• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
PSİKİYATRİ STATÜKOSUNA CEVAP VAR
08/04/2014

 

"Psikofarmakoloji Derneği ise konu ile ilgili basın açıklamalarını dönem dönem yaparak, bir taraftan kamuoyunu bilgilendirmeye çalışırken diğer yandan Sağlık Bakanlığı ve SGK gibi otoritelere görüşleri ile ilgili raporlar sundu.
 
Nitekim Psikofarmakoloji Derneği'nin de katkıları ile Sağlık Bakanlığı reçetesiz ilaç satışını yasakladı.
 
Kongre düzenleme kurulundan yapılan açıklamada şunlar kaydedildi:
 
Antidepresanlar çoğu kez ve reçetesiz olarak insanların günlük basit sıkıntı ve psikolojik problemlerini aşmak için gereksiz yere ve reçetesiz kullandığından, antidepresanların etkisiz olduğu ya da konulan depresyon klinik tanısının abartıldığı ve gereğinden fazla tanı konarak (over-diagnosed) ilaç israfına yol açıldığı haklı itirazları kamuoyunda ve basında çeşitli vesilelerde dile getirilmiş ve bu durum gerçekten antidepresan kullanması gereken bazı depresyon hastalarının da ilaçlarını bırakmaları gibi riskli sonuçlar doğurmuştur.
 
Çünkü depresyonun en önemli komplikasyonu intihardır. İntihar, geri dönüşü olmayan bir durumdur. İntiharın ‘pardonu' olmaz! 
 
Psikiyatristler tarafından teşhis edilen "majör depresyon"da yaşam boyu yaklaşık %50 intihar riski ile seyretmekte ve majör depresyon hastalarının %10-15 i intihar ile kaybedildiği bilimsel bir gerçektir.
 
Bütün bunlar depresyon tedavisinin ne kadar hızlı ve etkili bir tarzda ve bu alanda deneyimli, eğitimli ve yetkin uzmanlar tarafından yapılması gerektiğini gösteren bilimsel verilerdir.
 
Uluslararası Pazarlama Servisi (IMS) verilerine göre Türkiye'de antidepresan tüketimi 2003 yılında 14.238 milyon kutu iken, 2008 yılında 31.302 milyon kutu ile %120 oranında artmıştır." (www.ahmetrasimkucusta.com)
 
ÇOK BASİT CEVAPLARI
 
Antidepresan kullanımındaki bu fahiş ilaç artışının nedeni major depresyon mudur? 
 
Psikiyatristlerin major dediklerinin yüzde kaçı gerçekte majordur kaçı kocasını geçen hafta kaybetmiş bir kadının yasıdır? 
 
Ben psikiyatri kliniğinden çıkan ve teşhş almış kişilerin gerçekte yüzde beşinin hasta olduğunu, ancak yüzde ebeşinin klinik bir tablo taşıdığını iddia ediyorum; var mısınız araştırmaya?
 
"Bu alandaki ilacı başkası yazmasın, bu alanda tek biz söz sahibi olalım" ve, "İntihar riski var, öyleyse yazdığımız her ilacı devlet kuruşuna kadar ödesin" mesajı veren bildirinizde bu sorunlara neden hiç yer vermiyorsunuz? 
 
Psikiyatrinin 100 kişiden 12'sine doğru teşhis koyması da araştırma sonucu değil mi; o araştırma sonucu üvey evlat mı; ona neden yer vermiyorsunuz hiç?
 
Major depresyon türünde yüzde elli intihar riski var demek hemen her soruna üç dakikada ilaç dayamayı nasıl meşru hale getirebilir?
 
Majorda yüzde elli intihar riskli olması "intihara pardon denilemez" demenizi meşru kılıyor da bu ilaçların zaten intihar düşüncesine yol açmasına, bunun prospektusunda bile açıkça yazmasına neden çıtınız çıkmıyor? Yoksa ilaç marifetiyle oluşan intihar düşüncesindeki artış oranı masum mudur size göre?
 
Hem bu alanda yapılan araştırma sonuçlarına nasıl güvenebiliriz artık? Hele hele onca olup bitenden ve işin içine bir sürü başka değişkenelr girdiğini çok iyi bildikten sonra?
 
Ruhsal sorunlara yıllardır doku ve organ sorunu gibi yaklaşılmasına, ilaç + terapi olması gereken bütüncül tedavilerin yıllardır sadece ilaç boyutlu yani eksik yürütülmesine, bu yüzden bir türlü iyileşemeyen ve uzayan tedavilere, bu sebeple artan ilaç giderlerine, Batıda tamamen organik bir hastalkık olan kanserde bile psikolojik destek verilirken ülkemizde hala psikiyatride bile, ruhsal (psikolojik) denilen sorunlarda bile bundan imtina edilmesine, bunun psikiyatristlerin inisiyatifine (keyfine) amade olmasına verecek bir cevabınız var mı?
 
Bırakın bu hataların vebalini alan dışı hekimlerin sırtına yıkmayı ve millet kendisi alıyor diyerek hedef saptırmayı; göz boyamayın artık.
 
Tedaviyi ilaca indirgeyip yani yarım bırakıp acıları uzatarak,
Böylece iyileşemiyorum algısı yaratarak ve bu algıyı besleyerek,
 
Tedaviyi ilaca indirgeyip ilaç giderlerini şişirerek, tüyü bitmemiş yetimin hakkını israf ederek,
 
Her sorunu hastalık kabul ederek, en temel hastalık kriterlerini bile artık yok sayarak, en alakasız (iletişimsel, konuşma, okul sorunu vb)sorunlara bile antidepresan vererek, 
 
"İlacını değiştirdik" diyerek ama esasında ilacın sadece ticari adını değiştirerek, böylece milleti kandırarak, bir 6 ayın ıda öyle çalarak,
 
Dozunda başlanmış bir kutu ilaç yetecekken ilacı düşük dozlu tutup 3-4 kutu antidepresan vererek (farklı ticari markalarda. Ama 4 farklı ilaç vermiş havası yaratarak)
 
Ve daha bir sürü hatanızla vebaliniz çok büyük, bunu artık anlayın...

 



1280 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı