RADİKALİZM - DİN İLİŞKİSİ VE ÇAKTIRMADAN TERÖRÜ TOHUMLAMA

Site Bilgi Panosu

“Eğer bir şey öğrenebileceksem en kötü düşmanımı dinlemek için yirmi mil yürürüm.” Gottfried Leibniz

Önerilen Linkler

Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net

RADİKALİZM - DİN İLİŞKİSİ VE ÇAKTIRMADAN TERÖRÜ TOHUMLAMA

09/01/2015

Bakıyorsunuz tarih boyunca çıkan çoğu savaşlar din yüzünden. Ayrışmalar din yüzünden. Kişiler yahut halklar ya da devletler arasındaki kavgalar çatışmalar din yüzünden. Toplumdaki kutuplaşmalar sataşmalar gruplaşmalar din yüzünden. İnsan ilişkilerindeki hakaretler aşağılamalar kibirlenmeler dışlamalar ötekileştirmeler din yüzünden. Ölmeler öldürmeler ömür boyu süründürmeler din yüzünden. Böyle bir din Allah'ın yolladığı din olabilir mi! Bu sonradan tahrif edilmiş, aslıyla bağı tamamen koparılmış nifak öğretisinin adına din demek dinin tek sahibi olan yüce Allah'a en büyük saygısızlıktır.

Dini sayiklerle bir cinayet işlendiğinde hemen İslam barış dinidir, bir masumu öldüren bütün insanları öldürmüş gibidir deniyor. Sanki ölme öldürme konusunda geleneksel din öğretisinin söylediği tek söz buymuş gibi yapılıyor.

Kur'an senin dinin sana, din işinde baskı yoktur der, suçsuz yere insan öldürmeyi yasaklar, doğrudur. Peki dini gelenek ve rivayet kültürü? Yaygın geleneksel kabule göre bu da dinin bir parçası değil midir? Normalde bu yapıyı da din kabul etmek, lakin dini gerekçelerle işlenmiş bir öldürme yaşantısı mevzubahis olunca hemen din sadece Kur'anmış gibi yapmak, sadece Kur'andan örnek vermek ne kadar samimi bir yaklaşımdır? Mevcut geleneksel telakkiye göre din "vahiy + rivayetler + ulemanın tevilleri, tefsirleri, yorumları, fetvaları vs." ise bunları da hesaba katarak savunma yapılması ve cevap aranması gerekmez mi?

Oysa dini rivayet kültüründeki masum algısı bizim algıladığımız gibi değildir. Bu telakkiye göre halktan yani işinde gücünde kişiler olmak masum olmak için yeterli değildir. Tüm dünyanın kendi fırkası yahut meşrebi gibi düşünmesi, öyle amel etmesi gerekir. İkinci olarak, rivayet kültüründe dinden çıkma gibi belli dini gerekçelerle öldürmeyi teşvik eden öğretiler vardır ve kimse ondan bahsetmemektedir. Sanki bunlar kendi itikatlarınca din değilmiş gibi. Sadece Kur'anı değil rivayet ve zan kültürünü de din kabul ediyorsanız -ki öyledir- olaya bütüncül bakmaya, bu noktalara da cevap vermeye mecbursunuzdur!

ÖZETLE

Kesin bilgi ve vahiy işi olan dine yorum / görüş girdiği, fetva makamı varlığını sürdürdüğü sürece farklı dini telakkiler hep bulunacaktır.

Rivayet ve zan kültürüyle Kur'anın tefsir edildiği bir gelenek varlığını sürdürdüğü sürece bağnazlık ve radikalizm hep var olacaktır.

Hüküm sadece Allah'a has kılınmadığı, rivayetlerle din adamlarının tevil, tefsir ve yorumları din sayıldığı sürece radikalizm hep olacaktır.

Dinde tek kaynak Kur'an olmadığı, zan ve rivayet kültürü dinde kaynak kabul edildiği sürece her zaman bağnazlık ve radikalizm olacaktır.

Peygamberimize isnat edilen içki içeni öldürün, dinden döneni öldürün türü rivayetler bu dindarlık anlayışının temel motivasyonlarıdır.

Bağnazlığı ve radikalizmi zannı kaynak edinen geleneksel din anlayışı besler. Bu havuzda bunun için gerekli tüm argümanlar mevcuttur.

Radikaller arkasında İsrail olan ajanlar yahut gayri samimi kişiler değildir; tam tersine geleneğe sıkı sıkıya bağlı bağnaz dindarlardır.

Bağnazlığın ve radikalizmin tek gerçek nedeni kaynağını zan, bid'at ve rivayet kültüründen alan geleneksel dindarlık anlayışıdır.

SON OLARAK

Fransa'daki 12 ölümlü cinayetin gün boyu canlı verildiği, Nijerya'daki 2000 kişinin öldüğü katliamın ise alt yazıyla geçtiği riyakar bir dünyaya huzur gelmez!

Her geçen gün çok daha iyi anlaşılıyor ki Abu Garip uygulaması vb. ABD'nin çaktırmadan dünyada İslami denilen terörü tohumlama operasyonuna benziyor...

Yorum Yaz

1432 kez okundu. Yazarlar