• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
GÜNAH ALGIMIZI BİLE BOZMUŞLAR
11/04/2015
Günahlar çok caziptir. Hem de cennet vaadine rağmen işlemeyi isteyeceğimiz kadar! Öyle olmasa bu denli yaygın olur muydu!
 
Gönül ayran, su, meyve suyu gibi onca alternatife rağmen gider votka içmek ister. İlk başta bir tadı tuzu olmasa da onda inat eder, bir de bakarsınız ki müptelası olmuş, artık onsuz duramaz hale gelmiş. Günahlar acıyı bile tatlı kılar!
 
Günahlar çekicidir. Çünkü mükafatı cennet gibi uzun vadeli değildir, peşindir. Çoğu bilinçaltı hemen önündeki hazır bir lezzeti uzun vadedeki bir olasılığa tercih eder. Olasılık diyorum çünkü çoğumuzun itikadı görmediği bir şeye sanki görmüşçesine iman etmekten çok uzaktır.
 
Neden rahat günah işliyoruz?
 
Bunda sadece nefsimizin mi rolü var? Hayır! Rivayet kültürünün inşa ettiği bilinçaltı İslam anlayışımızın da bunda payı büyük!
 
Beş vakit namaz gün içindeki, Cuma namazı hafta içindeki günahları temizler şeklindeki bir rivayet akidesi ortadayken ben neden kendimi hiç günah işlemeyeceğim diye kasıp durayım ki?
 
Madem hacca gidip dönünce anadan doğmuş gibi tertemiz olacaksam niçin yaşarken o günah yaklaşma, bu günah dokunma diye kendimi parçalayayım ki?
 
Rivayet kültürüne göre kim ramazana erer de oruç tutarsa geçmiş günahları affoluyor malum! Bu kadar kolaysa bu işler, sene içinde uzak durduğumuz ve adına günah denilen hemen her şeyi yapsak daha iyi değil mi? Bir ay sekiz - on saat aç kalmaksa bedeli, bence değer. Ben böyle düşünmüyorum; bilinçaltımız böyle düşünüyor. Ona yeter ki bir ışık, bir açık kapı, bir argüman göster!
 
Şeytanın avukatlığını yapmıyorum; bu rivayetlerle inşa olmuş bir bilinçaltı sahiden böyle düşünüyor. Zaten öyle olduğu için bunca günah işleniyor. 
 
Cinsel nitelikli günahlara aşırı hassas olup gıybet, yalan, hakka, hukuka, gerçeğe, muhtaçlara duyarsızlık gibi günahlara karşı bu denli rahat, sıra onlara gelince bu denli hoyrat olabilmemizin de altında bu rivayet kültürünün yol açtığı bilinçaltı hatalı kodlama vardır. Günahsa hepsi günah! Bu çifte standart neden öyleyse?
 
Rivayet kültürü günaha bakışımızı bile bozmuştur. İfrat tefrit türü mesajlarıyla bir taraftan Allah her günahı mutlaka affeder rahatlığı vermiştir öte yandan günah işlendi mi artık bittik gibi bir duygu inşa etmiştir. Kimisi günaha karşı olabilecek en uç noktada lakayttır kimisi günaha karşı öldüm, bittim, mahvoldum diyecek ölçüde takıntılıdır! Allah öldün, bittin demezken kişinin böyle düşünmesi kraldan çok kralcı olmak değil midir? Bu sakat, bu gizli enaniyet kokan anlayışı inşa eden de rivayet kültürüdür.
 
Oysa ne Allah tövbe ettik diye affetmeye mecburdur ne de günah işledik diye öldük, bittik demektir. Af Allah'a, günah insana mahsustur. Önemli olan işlememek için samimi bir kalple çabalamak, işlendiğinde ise yine içten gelen, kendimize ait sözlerle yakararak af dilemektir. Ezber, hazır, şablon dualarla değil.
 
Çünkü bunlar hazır SMS mesajlarına benzer, Allah sözüyle, manasıyla, ruhuyla içimizden gelen, sadece bize ait olan yakarışları kabul eder bence. Dua algımızı bile bozmuşlar. Elimize hazır metinler tutuşturmuşlar. Hazır bir metni, hele hele anlamadığı bir dilden diliyle tekrar edenin kalbinin bu işteki hissesi nedir?
 
Hazır bir metin kalpten kopup gelmeyi önler. Sözler kendine ait ise kalpten gelir. Kalpten geliyorsa zaten kendi sözcükleriyle hayat bulur. Ezber dua yüzde yüz olarak kişinin kendisine ait değildir. Ezber duada kişinin kalbinin hissesi çok azdır. İfade başkasına ait ise kalp o işte yüzde yüz bir paya sahip olamaz.
 
Yine büyük günah küçük günah, büyük şirk küçük şirk anlayışını da bu rivayet kültürü oluşturmuştur. Günahın büyüğü küçüğü olur mu! Allah'ın yapma dediğini yapıyorsan bunun bir kısımını daha önemli, bir bölümünü daha hafif görmek kimin haddine olabilir!
 
Yine Allah'ın asla affetmeyeceğim dediği tek günah olan şirkin ufağı büyüğü olabilir mi! Nasıl da bir bölümünü masumlaştırmışlar, görüyorsunuz! Küçük şirk yani öteki kadar önemli değil, rahat olun, şirke bulaşabilirsiniz, o kadar kasmayın kendinizi mesajı. İçine atlamayın yeter ki, ama kıyısında köşesinde gezinin, üzerinize sıçrasın, sorun değil!
 
Algı yani alıcı ayarlarımızla oynayarak neyimizi bozmamışlar ki!
 
Algıladığımız şeyi gerçeğin ta kendisi sanıyoruz. Oysa biz sadece gerçeklerin zihnimizdeki iz düşümü olan algılarımızla muhatabız! Gerçekle değil! Bu algı gerçeğe ne derece benziyor, gerçekle ne oranda örtüşüyor ya da gerçeğin ne kadar uzağına savrulmuş, bunu mutlaka çek etmemiz gerekiyor.


1405 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı