• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
BİR PSİKOLOG GÖZÜYLE İKİ ÖNEMLİ ANALİZ
02/07/2014
Otoriteyi ve imtiyazı muhafaza için yetersizlik duygusu aşılamak, bunun için de maluma aykırı şeyler söylemek gerekir.
 
Günümüzde bilim ve din alanında bilinene aykırı şeyler söylemek, gayet açık olan şeyleri bile yorumla farklı lanse etmek şeklinde şiddetli bir eğilim vardır. Bunun nedeni halka, "Siz bilmezsiniz, olay bildiğiniz gibi değil, bu işler basit değil" mesajı vererek kitleleri yetersiz oldukları yönünde ikna etmektir... Kendileri dışındaki kişilere yetersizlik duygusu aşılamaktır... Böylece otoriteye koşulsuz itaati sağlamaktır. Esas amaç her konuda dilediklerini söyleyebilecekleri ve peşinen kabul görecekleri bir otorite haline gelmektir...
 
Söz gelimi Allah kitabında imsak vakti hakkında, "Tan yeri ağarana kadar yiyin - için diyor" Bunun ama, fakat, lakin denilecek neresi vardır! Konu bu denli -yoruma yer bırakmayacak derecede- açık değil midir! Bu işin ona, buna, hocaya, alime yahut filanca kuruma kalacak neresi vardır! Yok! Onlar bu denli açık gerçekleri bile farklı yorumlayacaklar ki halk hiç bir mesele hakkında konuşamaz, tam olarak bildiğini düşünemez, her doğru dediğinin doğruluğuna emin olamaz bir hale gelsin! Bu işler göründüğü gibi değil, bizim anlayamayacağımıuz derin manaları var algısı ve kabulü oluşsun!
 
En aleni mevzularda bile, en basit ve en açık konularda dahi biz öyle sansak da öyle olmayabilir, biz bilemeyiz, ancak bu işleri filanca kişiler bilebilir, biz anlamayız denilsin. İnsanlar hiç bir konuda artık kendilerini yeterli göremez bir hale dönüşsün! Böylece her alanda söz sahibi olduklarını iddia eden bir avuç kişilerin ayrıcalığı olsun. Sadece onların söz söyleme, etkileme ve yönlendirme fırsatı veren tahtları korunsun. Kitleler böylece onların manipülasyonlarına hazır hale gelsinler.

MUHALEFETİ DÜŞMAN BELLEMEK

"İktidar güç, muhalefet ise kontroldür. Kontrolsüz güç, güç değildir." 

Bu ülkede siyasi tarafgirlikle gözü dönmüş, muhalefet olgusunu düşmanlık sanan, muhalefetten bahsederken kini, öfkesi, saygısızlık salyası kursağından akan yığınla zihni şartlanmış cühela var. Bunlar kendilerine her türlü özgürlüğü veren demokrasilerin olmazsa olmazının muhalefet kurumu olduğunu bilmeyen, muhalefet olmadığında demokrasinin de olmayacağını, gelişmiş batı ülkeleri ile geri kalmış Arabistan, Afganistan, Libya, Suriye gibi ülkeler arasındaki en büyük farkın muhalefet yokluğu olduğunu göremeyen kişiler. Bu ya koyu bir cehaletin ya da partizan şartlanmanın ve ipotekli bir ruha sahip olmanın bir neticesidir. Bir ülkenin demokrasi normlarını yakalayabilmesi ve bu kazanımların pekiştirilebilmesi için sadece iktidara değil; muhalefete de gereksinimi vardır. Bir ülke için muhalefet en az iktidar kadar gerekli bir nimettir.

Devlet olgusunu bir arabaya benzetirsek iktidarı bu arabadaki gaz, muhalefeti de fren olarak düşünmek mümkündür. Bir araba için ikisi de hayati bir mekanizmadır. Bu nedenle de biri diğerinden ne daha fazla önemlidir ne de daha az bir ehemmiyete sahiptir. Gazı olan ama freni olmayan bir araba ilerleyemez, sadece kaza yapar, maddi ve manevi kayıplara sebep olur.Gazı da freni de olan arabalara örnek: ABD, Almanya, İngiltere, Hollanda vs. Sadece gazı olan ama freni olmayan ülkelere örnek: Libya, Arabistan, Suriye, Afganistan vb...

İktidar güçtür, muhalefet ise o gücü kontrol edip dengeleyen kuvvettir. Kontrolsüz güç, güç değildir. Dengesiz her güç nimet değil, musibettir. İktidar dünya üzerindeki her ülkede mevcuttur. Ancak muhalefet her ülkede yoktur. Gelişmiş ülkelerle geri kalmış ülkeler arasındaki yegane fark iktidarın olup olmaması değildir; muhalefetin olup olmamasıdır.

Bu zihniyet yapısının varlığı da demokrasinin bir gereğidir. Demokrasi çok düşünceliliktir. Lakin bu sağlıksız bağnaz zihniyetin hızla yayılması, onlara doğru bir iktidar  ve muhalefet algısının kazandırılamaması ülkemizin gelişimi ve kazanımlarının korunması önündeki ciddi bir risktir. 

Geri kalmış toplumlar duygusaldır, bu sebeple sanki marifetmişçesine iktidarı alabildiğince kuvvetlendirmek, muhalefeti ise bitirebildikleri kadar bitirmek isterler. Oysa akıllı toplumlar iktidar ile muhalefet arasında güç dengesi kuran toplumlardır. 

"En büyük tehlike eyleme geçmiş örgütlü cehalettir" (Anonim) 



1720 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı