• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
NEDEN KURTULAMIYORSUNUZ
27/02/2014
Yılandan neden korkarız? Uzun, sürüngen, pullu ve kuyruklu olduğu için mi? 
 
Fareden neden korkmayız? Aynı şekilde küçük ve bıyıklı bir hayvan türü olduğundan dolayı mı?
 
Hayır...
 
Yılan karşısındaki korkumuz da fare karşısındaki korkusuzluğumuz da öğrenilmiş bir tepkidir. Bize ta çocukluğumuzdan itibaren öyle veya böyle, yılanı tehlikeli olarak öğretmişlerdir. Fareyi de zararsız diye...
 
Neden doktora gittiğiniz halde durumunuzda bir düzelme olmuyor? Çünkü öğrenme sorunu olan sıkıntılarınızı tıbbi bir sorunmuş gibi gören eller marifetiyle şifa arıyorsunuz; ondan! Sorununuz öğrenme sorunu; aldığınız yardım ise ancak hastalara verilen tıbbi bir yardım! Bu susuzluk sorununu yemek ile gidermeye çalışmak demektir.
 
Evet psikolojik... dediğimiz sorunlar öğrenilmiş sorunlardır. Hoplar, zıplar, sokar, zehirler... denilerek beynimizde ürkütücü bir yılan algısı inşa edilmiştir. Biz de yılan görünce yılandan değil; beynimizdeki yılan algısından dolayı korkarız.
 
Bize yılanı fare gibi masum, fareyi de yılan gibi öğretselerdi biz bugün fareden korkuyor; yılanı ise korkusuzca elimize alıyor, onla oyun oynuyor olurduk!
 
Burada fare ve yılan örnekleri sadece birer misaldir. Üzüntü, sıkıntı vb. tüm duyguları, bütün duygu durumları ve duygusal süreçleri bu şekilde düşününüz!
 
Yani siz yaşadığınız sıkıntınızdan dolayı değil; sıkıntı algınızdan dolayı etkileniyorsunuz!
 
Siz beyninize ansızın üşüşen ve adına olumsuz dediğiniz düşüncelerden dolayı değil; olumsuz düşünce algınız sebebiyle bu denli müteessir oluyorsunuz!
 
O halde çare ne yılanla savaşmakta ne de beynimize ansızın üşüşen ve lakabına "olumsuz" dediğimiz düşüncelerle boğuşmakta! 
 
Statüko böyle yapmıyor! O daha işin doğasını kavramaktan aciz! "Sizi sıkıntınız etkiliyor! Tedavi edelim sizi de sıkıntı gitsin" mantığında yaklaşıyor! Bunun bir çok sakıncası var! Birincisi kovmaya çabalamakla ne duygularınızı ne de düşüncelerinizi uzaklaştırabilirsiniz! Bir kalemi istediğiniz kadar fırlatın havaya, yine elinize düşer...
 
İkincisi; uzaklaştıramadığınızda, yani mücadele edip de bunu başaramadığınızda var olan süreci beslemiş, çaresizlik duygunuzu pekiştirmiş olursunuz!
 
Üçüncüsü de şu: Velev ki başardınız ve bu duyguları ve düşünceleri kovdunuz diyelim! Tekrar gelmeyeceğinin garantisi var mı? Bu durumda siz ömrünüzü sürekli duygu kovmakla, düşünce avlamakla mı geçireceksiniz? Bu savaş zihnen ve ruhen tüketmez mi?
 
Dört: Bu çaba, "Beni sorunlarım etkiliyor" hatalı algınızı besler! Oysa çare için bu algının zayıflaması gerekir!
 
Velhasılı kelam mevcut sorun çözme yaklaşımlarımız ne duygularımızın ne de düşüncelerimizin doğasına uygun düşüyor! 
 
Bu yaklaşımlar temelde; sorunu sıkıntıların yahut olumsuz denilen düşüncelerin bizatihi varlığı kabul ediyor! Oysa sorun sorunlarda değil! Sorun; sorun algımızda!
 
Sorun aklımıza gelen ve adına olumsuz vs. dediğimiz düşüncelerde ya da bunların gelmesinde yahut gelmemesinde değil! Sorun düşünce ve algımızda!
 
Öyleyse çare sorunlarla boğuşmakta değil; çare sorun algımızın düzeltilmesinde!
 
Algı iki yazı okumakla düzelmez! Hocam çok doğru söylüyorsunuz demekle de...
 
Yıllar içinde oluşmuş, büyük ölçüde kemikleşmiş yapıları iki yazı okumakla çözebilmek zaman zaman mümkün olsa bile her kişi için bu mümkün olmayabiliyor! Bu, "Algı önemsiz; algıyı baz alan mevcut yaklaşım yanlış" anlamına gelmiyor!
 
Tekrar ediyorum: Sizi olgular ve durumlar değil; sadece algılarınız ve inancınız etkiliyor!
 
Sizi içtiğiniz içkinin değil; içgi günah algınızın etkilemesi gibi...
 
Sizi yalan söylemenin değil; yalan günahtır ve ahlaki değildir inancınızın etkilemesi gibi... Bu algısı dönüşmüş, yalanı pembe olarak algılar hale gelmiş beyinlerde yalan asla huzursuzluğa yol açmaz!
 
O halde bırakın artık duygularınızla ve düşüncelerinizle boğuşmayı!
 
Gölgenizle savaşmakla gölgenizden kurtulamazsınız! 
 
Gölgeyle savaş gölgeye değil; size zarar verir!
 
Siz önce adına olumsuz diyor, sonra da olumsuz gördüğünüz ve son derece insani olan duygu ve düşüncelerinizden kurtulmaya çalışıyorsunuz! Haliyle kurtulamıyorsunuz! 
 
Uğraşmak ve kurtulamamak!
 
Bu döngü sizi perişan ediyor! Hem süreci besliyor hem de geri dönüşleri uzatıyor! Sonra da hakikaten ağır bir tablo yaşıyorum algınızı ve inancınızı besliyor, kendini doğrulayan kehanet gerçekleşiyor.
 
Web sayfamı hakkıyla inceleyen inşaAllah tüm psikolojik denilen dertlerinin şifasını bulur! İyileşmek haketmektir. Daha doğrusu bu süreçte yapılacak işlerin hakkını vermektir. Hakkını vererek hakederseniz bu site sizin için yeni dünyalara vesile olacak! Tıpkı bir çok kişiye olduğu gibi...


2101 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı