• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
DECCAL TABAKLARIMIZDA! KEYİFLERİMİZ İSE GICIR
09/05/2014
Bugünlerde, Malatya Anadolu 3. Kitap Fuarında tanıştığımız değerli ağabeyim Kemal ÖZER'in "DECCAL TABAKTA" adlı kitabını okuyorum! Gıda, GDO, hibrit tohum gibi konularda çok hayati bilgiler ve son derece yararlı bakış açıları sunuyor. 
 
Bugüne değin bu işi sadece köylülerin veya ziraat odalarının esaslı meselesi sanıyorken aslında ne kadar büyük bir tehlikeye açık halde bulunduğumuzu, bu işin aslında hepimizin birinci meselesi olması gerektiğini gördüm ve irkildim! Kendisine bu müthiş çalışması için teşekkür ediyorum.
 
Yazarın kitabının girişinde de belirttiği üzere bu kitap kuşkusuz ki fincancı katırlarını ürkütecektir! Ondan daha da önemlisi bizlere gerekli olan bilinci kazandıracak, çok düşük yoğunluklu olan farkındalığımızı daha fazla açığa çıkaracaktır!Çıkarmalıdır da! Bilginin önemi zaten buradadır!
 
Sevgili Kemal ağabeyimin kitabı imzalarken düştüğü, "Deccali yapılarla mücadele niyazıyla..." sözünün gıda alanındaki yansıması DECCAL TABAKTA kitabı! Hepimiz deccali yapılarla mücadele etmeliyiz. Günümüzdeki en önemli konu bence bu! Yoksa hepimiz, çoluk ve çocuklarımızla birlikte küresel ölçekli üç - beş şirketin elinde ruhu alınmış birer kukla olmaya adayız! Son yıllarda insan fıtratı üzerindeki korkunç bozulmayı sadece televizyonlardaki üç - beş dizi yahut filmle izah edemeyiz bence! İnsanı inşa eden yedikleri - içtikleridir, gıdadır. Gıdayı artık küresel şirketler inşa ediyor. O halde bizi de onlar kodluyor!
 
Kitabın henüz başındayım! Lakin önemine istinaden buraya kadar ki bölümlerinden aklımda kalanları sizlerle paylaşmak istiyorum:
 
Günümüzde, doğal tohum türlerinin verimsizliği gibi bahanelerle beyinlerimizi yıkıyorlar. Böylece kitlelere GDO ve hiprit tohum uygulamalıranı masum ve meşru bir çaba gibi gösteriyorlar.
 
Oysa GDO ve hibrit tohum projelerinin ana amacı tohum gibi hayati bir ürünü insanlığın ortak mülkü olmaktan çıkararak küresel şirketlerin patentli mülkü haline getirmektir.
 
Böylelikle tohumu elinden alınan insanlar küresel şirketlere bağımlı hale geleceklerdir.
 
Bu bağımlılık öyle riskli ve tehlikelidir ki bu şirketler bir topluma tohum vermediğinde yaşam riskli hale gelebilir. Geri dönüşü imkansız sonuçlar ortaya çıkabilir.
 
Küresel kapitalizm insanlığın ihtiyaç duyduğu temel maddeleri tekeline alarak ulusları egemenliği altına almayı hedefliyor. "Petrolü yöneten ulusları, gıdayı yöneten insanları yönetir" diyorlar! Şiarları bu!
 
GDO ve hibrit tohum projeleriyle tohumda mülkiyet el değiştiriyor. Tohum gibi stratejik bir ürünün mülkiyeti tüm insanlığa yani hepimize aittir. Ancak sözü edilen çalışmalarla bu mülkiyet küresel şirketlerin tekeline geçiyor. 
 
Bu çalışmaların öne çıkmasıyla tohum işi tekelleşiyor; doğal tohumculuk yok oluyor, binlerce doğal tür kaybolup gidiyor. Tarım bir sanayi üretimi haline getiriliyor. Bu iş gerçek sahibi olan çiftçiden alınarak dev kartellerin tekeline veriliyor.
 
Tohum küresel şirketlerin tekeline geçince uluslar sadece gıda ihtiyacı için belli başlı firmalara bağımlı olmakla kalmıyor, bu ürün üzerinde yapılan mühendislik operasyonlarının sonuçlarına da açık hale gelmiş oluyorlar. Bir diğer önemli tehlike de bu!
 
Gıdada tekelciliğin oluşması,
 
Doğal tohum türlerinin ve tabii çeşitliliğinin yok edilmesi,
 
GDO ve hiprit adlı sanayi tohumculuğu marifetiyle yani bu tohumlar üzerindeki genetik müdahele ve operasyonlar yoluyla gıdanın gizli bir silah halini alması...
 
İşte GDO ve hiprit tohum projelerinin çok önemli üç hayati sonucu...
 
Kaliforniya'daki küçük bir biyoteknoloji şirketi Eylül 2001'de yaptığı bir toplantıda şu müjdeyi vermiş:
 
"Müjde! Gebeliği önleyen mısır ürettik! Sperm öldüren mısırlarla dolu bir seramız var artık!"
 
Bunlar daha şimdilik bildiklerimiz!
 
Sizce sadece sperm öldürmekle yetinecekler mi?
 
Kişiliğimizi, duyarlılığımızı, merhamet anlayışımızı, bizi biz yapan, bizi insan yapan daha pek çok özelliğimizi de yok edecek bir genetip çalışmaya imza atarlar mı?
 
Geleceğimiz ve her şeyimiz bu küresel şirketlerin insafına mı kalacak?
 
Kıtlık geliyor, kuraklık riski yüksek... açlık riski mevcut, daha çok gıda vs. propagandalarıyla bu ürkütücü gerçekleri daha ne kadar perdeleyebilecekler?
 
Elbette ki biz mevcut duyarsızlığımızla bu sinsi projeye daha ne kadar müsaade edersek o kadar!
 
Bu kitabı mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum! Son olarak bir hatırlatma: Aynı küresel kartellerin bir başka alandaki oyunu olan ve gelişme işini dar bir alana hapseden, kesintisiz ve çok yönlü bir süreç işi olan kişisel gelişimi beş - on - yirmi kişisel gelişim kitabı okumaya indirgeyen piyasa çalışmalarıyla vs. gelişemeyiz. Ancak ve ancak böylesi eğitici, öğretici, ufuk açıcı ve bilgi sahibi kılıcı derin ve nitelikli çalışmalarla gelişebiliriz sadece! 
 
"Deccal Tabakta" Kitabının Yazarı Kemal ÖZER ile Malatya 3.Anadolu Kitap Fuarı Hatırası 


1809 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı