• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
HADİSLERİ HANGİ GEREKÇELERLE REDDEDİYORLAR
28/08/2014
Psikiyatri sahasındaki tüm bozuk algıları, yalan, yanlış, sömürü ve suistimalleri yıllardır araştırıyor, hepsini tek tek kaleme alarak deşifre ediyordum. Bu  mesleki, insani ve toplumsal vazifemi büyük ölçüde tamamladım!
 
Şimdi de insan ve toplum psikolojisini etkileyip şekillendiren, içinde algı, inanç, düşünce, davranış ve duygu gibi bir yığın psikolojik süreçlerin yer alması nedeniyle mesleğimin de ilgi ve sorumluluk sahasına giren din konusunda çalışmalar yapmaya başladım.
 
Bu sahada ilk dikkatimi çeken şey hadis tartışmaları oldu. Günümüzde yeni bir akım var ve bunların savunucuları hadisleri artık kökten reddediyorlar. Bu gelişmeye kimisi bid'at diyor kimisi de geç kalmış bir akıl etme, düşünme ve sorgulama çabasının doğal sonucu!
 
Malum, yaygın geleneksel ekol hadisleri mutlak gerçek olarak kabul ediyor, peygamberimize isnat edilen bu sözleri Kur'an gibi dinin en büyük kaynaklarından birisi olarak ileri sürüyorlar. Hatta hadisi inkar eden dinden çıkar, mürtet olur diyorlar. Oysa hadisi inkar edenler bunu en çok üç akli nedenle yapıyor:

Birincisi: Hadisler dini kaynak olamaz çünkü dinin tek kaynağı Allah'tır düşüncesi. Delilleri, "Hüküm sadece Allah'a aittir" ayetidir! Ayrıca peygamberimizin "aldığını sadece aktaran" bir elçi olması gerçeği de diğer delilleri. Yani aldığı ayetleri kendisinden bir şey katma ehliyeti olmadan direkt aktarma misyonunun olması!

Hadisleri inkar edenlerin, bunların söz olarak bir önemi bulunsa bile dinin bir kaynağı olamayacağını ileri sürenlerin ikinci gerekçesi hadislerin peygamberimizin döneminde, hatta sahabe döneminde bile yazılmaması, peygamberimizden 250 - 300 yıl sonra kaleme alınması. Haklı olarak, "Madem hadis dinin önemli bir kaynağı, öyleyse neden peygamberimizin döneminde, onun emri ve gözetimiyle yazıya geçirilip güvenceye alınmadı" diye soruyorlar!

Üçüncü delilleri de en sahih denilen hadis kitaplarında bile akla mantığa aykırı bir yığın hadis bulunması. Bunları örnek veriyor, ravisinin sağlam olması ve sahih denilen kaynaklarda yer alması onların sıhhati için yeterince güvence olmuyor, bunları peygamberimize isnat etmek ona en büyük iftiradır, bu insanları dinden uzaklaştırıyor diyorlar.

Hatta en iyi korunması gereken veda hutbesinin bile farklı şekillerde günümüze gelmesini (bir rivayette emanet olarak bırakılanın sünnet olduğunun söylenmesini, diğerinde ise ehli beytimin denilmesini örnek veriyorlar) destekleyici bir argüman olarak ileri sürüyorlar.

Geleneksel ekol önce hadisi inkar etmeyi mürtetlik saydı. Lakin zaman içinde çığ gibi artan bu hadisler üzerindeki akılcı sorgulama karşısında kendisini çek etme gereği duydu ve sonunda bazı hadisleri -velev ki en sahih kaynaklarda dahi yer alsa- elemeye ve dışlamaya başladılar.

Bugüne değin hadisi inkar etmek, hele hele sahih kaynaklarda yer alan hadisleri inkar etmek dinden çıkarır dedikleri halde son yıllarda kendileri en sahih kaynaklarda yer alan bir çok hadisi bile elemeye tabii tutuyor, kendileri de bazı hadisleri kabul etmiyor artık.

Bunu yaparken genellikle Kur'ana uyuyor mu, ona bakıyoruz deseler de aslında çoğunlukla aklı, mantığı ve bilimi baz alıyorlar. Yani akla ve mantığa uymayan hadisleri artık kendileri de reddediyorlar. Böylece en azından geri kalan hadislerin kutsiyetini kurtarmaya, en azından onların dinin bir diğer kaynağı olarak kalmasını sağlamaya çabalıyorlar.

Hadisleri reddeden ekol ise haklı olarak bir kez daha soruyor: Siz akla, mantığa, bilime ters olan hadisleri velev ki en sahih bilinen kaynaklarda dahi yer alsa dışlıyor ve mürtet olmuyorsunuz! Aynı şeyi bizler, tıpkı sizler gibi, aklımızla, mantığımızla ve bilimsel gerekçelerle yapınca neden mürtet olduk yıllardır?

Hani sahih bir kaynakta yer almak yüzde yüz delildi ve tüm hadisleri, en çok da bu kaynaklarda yer alan hadisleri inkar etmek dinden çıkarırdı?

Siz bir kısmını aklınızla çeliştiği için reddediyorsunuz; biz ise aynı gerekçeyle tümünü! Sizin aklınız bir kısmını almıyor, bizim ki hiç birisini. Çünkü peygamberimizden 250 yıl sonra kaleme alınması hadislerin din için kaynak olmadığının en büyük delili diyorlar.

Velhasılı kelam geleneksel din algısı bir sürü yanlış algı, mantıksal çelişki ve akli açmazla varlığını, etkisini ve sorgulanamazlığını sürdürmeye devam ediyor. Kendi geleneksel din telakkilerine karşı çıkmayı  dine karşı çıkmak olarak lanse etme, böylece hedef gösterme, korkutma, tehdit edip sindirme hala en etkili hile-i şerriye silahları! 



1546 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı