• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
BİZİ AFFET OLUR MU SEVGİLİ GİZEM
29/04/2014
Ülkede otorite ya da kamu güvenliği zaafı mı var yoksa! Yoksa son dönemde hızla yaygınlaşan bu çocuk kaybolma ve cinayeti vak'aları da neyin nesi... 
 
Bu kaçıncı ancak bir çocuk kaybolunca harekete geçiş, her arayışta bir türlü bulamayış yahut sonu hep hüsran ile bitiş hikayesi...
 
İletişim, dinleme, kamera (görüntüleme) teknolojisinde vs. gelinen bu baş döndürücü noktaya rağmen son dönemde artan bu tür olaylar çok düşündürücü! Suçla mücadeleye dair her türlü teknolojik vb. imkan  hızla artarken bu tür adi suçlar nasıl olup da böyle hızla artabiliyor!
 
Uzman sayısı artıyor hastalıklar da artıyor. Hastane sayısı artıyor hasta sayısı da!

Eğitim artıyor suçlu artıyor! Her türlü teknolojik vb. imkan çoğalıyor ancak suç da çoğalıyor!
 
Garip şeyler oluyor. Akıl sır almayacak işler... 
 
Yetkililer hala kaşıkçı kavgasında!  Sorumluluk makamında olanlar ülkedeki tek sorun sanki cari açıkmış modlarında...
 
Bazı suçlara acilen idam cezası gelmeli! Hiç bir çare üretemiyorsanız bari bu yolu sokun devreye!
 
Peki de niye gelmez?
 
Cezaların etkili olması halinde istenmeyen bir davranışın gerek yapılma olasılığını gerekse yapılış sıklığını azalttığı tartışma götürmez bir bilimsel gerçekken hem de...
 
Nice genç kadın yerlerde sürüklendikten, hatta bu yüzden nice ölümler yaşandıktan sonra nihayet kapkaça çete suçu kapsamı getirildi, nasıl da birden bıçak gibi kesildi!
 
Öyleyse neyi bekliyoruz?
 
Daha kaç Gizem ölmeli?
 
Niye bekliyoruz?
 
Acaba suç ve her türlü kötülük iyice artsın da toplumun ayakta kalan son moral değerleri de çöksün, üstüne de vatandaşın birbirine ve mevcut devlet düzenine en ufak bir inancı ve güveni kalmasın; bunu mu istiyoruz!
 
Devletin en asli görevi vatandaşının can ve mal emniyetini sağlamaktır. Gerisi hikaye... Bu yoksa hiç bir şey yok demektir.
 
Rüşvete, yolsuzluğa, uyuşturucu madde satana, organ mafyasına, kadın tacirlerine, gasba, hırsızlığa, şiddete, alıkoyma ve ırza geçmeye en ağır ceza neden verilmez! Bunun için yasal bir adım niçin atılmaz acaba!
 
Bir anlık hata yahut ihmalle vs. izahı yapılamayacak bu tip kirli suçları işleyenler toplumun her bir ferdinin huzurundan, çocuğundan, canından, malından, sağlığından, geleceğinden daha mı değerlidir? Öyleyse niye beklenir?
 
GİZEM BİZİ AFFET, SENİ KORUYAMADIK 
 
Koruyamadılar seni Gizem! biz de koruyamadık seni! Bizi affet...
 
Kaşıkçı kavgasından sana sıra gelmedi. Sen hiç kimse için bir gecede yasa çıkarılan meseleler kadar öncelikli ve önemli olmadın!
 
Sen bizim kızımız değildin, o yüzden senin haberini çekirdek çıtlatırken izledik. Ailenin gücü ve imkanı da bir yere kadardı, yetmedi işte, onlara kızma olur mu...

Bugün ufacık bedeninin kaldırılacağı caminin hocası hakkınızı helal ediyormusunuz diyecek senin için, cemaate soracak! Sanki sana çok hakları geçmiş gibi.
 
Kimse, "Ey Gizem, sen bunlara, bize, her cuma ağaç sevgisini vs. hutbede işleyen ancak böylesi olaylar için en ufak bir reaksiyonu gözlenmeyen bizlere hakkını helal ediyor musun" denmeyecek! 
 
Bizleri affet sevgili Gizem... Sanki bir dağ başında yaşıyormuşsun gibi seni koruyamadık. Seni koca şehrin göbeğinde yaşatamadık. Oyun yaşında seni kara toprak aldı!
 
Hayır sevgili Gizem hayır... Seni oyun çağında kara toprak almadı! Seni kara toprağa bizlerin sorumsuzluğu, aymazlığı, vurdumduymazlığı soktu; daha oyun çağında, ölümün oyunundan bile delice ürküp korktuğun bir çağda...
 
Bizler parti kavgasıyla birbirimizin tepesine çöreklenip kin ve nefret kusarken, bizler izlediğimiz dizideki bol aşklı sahnenin bir hafta sonraki bölümüne sarkan heyecanıyla kendimizden geçerken, bizler tuttuğumuz takımın fanatik bir taraftarı olarak birbirimizi sokakta satırla kovalarken meğer birileri de salya sümük kendinden geçmiş, senin ufacık masum bedeninin peşine düşmüş de seni kovalıyormuş sokakta; bilemedik...
 
Asrın projesi Marmaray değilmiş, anlayamadık! Asrın projesi bir ülkede tek bir çocuğu dahi kaybetmemek, böyle çaresizce ölüme terk etmemekmiş asıl! 
 
Sana ruhun şad olsun demeyeceğim. Çünkü senin ruhun zaten şad olacak. Bakalım sana bunu diyen, sonra da azıcık üzülüp gündelik yaşamına aynı şekilde devam edip gidecek olan, bir çocuğu dahi yaşatmayı beceremeyen bizlerin ruhu şad olacak mı yarın!
 
Sana çok komik bir laf söyleyeyim de melekler gibi kanatlanırken yukarıya, hiç bilmediğin sonsuzluğa doğru, bize son bir kez daha bak ve gül hadi:

"Hep kalbimizde yaşayacaksın. Seni unutmayacağız..." 
 
Güldün değil mi Gizem? 
 
 


2074 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı