• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
DİNİN HEDEFLEDİĞİ DİNDAR TİPİ BU MUDUR
17/04/2014
"Din ayrıdır müslüman ayrıdır, müslümanın hatasını dine maletmeyelim" uyarıları vardır, malum!
 
Doğrudur lakin hiç hatası yok dediğimiz, ehli takva olarak bilinen kişilerde bile tuhaf bir dindarlık tarzı vardır. Dindar deyince akla duyarlılık gelmez mesela! Oysa duyarlılık emanete sahip çıkmak demektir ki dinin en çok önemsediği, yokluğunu ise münafıklık alameti saydığı bir husustur.
 
Yine müslüman denildiğinde akla samimiyet gelmelidir ancak bunu da pek göremeyiz! (Genelini tenzih ederim). 
 
Sözgelimi zulüm kendi taraftarına yapılınca dayanılan kutsal buyruk, "Haksızlık karşısında susan dilsiz, şeytandır." öğüdüdür.
 
Aynı zulüm karşı cepheye yapılınca dayanılan kutsal buyruk ise, "Fitne çıkarmayın! İtidalli olun! Sağduyuyu muhafaza etmek lazım gelir..." anlayışıdır.
 
Samimi olunmadığında dinden suskunluğa da reaksiyona da meşruiyet bulmak mümkündür. Bunun için gereken tek şey samimiyet noksanlığıdır!
 
En iyi dindar kişi köşesinde yaşayan, az konuşan, elinde tesbihi bulunan, giyim tarzı farklı, düzenli sohbet veren yahut alan, sürekli ahireti için ibadet yapan yani abid kişi olarak bilinir.
 
Sosyal hayatın içinde koşturan, kapı kapı dolaşan, kimsesiz mahkumları ziyaret eden, dernek kuran, ağaç diken, yeşili koruyan, doğaya sahip çıkan, evlat edinen, sokak çocukları ile ilgili işlerin başını çeken, hasta ziyaret eden, huzurevlerini ıslah etmeyi amaç edinmiş, gençlikle haşır neşir, faydalı tiyatro ekipleri kuran, insanlığa örnek diziler ve filmler yapmak için çabalayan, duraklarda vs. kitap okuyarak örnek olan, evlere kitap dağıtan, hasta ziyaretleri yapan, nerede bir haksızlık görse hemen orada dikilen, gündelik yaşamını gıda terörüyle mücadeleye vakfeden, her türlü emek gaspına karşı savaş veren aksiyoner bir "halk dindarı" pek göremezsiniz toplumlarda!
 
Dindarlığın sosyal hayata yapacağı katkı üç - beş emeklinin bir araya gelerek her köşeye yeni bir cami inşaat etme işine indirgenmiş adeta! Bireyler dindarlaştıkları oranda halkın içinden, sosyal yaşamdan ve sorunlardan kopmuş; kendi hizbi içinde kendi yağlarıyla kavrulmayı yeterli gören kapalı klanlara dönüşmüş!
 
Acaba namazları; sureleri vs. içimizden fısıldayarak okuyarak kılmak mı bizi bu kadar sessiz, ürkek ve içimize kapalı yaptı?
 
Gerçi namazın en esaslı dünyevi gayelerinden birisi onurlu ve erdemli bir duruş kazandırmak, yaratıcıdan başkasının önünde eğilmeme anlayışı ve cesareti inşa etmektir.
 
Kanaatimce dindarlık cami, cemaat ve ev arasında geçen yalıtılmış ve tuzu kuru bir dünya kurarak orada kendimizin yahut çoluk çocuğumuzun ruhbanlığıyla ferahlanmak olmamalıdır!
 
Müslüman kişi, özellikle de hoca ve alimler sosyal hayattan, bu hayatın içindeki yığınla sorundan niçin bu denli kopuk, uzak ve duyarsızdır acaba?
 
Bu durum dindarlaşmanın kaçınılmaz bir sonucu mudur yoksa yanlış bir dindarlaşma düzleminin bir neticesi midir?
 
Mesela ufacık bir çocuk kayboluyor hatta bir çok çocuk öldürülmüş halde bulunuyor. Ünlü bir alim attığı twitte, "Allah Kur'anı gönüllerden kaybettirmesin" diyor en fazla! Bu gibi sosyal hayatın içindeki onlarca sorun karşısında başka da bir çabasını ve mesajını göremiyorsunuz çoğunun!
 
Dinin hedeflediği insan tipi bu mudur acaba?
 
Dindarlık böyle bir insan profili yaratmaya mecbur mudur?
 
Gündelik yaşamın akışı içersinde neler yaşanır neler! Adeta yer yerinden oynar, tek bir çıt çıkmaz. Paylaştıkları iletilerin tamamı namaz, hadis, hac, kelam, akaid, fıkıh meseleleriyle ilgilidir.
 
Dinin hedeflediği insan tipi bu mudur sahi?
 
Din herkesi aynı tornadan çıkmış birer makine bireylere dönüştürmek için gelmemiştir. Fıtratları ve özgünlükleri bozarak tepkileri köreltilmiş ikizler yaratmak değildir dinin gayesi. Hz. Ömer'i Osman yapmaya çalışmaz o! Bir yandan Hz. Ömer ile Hz. Osman karakterlerini korurken diğer yandan ortak bir ahlaki çizgide buluşturmaktır aslında onun hedefi!
 
Dindarlık;
 
Haksızlık, adaletsizlik, emek ihlali, duyarlılık, ezilenlerin safında yer tutmak, velhasıl hayatın içinde yaşamak ve tam bir aksiyonerlik gibi hususları solculara / sosyal demokratlara devreden;
 
Sadece ahirete bakan dini vecibelere yönelen;
 
Dini ibadete, ibadeti de büyük ölçüde namaza indirgeyen; onun dışında dünya yansa umurunda olmayan;
 
Sosyal hayattan  ve sosyal sorumluluklardan kopmuş;
 
Sosyal yaşama dair tüm ilgisini ve duyarlılığını yitirmiş;
 
Ürkek, nötr yüzlü, sessiz ve içine kapalı;
 
Yarın ölecekmiş gibi ahireti için çalışan ama hiç ölmeyecekmiş gibi dünyasıyla yani tüm dünyevi sorunlarla meşgul olması gerekirken bu boyutu es geçen;
 
Velhasıl kapalı, soğuk ve tüm bunlardan uzak bir dindarlık ve kişilik yaratmaya mahkum mudur?
 
Ben dinin hedeflediği dindar bir insan tipinin bu olmaması gerektiğini düşünüyorum! 

Kanaatimce din iyi anlaşıldığı takdirde klasik sağcı anlayışında bir müslümanlık değil; solcu ve sosyal demokrat zihniyetinde, duruşunda ve aksiyonerliğinde bir dindarlık yapısı gelişecektir.
 
Dindar bir kişilik sessiz, ürkek, mesafeli, içine kapalı ve tutucu değil; sanılanın aksine güçlü, kararlı, hayatın içinde, duyarlı, dışa dönük, aksiyoner ve sorgulayıcı olmak zorundadır. 
 
"Şüphesiz ki en doğrusunu Allah (CC) bilir" 


2126 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı