• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
PUSULA ADAM GERÇEKLER KARŞISINDA MANEVRA YAPAMAZ
10/04/2014
< Pusula nereye dönerse dönsün, ne taraftan bakarsa baksın hep aynı istikameti gösterir. Oysa gerçekler her zaman aynı istikamette bulunmaz >
 
Duygularını öğrenebilir miyim diye sorulduğunda düşüncelerini söyleyen, düşüncelerini alabilir miyim dediğinizde de duygularını söyleyenlerin azımsanamayacak derecede bol olduğu bir ülkeyiz. Üstelik de bunların önemli bir kısmı "eğitimli" diye tanınan kişilerdir ve topluma her fırsatta akıl, buldukları ilk ortamda yön vermeye çalışırlar.
 
Ülkemizdeki eğitimli bir çok beyinde öyle yanlış algı şablonları, öyle hatalı düşünce kalıpları vardır ki!
 
Bunlara göre her olayı farklı farklı değerlendirmek yanar dönerliktir. Oysa yönün baştan belli olmalıdır. Yani her olayı nasıl yorumlayacağın, ne şekilde ele alacağın baştan belli olmalıdır.
 
Her olayı farklı farklı yorumluyor, bazen bir olayda bir tarafı haklı, bir diğer olayda da diğer tarafı haklı çıkarıyorsan yahut böyle bir imada bulunuyorsan sen yanar dönersindir, omurgasızsındır, pusula adam değilsindir! Pusula gazetecilik, pusula düşünürlük, pusula adamlık bir meziyet gibi görünür birilerince!
 
< Pusula tüm gerçeklerin bulunduğu istikameti değil; sadece bir yönü gösterir > 
 
Heyhat!
 
Yani deniliyor ki:
 
Sen de bizim gibi siyasi yahut ideolojik bir kalıba girmelisin önce!
 
Sonra o kalıbın seni sevkettiği istikamette algılamalısın tüm meseleleri, öyle analiz etmelisin bütün olayları!
 
Oysa adil olan bir kimse bir kalıba girmez! Bir kalıba giren adil olamaz, dolayısı ile de gerçekleri hakkıyla analiz edemez. Çünkü gerçeklerin tümü bir kabın içine sığmaz. 

Bir pusula gibi olmak, hep bir yönü göstermek zihni tek şeritli bir bakış açısına, düşünceyi kemikleşmiş yargılara tutsak düşürmek demektir. Bunun bedeli ise aşınan hak ve gerçekler, nuru sönen ve artık rehber olmaktan çıkan vicdan ve nasırlaşarak hassasiyetini yitiren kalp demektir.
 
Siyasi bir duruşa sahip olmak, bir düşünce ve ideolojiye angaje olmak bakış açısını kemikleştirmek, düşünceyi kemikleştirmek, vicdanı şartlandırtmak demektir. Bu ise meseleleri ne yapıp edip görülmesi gereken yönde görmek için kurgulamaya, bunun için de gerçeklere sürekli kıymaya, hakkı ve adaleti sürekli yok etmeye mecbur bırakır insanı!
 
Ünlü bir ABD'li gazeteci, "Bir gazetecinin hangi meseleyi nasıl yorumlayacağını bir gün öncesinden biliyorsanız o gazeteci miadını doldurmuş demektir" der.
 
Daha yolun başında bir taraf seçen seçtiği tarafa göre bakmaya, baktığı şekilde görmeye, yani gerçekleri eğip bükmeye mahkum kalır. Safı ve duruşu pusula gibi belli olanlar; sağa sola serpişmiş halde bulunan, bazen o yana bazen de bu tarafa geçmeyi gerektiren gerçekler karşısında hakkaniyetli manevralar yapamazlar. 
 
Her bir olayı farklı farklı ele alamazlar.
 
Haklıya haklı, haksıza haklı diyemezler.
 
Her olayın ayrı bir doğası, ayrı bir doğruluk derecesi bulunduğu halde buna uygun adım atamazlar.
 
Bunu yanar dönerlik ve bağlı oldukları ideolojiye ihanet olarak algılarlar. Oysa onlara göre pusula gazeteci yahut adam olmalısınızdır.  Bunun için de her zaman bir yönü göstermelisinizdir. Gerçek, hak, doğru bazen o yönde olmasa bile! Gerçeğin nerede durduğu değil; sizin nerede durduğunuz önemlidir çünkü; pusula adamlıkta!
 
Zaten baştan girdikleri kalıp buna izin vermez. Bu algı duvarını asla aşamazlar, kalıbın dışına çıkamazlar. Kalıbın dışına çıkamadıkları için dışardaki gerçekleri hakkıyla göremezler. Meseleleri olay bazında ve her olayın kendine özel doğasına uygun bir gerçekçilikle ele almak çoğu zaman bulunulan safa, içinde olunan duruşa yani pusula gibi dümdüz oluşa aykırıdır.
 
Dürüst, adil ve duruş sahibi olmak pusula gibi rotası baştan belli olmakla değil; her olay karşısında yanar döner olmakla mümkündür.
 
Buradaki tek ölçü ilke ve prensiplerdir. İlke dürüstlük, prensip hak, gerçek ve adalet ise yanar döner olmak kaçınılmazdır.
 
Çünkü hak, hukuk, adalet, gerçek ve vicdan bazen bir tarafın tutumlarını bazen de diğer tarafın davranışlarını doğru bulmayı gerektirir.
 
Gerçekler ve doğrular yüzde yüz olarak hiç kimsenin tekelinde değildir; herhangi bir meselede hiç bir safın ve tarafın baştan sona yüzde yüz haklı olmasına imkan yoktur. Bir meselenin büyük kısmında bir taraf haklı olsa bile parça parça (alt) meselerde diğer tarafın da mutlaka haklılıp payı mevcuttur. Pusula adamlık bunu sürekli es geçmeyi gerektirir. Çünkü bu gerçekler onun gösterdiği istikamette değildir, arka tarafa düşmektedir.
 
Pusula gibi olan insanlar (gazeteciler vs) bir safı yüzde yüz haklı görerek, diğer tarafı da yüzde yüz haksız ve hatalı görerek hem gerçekleri katleder, hem vicdanı yok der, hem de toplumun kutuplaşmasına çanak tutmuş olurlar.
 
< Bütün parçalarının toplamından farklı bir şeydir. Bazen bütün yanlışken parçalardan bir kısmı doğru; bazen de bütün doğruyken parçalardan bir bölümü yanlış olabilir. Pusula adam kendince doğru bulduğu bütün için parçayı gözünü kırpmadan feda eder. Oysa hak ve adaletli olan bütüne ayrı parçaya ayrı bir tavır alabilmeyi gerektirir. Bu ise hep aynı yönü gösteren bir pusula olmakla değil; olgu bazlı bakış açısı getiren bir zihin yapısına sahip olmakla mümkündür. >


1970 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı