çivi olarak görüyormuş; bu ne kadar da doğru bir tespitmiş! 

Ontolojik temelli ve felsefi nitelikli bir inanç çatışmasına bile hastalık gözüyle bakan, bu tür bir soruna bile antidepresanla çare arayan bir statüko insan ruhuna sağlıklı bir bakış açısı geliştirebilir mi! 

"Sağlığı sadece belli bir meslek grubunun tekeline emanet ederseniz o da kalkar tedaviyi sadece ilaca mahkum eder! İlaç ise bir süre sonra kendisini var eden lobinin gizli silahı halini alır"



3337 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı