• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
GERÇEKLERİ CESUR BİR DİLLE YAZMANIN BEDELİ
30/01/2014
Herkes gerçekleri yazamaz. Hatta gerçekleri yazan tek tük kişi bile bulunmaz çoğu zaman!
 
Neden böyledir peki?
 
Gerçekleri yazınca ne olur?
 
Kapısına polis mi dayanır insanın?
 
Yoksa rahmetli Uğur Mumcu gibi arabasının altına bomba mı koyarlar her zaman?
 
Korkunun yahut bu konudaki çekincenin esaslı nedeni bu tür riskler midir?
 
Zannetmiyorum. Düşünce ve düşünceyi yayma hürriyetinin olduğu bir çağda hakaret vs. etmediğiniz sürece bu açıdan bir risk yoktur aslında!
 
O halde sorun nedir? Allah dosdoğru olun derken, haksızlık karşısında susmayı dilsiz şeytan olarak tanımlarken, bu dik duruşlu tutum kişilik bakımından da dürüstlüğün bir gereği olduğu halde neden gerçekleri herkes dile getiremez?
 
Niçin çoğunluk ya görmemeyi ya duymamayı ya da bildikleri halde suskun kalmayı yeğler? 
 
Alanımızda öyle vahim yanlışlar var ki! Bunları tek ben görüyor, bunları sadece ben fark ediyor olamam! Sağlık gibi çok hayati bir sahada sergilenen ve yanlış kelimesinin hafif kaldığı, kasıt, sömürü, suistimal, cinayet demenin bile durumu yeterince tanımlamadığı bu sorunlar konusunda yerin yerinden oynaması lazım ama hiç de böyle olmuyor! Hadi bunları benim gibi dile getirebilmek herkesin harcı olmayabilir, bunu anlarım! Peki gerekli duyarlılığı gösterip de bu sorunlara zımnen tavır almak, üstü kapalı olarak tepki vermek de mi çok zor!
 
Bunları yıllardır yazıyorum. Kelimeleri bazı kişisel veya mesleki kaygılarla asla eğip bükmüyorum. Çünkü temsiline soyunduğum gerçeklerin hakkını yemek istemiyorum! Biliyorum ki kavramlar gerçeği hakkıyla resmetmezse o kavramlar o gerçeğin hakkını çalan birer hırsıza dönüşür.
 
En iyi okul hayat. Çoğu şeyi o öğretiyor, yaşam okulunda. İlgili insanların önemli bir bölümünün gerçekler karşısında neden bu kadar korkak ve ürkek olduklarını, bunun aslında az da olsa bir haklılık payı bulunduğunu yine bana okul öğretti. 
 
Bir defa gerçekleri yazana tahammül çok az oluyor. Kimisi bu kişilere bakıp kendi suskun halleri hakkında komplekse düşüyor, özgüvenleri zedeleniyor. Bu sebeple size tavır alıyor. Kimisinin işine gelmiyor gerçekler. Birinci kesim en fazla duyarsız kalıyor gerçeklere karşı. Görmemeyi yeğliyor sadece. Görmeyince rahat ediyor çünkü yüreği!
 
Diğerleri ise çok tehlikeli. Size bu "densizliğinizin" bedelini çok pahalıya ödetmek için sıvıyor kollarını! Çünkü cevap verecek, düşünceye ve bilgiye düşünce ve bilgi ile cevap verecek ne kapasite ne de güçleri var! Bu uğurda en ilkel ama en etkili silahlardan olan karalamaya ve iftiraya başlıyorlar hemen!
 
Uzun zamandan beri bunu yaşıyorum! Yazı ve çalışmalarımla ilk defa dile getirdiğim gerçekler birilerinin hızla dönen sömürü tekerine sokulan çomak oldu. İlk defa bu kadar yalın, bu denli cesur bir dille deşifre edilen hakikatler karanlığa alışmış, dolayısı ile ışıktan rahatsız olanların gözlerini kamaştırdı, ciğerlerine taş gibi oturdu.
 
Bütün bunlar ve başarı kıskançlıkları / hazımsızlıkları sebebiyle uzunca bir zamandan beri söyleyeni itibarsızlaştırarak söylediklerini etkisiz kılma metodu olan karalama ve iftira çalışması yürütüyorlar. Korkak bir şekilde, çaktırmadan, kaçak dövüş yollarıyla tabi ki! Cesur olsalar zaten bu yola tevessül etmezlerdi!
 
Bunlar bazen öyle boyutlara varıyor ki çoğunu söylemeye dilim varmıyor. Bunları zaten bilerek ve bekleyerek çıktım bu yola. Alamanya'dan iyi olan keyfimi kaçırmayı aptal olduğum için almadım göze! İnsan kalmak, vicdanımı yitirmemek için aldım! Bu aciz zalimleri olmayan vicdanlarına havale edecek değilim bu saatten sonra! Kızamıyorum bile, bu mücadeleme böylesine çirkin bir savaş yöntemiyle karşılık verenlerin zavallı haline acıyorum aslında.
 
Bunları zerre kadar umursamıyorum. Onları sadece ilahi adaletin adil uhdesine havale ediyorum. Bunlar, hatta çok daha fazlası bile beni çıktığım ve bu yoldan asla döndüremeyecek. Bunu buradan gerek onlara gerekse kendime bir kez daha ilan ediyorum.
 
Karşıma adam gibi çıkma gücünü kendisinde görecek olanlar varsa daha önce olduğu gibi onları yine tepelemeye devam edeceğim. Her zaman olduğu gibi yine bu şekilde bel altı vuruşlra devam edeceklere ise sadece gülümseyeceğim!
 
Tarihe not düşmenin, herkesin sustuğu bir zamanda, herkesin sessiz film oynadığı bir konuda seyit Battalgazi misali çıkıp cesur bir dille Kral Çıplak demenin verdiği tarifsiz iç huzuru bana ilelebet yetecek.
 
Gerisi çelik - çomak, gerisi çekirdek - çerez! 
 


3178 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı