• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
İYİ DE... FAKAT... TAMAM AMA... NASIL OLUR Kİ...
15/04/2014

Göğü düşünüyorum. Yeryüzünü de. İkisindeki esrarları, içindeki gizemleri ve dışındakilerde bulunan ahengi, matamatiksel denklemleri. Bir yaratıcı olmadan olamaz bunlar diyorum, buna kesin kanaat getiriyorum. Yıllardır hep böyle yapıyorum...

Bunca tefekküre bağlı olarak yıllardır kök salan derin imanım var, biliyorum. Çünkü en ufak bir kabahatim beni huzursuz ediyor. Malayani işler dahi kendimi huzursuz hissetmeme yetip de artıyor. Müzik dinen haram değil diyenler de var lakin hiç olmazsa kalbimi karartmasın, kalbimi öldürüp nefsimi beslemesin diye yıllardır uzak duruyorum ondan da! Günah olmasa bile bu yönlerini önemsiyorum en azından. Bu sebeple hiç bir film ve dizi de izlemiyorum hala! 
 
Öte yandan hala beş vakit namaz kılamıyorum. Bu beni yıllardır huzursuz ediyor. Gamsız, gaflette birisi değilim. Yapamadıklarım varsa da beni içten içe geriyor, huzursuz ediyor. Ağız tadıyla gülerken çoğu zaman aklıma eksiklerim geliyor ve buna hakkım olmadığını düşünüyorum. Bile bile kendimi cezalandırıp hemen keyfimi kendi isteğimle kaçırıyorum. Yapamıyorum bari bana olan duygusal ve zihinsel etkisi olsun, hem suçlu hem güçlü olmayayım hiç olmazsa diyorum. Hemen kendi cezamı kendi elimle kesiyorum.
 
Ama dindar birisi değilim! Klasik manada dindar hiç değilim. Dinin ahlak, erdem, duruş, felsefe yönleri avantajlı olduğum yönlerim. İtikadım iyi, bilgim de mevcut. Lakin abid değilim. İbadet, zikir, tövbe, sohbet, Kur'an okumak, bir cemaate tabiiyet vb. konularda çok büyük eksiklerim var; yerleşik anlayışa ve birilerine göre!
 
Böyle düşe kalka giderken, henüz namaz kılmayı bile becerememiş birisi olarak benden on kat daha fazla dindar görünen kişilerin halleri geliyor gözümün önüne. Namaz kıldıkları halde rahatlıkla gıybet edebilenleri, çok ucuza iftira atabilenleri, rahat bir şekilde haksızlığın safında yer alabilenleri, bir oturuşta milyonlarca insanı töhmet altında bırakarak hepsinin ahını alırken ki keyifli halleri, hatta güle oynaya haram yiyebilenleri ve bunlardan en ufak bir huzursuzluk duymayanları hatırlıyorum sonra! Bu nasıl mümkün olabilir diyorum. Namazı kaçırmayacak derecedeki diri bir imanla bir kul hakkı aynı bünyede nasıl birleşebilir, hadi birleşti diyelim, nasıl kişiye huzursuzluk vermez, bunu anlayamıyorum. 
 
Ya imanları az diyorum; bu çelişki başka türlü hemhal olmaz aynı ruhta diyorum lakin buna imkan yok! Çünkü en basitinden beş vakit namaz kılabilmek öyle az maz bir imanla olacak bir iş değil. Kendimden biliyorum. Demek ki diyorum; diri bir iman var, sorun iman sorunu değil!
 
O halde sorun ne? Bunu bulamıyorum!
 
Her kulun hatası olur olmasına da... Bunca büyük hata, günah hatta vebal nasıl olur da kalbinde hardal tanesi kadar imanı olan bir sineyi huzursuz etmez; bunu anlayamıyorum. Hiç olmazsa bir huzursuzluk olmalı. Bir pişmanlık kırıntısı hiç olmazsa!
 
Böyleleri nasıl olur da gülebilir, hele hele nasıl kahkaha atabilir, nasıl sürekli tebessüm bir çehre ile sağda solda gezebilir? Gülerken bir anda nasıl ezik ve mahzun düşmez insan! Ben diyorum, onların yaptıklarının onda birini yapmadığım halde onlar kadar keyifli olmayı beceremiyorum. Buna hakkım yok diyorum. Dinen çok büyük günahlarım ve (bildiğim kadarıyla) veballerim fazla olmasa bile eksiklerim var diyorum; eksiklerim varsa fazla mutluluğa hakkım yok diyorum. Hiç olmazsa bu gerilimi ruhumda muhafaza ediyorum. Olur da bu gerilim beni olması gereken mevziye bir gün fırlatır umuduyla! Gerilen bir yay gibi... Bari ok değlim hiç olmazsa gergin bir yay olmaya devam edeyim diyorum. Bile bile ruhumu geriyorum. Bu gerilimi sürekli diri tutmaya çabalıyorum. Ruhum çelişkilerle hemhal olarak çelişkilere ve çatışmalara karşı huzur ve ahenk geliştirmesin diye...
 
Kimisi öyle huşu içinde dini sohbet yapıyor ki. Çoğu ağlayarak dinliyor. Bir öğreniyorum ki bölüm başına servet para alıyor din işinden...
 
Kimisi ayet okur okumaz başlıyor Ankara'nın bağlarını çalmaya! Oynuyorlar hep birlikte keyifle...
 
Kimisi dünya yansa kılını kıpırdatmıyor. Dinden anladığı sadece fıkıh, ibadet ve dua çeşitleri... Yine de benden çok huzurlular bu konuda! Bu nasıl mümkün olabiliyor? Namaz tüm hata ve kusurların sahibine yaşatması gereken huzursuzluğu alıp temizliyor mu yoksa?
 
Aklıma dinin en temel müessesesi geliyor hemen arkasından. Daha başka dini önderler... Gruplar, cemaatler, partiler... Onlardan bir çoğunun bir dindara yakışmayan halleri, duruşları, tavırları, tepkileri, zulüm karşısındaki suskunlukları, çifte standartları, çelişkileri... Makamlarını ve çevrelerini koruma adına üç kuruşluk dünya adına daha namazı bile olmayan benim kadar bile hakkaniyetli ve adil bir duruş gösterememelerini izliyorum sonra...
 
Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan deyip kendimi paraladığımı hatırlayıp acaba komik mi oluyorum diye soruyorum kendime. Farzları bile yerine getirmiyorum bir hadis uğruna neleri göze alıyorum diyorum. Bildiğim anda sorumluluğum başlar, yoksa vebaldir diyerek bildiğim her hususta kendimi hastalık derecesinde mes'ul hissediyorum. Sonra dinde benden çok ilerideki kişilerin ibadet dışındaki tavır, tutum ve yaklaşımlarına bakıyorum hemen. Aradaki uçurumu görünce kafam yine allak pullak oluyor. İmanları mı yok diyorum; başka türlü bu çelişki aynı bünyede uyuşmaz diyorum. Ama diyorum hemen ardından; iman derin olmasa namaz kılamazlar ki! Namaz kılabilmek öyle az buz bir imanla olacak bir şey değil! Kendimden biliyorum. Bak ben hala kılamıyorum, böyle düşünüyorum ardından.
 
Sonra hala namaza olan hassasiyetlerini nasıl koruduklarını görüyorum. Teheccüt bile kılıyormuş çoğu, bunu anımsıyorum. Ben olsam böylesine adaletsiz bir duruş neticesinde namazdan seksen arşın hızla kaçarım. Layık değilim ona derim. Beni ilkeli ve duruş sahibi kılmamış bir namazı kılamam ben derim. O beni kılmıyorsa ben onu kılamam. İstediği kadar farz olsun, böyle bir durumda gitmez benim başım secdeye! Olmaz, yapamam bunu; beceremem! Namaz istediği kadar önemli olsun! Namaz kılabilmek öyle kolay bir iş değil, bu az bir imanla olmaz; bilirim. Öylesine derin olan bir imanın kök saldığı bir ruh dünyasında bunlar da olmaz, olmamalı derim.
 
Son dönemde UFO görüntülerindeki artış geliyor bu sefer de aklıma. Şeytan bu ya, aklıma başka başka şeyleri getiriyor. Haşa Allah yok da, bizi uzaylılar falan yarattı da bunlar bunu falan mı biliyor acaba! O yüzden mi namazlı niyazlı bir ruhtaki onca veballi işten, onca hakkaniyetsiz duruştan en ufak bir gocunma bile duymuyorlar! Belli kaygılarla sadece bizlerin bilmesini mi istemiyorlar, bizleri, halkı, toplumları bir şekilde idare mi ediyorlar yoksa diyorum. Sonra tövbe diyorum. Neleri düşünüyorum böyle diyorum. Aslında son derece samimi ve derin olan imanıma olan samimi inancımı bildiğim için hemen kurtuluyorum bu şeytani düşünceden! Ama bir türlü rahatlayamıyorum yine de. Çünkü bu soruma cevap bulamıyorum.
 
İmanları mı zayıf, hayır namaz kılıyorlar, sorun iman sorunu olamaz...
 
Bizi mi kandırıyorlar acaba? Hayır o denli samimiyetsiz olsalar namaza on gün üst üste devam edemezler...
 
İman var öyleyse.
 
O zaman onca çelişkiden ötürü huzursuzluk da olmalı ama.
 
O duygu yok, bu nasıl iş peki...
 
Çelişki psikolojik olarak çatışma yaratır. Her çatışma ise huzursuzluk demektir. Bu, üniversitede bize öğretilen en temel psikoloji gerçeğidir. Bilimselliğin dışında işleyen, bu en temel psikoloji gerçeğini bile iptal ettiren bu vaziyet nedir o halde?
 
Ufo lar mı yoksa?
 
Mazallah?
 
Allah kesinlikle var, yoksa bu kainat mümkün mü?
 
Ama müslümanların onca çelişkisi?
 
Namaz... Derin iman var. Fakat bu yalan, dolan, talan, zulüm, vebal?
 
Nasıl buluşur bunlar aynı ruhta?
 
Nefis mi demeliyiz?
 
İyi ama çelişki çatışma, çatışma da huzursuzluk yaratırdı hani?
 
Hiç olmazsa bu niye olmuyor öyleyse?
 
İnanmıyorlar da bizi mi kandırıyorlar yoksa? Uyumu sağlayan bu mu acaba?
 
Ama inanmasalar namaz kılamazlar ki! Namaz samimiyetsiz bir kalple olmaz, mümkün değil. 
 
Ama?
 
Öyleyse...
 
İyi de...
 
Peki ya... 

 



1685 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı