• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
PSİKOLOGLARIN HEP GÖZARDI EDİLEN ESAS İŞLEVİ
02/09/2014
İnsan sosyal bir canlıdır. Bu sebeple kaygıları, korku ve çekinceleri vardır. Bunlar bazı şeyleri içimizde saklı tutmaya, bir yığın sıkıntıyla baskılamaya, çoğu zaman farkında dahi olmadan bastırarak bilinç dışına itmeye yol açar. Hem bastırmak hem de bunu yaparken yaşanılan zorlu çatışmalı süreç psikolojimizi büyük ölçüde hırpalar.

Bilinç dışına ya da altına itmek itilen şeylerin orada kendi kendine yok olması demek değildir. Bilakis oradan bizi etkilemeye, hatta bu etkisini günden güne artırmaya devam etmesi demektir. Bilinçaltına itilen duygular, anılar, itkiler, arzular, eğilimler vs. genellikle bilince kılık değiştirerek çıkar. Sözgelimi başınız ağrır, kendinizi sebepsiz yere bunalmış hissedersiniz, durup dururken moraliniz düşer, hiç bir görünür neden yok dediğiniz halde karamsarlaşırsınız vs. Bir de bir uzmana giderseniz bu süreçte yaşadığınız bu sıkıntının adı birden ya depresyon hastalığı olur ya panik atak bozukluğu ya da başka bir şey!

Bu etkiyi yok etmek, içimizde biriken ve psikolojimizi zehirleyen bu duygusal atığı yok etmek, bunun için de dışarıya akıtmak gerekir. Akıtmak ancak yüzleşmekle mümkündür. Her yüzleşme işi cesaret, güven, mahremiyet ister. Bunun için ise bu işin uzmanı olan profesyonel bir el gerekir. Bu kişi profesyonel manada bir psikologtur.

Anlatamadıklarımız, soramadıklarımız, ifade ederek paylaşamadıklarımız, velhasıl bir çok gerekçeyle içimizde saklı tuttuklarımız içimizde kala kala bayatlıyor, derken ruhumuzu zehirlemeye başlıyor. Kısa sürede zehirli bir atığa dönüşüyor bu birikim. Adı şu ya da bu olan çoğu sıkıntı ve sorunun altında aslında bunlar yatıyor.

Gizli, karmakarışık iç dünyamızla güven, rahatlık ve mahremiyet sağlayan bir psikolog nezaretinde yüzleşmek sözü edilen duygusal zehri dışa akıtmak oluyor. İşte o zaman büyük bir duygusal yük kalkıyor üstümüzden. Sonra ise arada hiçbir alaka ve bağ yok sandığımız nice sorun birden ortadan kaybolup gidiveriyor.

Günümüzde psikoloğun bu esas işlevi unutulmaya yüz tuttu. Herkes psikoloğu sorunu olunca gidilen ve sorununu çözen teknik bir kişi olarak sınırlı bir biçimde algılıyor artık. Daha doğru bir anlatımla psikolog psikiyatrist gibi algılanır ve sadece bu sınırlı yönünden yararlanılır hale geldi. Bunda psikologlardaki psikiyatristlik özentisinin, bahsini ettiğim işlevi Güzin Ablalık olarak görmelerinin, dolayısı ile bu işi basit algılamalarının ve bu yazıda bahsini ettiğim kapalı bir toplumda yaşama faktörünün rolü oldukça fazladır. Bugün psikologluk bu ve benzeri nedenlerle sadece klinik yardımla özdeş algılanır bir hale gelmiş durumdadır. Ruhsal yardım ilaca, psikologluğun bu mühim işlevi de klinik yardıma indirgenmiş haldedir.

Oysa psikolog sırdaştır, dert ortağıdır, iç dünyamızla yüzleştiğimiz, konuşamadıklarımızı konuştuğumuz, anlatamadıklarımızı paylaştığımız, bizi bizden daha iyi tanıyan, bundan en ufak bir çekince, rahatsızlık ve tedirginlik duymadığımız kişidir. Bize bu imkanı sunan şeydir aslında psikolog desteği... Böylece sayesinde büyük bir stresten ve duygusal baskıdan kurtulduğumuz kişidir... 
 
Bütün bunların mümkün olabilmesi için sadece uygun bir psikoloğa değil; uygun bir insan kumaşına da ihtiyaç vardır. Aksi halde bu özel iletişim köprüsü asla kurulamaz. Nasıl ki bir kadın doğum uzmanına gitmek kadın doğum uzmanı - hasta ilişkisini yanlış anlamayı gerektirmez; aynı şey psikolog - danışan ilişkisi için de geçerlidir.
 
Yani psikologla her şeyimizi konuşmak çoğu kişinin zannettiği gibi ahlaksızca bir eylem değildir. Çoğu kişi bir psikologla konuştuğunu unutur, bu görüşmeyi sıradan bir kişiyle zevkine yapılan bir haz muhabbeti gibi algılar. Böylece çoğu kişi daha görüşmenin başında kendisini kötü hisseder, derken bu yardım süreci çoğu zaman daha başlamadan biter.
 
Danışanın eline hiç bir şey geçmez, sadece moralinin bozulmasıyla kalır. Psikoloğun hanesine de, "Galiba bu psikolog sapık" imajı düşer. Böyle bir - iki danışana denk gelinirse ve bu danışanın da, "Ateş olmayan yerden duman çıkmaz" diye inanan iki - üç eşi - dostu varsa çevresinde, o psikoloğun yaşadığı bölgede pili büyük ölçüde biter.
 
Oysa kendini kötü hissetmek kötü bir şey yapılıyor olduğunun işareti değildir. Sadece alışık olunmayan bir şey yapılmasının alametidir. Ancak çoğu kişi hislerini yanlış tanır. Bir çok kişi his denilen bu duyguya bakarak karar verir; yaptıkları şeyin yanlış yahut doğru olduğuna!
 
Sonuç olarak bizim gibi kapalı, cinsiyet ayrımını ve cinselliği aşırı önemseyen, bu nedenle de alınganlığın, art niyetin, buluttan nem kapmanın baskın; ön yargının, genellemenin, suçlama ve yargılama eğilimlerinin de son derece yaygın olduğu bir toplumda tüm şartların hakkıyla sağlandığı nitelikli bir psikolog desteği pek mümkün değildir.
 
Bu nedenle bizim gibi kapalı toplumlarda daha çok hastalığa giden uzun yolda işe yarayacak olan psikolojik destekten pek yararlanılamaz; önce hasta olunur, sonra bir hekime gidilir ve ilaç alınır. İlaç fayda etmezsa şayet bir psikoloğa gelinir, ondan da ilaçtan bile daha çabuk ve kesin bir yardım beklenir. Bu mümkün olmayınca daha onun da kapısına pek uğranılmaz.
 
İlgili bakanlığın bile halen psikologları yanlış anladığı, bu nedenle de yanlış bir alanda ve dar bir işlevle kullandığı bir ülkede daha başka bir şey de beklenemez zaten!

 



1439 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı