• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
ÇÖZÜM İÇİN SİYASİLERE PRİM TEKLİFİ
05/09/2014
Samimi Bir Teklif:

Seçimle gelen her iktidara sözgelimi 1 milyar dolar pirim verilmelidir. Lakin onun dışında tek kuruş yolsuzluk yapan ise asılmalıdır!

Siyasilere kanunlarla, helal yolla ihya olma fırsatı verilsin! Aksi halde bir biçimde meydana gelecek olan yolsuzluklar toplumu içten içe çürütecektir.

Yönetenlere devasa yetkiler verip sonra da görece olarak biraz yüksek olan sabit bir maaşa talim et demek insafsızlıktır. Bu durum gayri ahlaki girişim eğilimlerini kışkırtır... Yönetenler de insandır sonuçta!

Her dört yılda bir seçim kazanıldığında asgari 1 milyar dolar prim verilmelidir. Bugün bir işçi bile maaş artı prim almaktadır. Ülke yönetmek bir işçilikten daha mı basittir, daha mı kolaydır?

Koca başbakana, bakana, bürokrata vs 10 - 15 000 TL ile yetin, bir esnaf bile senden daha fazla kazansın demek her insanda başlangıçta az ya da çok mevcut olan insanı zaafları kışkırtır. Kışkırtılan bir eğilimin / duygunun önüne geçebilmek ise kolay olmaz!

Çare olarak ülke yönetmek gibi en üst seviye bir iş yapan kişilere meşru yoldan büyük bir prim verilmeli, buna rağmen haddi aşana ise ağır ceza getirilmelidir.

Tekrar ediyorum:

Sıradan bir müteaahhit tek bir daire satarak bir başbakanın dört / beş aylık gelirini bir çırpıda kazanırken maaşa talim et, kıt kanaat geçin, zar zor bir ev al, çocuk okut, geçim derdi çek vs. demek nefsi bile bile kışkırtmaktır.

Yetkiyle doğru orantılı bir imkan verilmediği zaman alttan alta kaynaması kaçınılmaz olan bir nefsin tüm insani değerlere galebe çalmasına şaşırmamak gerekir.

Özellikle ülke yöneticisi konumundaki son derece yetkili insanlar gözgöre göre böylesi bir içsel çatışmanın ocağına itilmemelidir.

Sorun yetki ile maddi imkan arasındaki orantısızlıktadır.

Bu çarpıklık nefsi kışkırtarak kontrolünü zorlaştıran bir faktördür.

Bu sorun yetki ile orantılı bir imkanın sağlanması, bunun da meşru yoldan yapılması suretiyle aşılmalıdır.

BİR BAŞKA ÖNERİ 

"Bir ülkede halk dengeli zenginleşmiyor, sadece üç beş yeni zengin çıkıyor yahut beş on eski zengin daha zengin oluyorsa orada adaletli ve gerçekçi, dolayısı ile de kalıcı bir gelişme yoktur. İsterse bu kişiler dünyanın en zengini olsunlar. Bilakis bu tehlikelidir çünkü bu tekelci zenginler siyaseti de dizayn etmeye kalkarlar. Yine turizm odaklı gelişme de doğru değildir. Bu dışa bağımlı bir kalkınma türüdür. Üç beş bomba patlatırlar, bütün sahillerin ve otellerin maazallah elinde kalır. Türkiye gelişim sürecinde bunlara dikkat etmelidir ve üretim bazlı bir kalkınmayı seçmelidir. Özellikle bazı alanları gözüne kestirmeli, o alanlarda dünyanın en iyisi olmaya çalışmalıdır. İsrail, Güney Kore böyle yapıyor." (E. YÜKSEL) 



1155 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı