CHP son dönemde dine ve toplumun geniş kesiminin değerlerine son derece hoşgörülü ve yakın bir görüntü çiziyor. Lakin köklü bir destek bulsa ve iktidar gücünü ele geçirse dinin, bu değerlerin ve dindar kişilerin altını oyacak gibi bir görüntü de veriyor. Ayrıca hala fazla mezhepçi gibi duruyor. Daha doğrusu bu algıyı yıkabilmiş değil henüz!

 

Bunu yıkmak için dindarlaşmaları şart değil aslında; dinin sosyal bir olgu olduğunu, her devirde var olduğunu kabul etmeleri, hiç bir sosyal olgunun yok saymakla yok olmadığını görerek daha ve içten bir hoşgörü geliştirmeleri yeterlidir. Belki bu da bir algı meselesidir sadece!

 

İçlerinde zaman zaman çıkıp tam kaynamak üzere olan yemeğin içine bir çırpıda su katan hızlı komünistlere fırsat vermemeli, gerektiğinde bunları disiplin açısından ve inandırıcı bir samimiyetle cezalandırabilmelidir.

 

CHP'nin son dönemdeki genel söylemleri sıcak, kuşatıcı, vurguları değerler üzerinden ve ayrıştırıcı siyaset odaklı olmayan yapıcı bir dildir lakin bu dil sözü edilen kaygıları aşmakta fazla yeterli görünmemektedir. 

 

MHP ANALİZİ

 

MHP soğuk, çok katı ve bürokrasi partisi gibi bir algı veriyor. Halkın içine inebilen ve çok sıcak bir parti izlenimi vermiyor. Genel başkanın her meseleyi yüksek sesle ele alması gerçekten yüksek ses gerektiren mevzulardaki etkinliğini azaltıyor. Boşa doluya kükreyen bir lider algısı inandırıcılığını zedeliyor.

 

MHP'nin ideolojisi milliyetçilik üzerine kurulu olabilir lakin parti adındaki milliyetçi sıfatı hitap ettiği kesimi daha yolun başında daraltıyor. İdeolojilerin ağırlığının azaldığı, çalışmak, erdem, dürüstlük gibi ortak değerlerin daha fazla öne çıktığı liberal bir dünyada ideolojik vurgu yapan söylemler ve isimler daha yolun başında set oluşturuyor.

 

AKP ANALİZİ

 

Ak parti çok çalışan, halka yakın, sıcak bir parti izlenimi veriyor. Ak parti gereksiz yere muhalefetle polemiklere giriyor! Oysa halk özellikle kalkınma hamleleri dolayısı ile kendilerini yeterince destekliyor.

 

Sanki başa baş bir siyasi rekabet varmış gibi sürekli muhalefetle atışması, bu konuda sürekli bir gerilim içinde olması ve tansiyonu hep yüksek tutması, seviyenin zaman zaman çok düşmesi imajını bozuyor. Ak parti muhalefeti tamamen silmeye değil; bilakis güçlendirmeye gayret etmeli; topluma örnek olacak nezakette bir siyasi dil oluşturmaya çalışmalıdır. Kendi oyunun yüzde altmışa - yetmişe çıkmasının, muhalefetin desteğinin ise iyice azalmasının bir kazanım değil demokrasilerde ciddi problemler ve öngörülemez sorunlar oluşturacağını farketmelidir. Örneğin son günlerde olduğu gibi! Bu gereksiz hırs toplumun var olan bilinçaltı kaygısını daha da diriltmekte, kendileri hakkında zaten kuşkulu olan kesimlerin sinelerine haklı olarak korku salmaktadır.

 

Yolsuzluk vb. olaylarda gereksiz reflekslerle ve alınganlıklarla aşırı ve toptan savunmaya geçmesi boş yere halkı işkillendiriyor. İcraatları hakkında devlet yahut hükümet vurgusu yerine sürekli Ak parti söyleminin tercih edilmesi belki sık sık reklam olanağı sunuyor lakin ülkenin tamamına hitap etmesi gereken bir bir iktidarın taraflı ve dışlayıcı bir çizgide algılanmasına da yol açıyor.

 

Hükümet yaparken "hükümet" gibi herkesi kuşatan ve tarafsız bir kavram daha fazla öne çıkarılmalı, iktidar icraatlarının Ak parti diye sürekli vurgulanmasına son verilmelidir. Bu bıkkınlık oluşturuyor. Bıkkınlık zamanla soğutucu bir işlev görür.