• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
GEÇMİŞ OLSUN
26/04/2015
Psikiyatri Profesörü Kemal ARIKAN diyor ki:

"Psikiyatri bilim midir? Sanat mıdır? Geçenlerde "basit tip şizofreni" tanısı koyduğum genç bir hasta için asistanlarımla ciddi bilimsel tartışma yaşadık. Onlar tanıda benimle hem fikir değildi. Doğrusu ispatlamakta zorlanıyordum. Zira elimde yılların birikimi gözlemlerime dayalı klinik deneyimden başka bir şey yoktu. Nadir görülen bir hastalıktı. Diğer hiç bir hastalığa benzememesi ve kendine özgü bir takım müphem tanı kriterleri ile karakterize idi. Aramızda uzun tartışmalar bizi psikiyatrinin bilim mi yoksa sanat mı olduğu sorusuna götürdü. Doğrusu zor bir soru idi! Peşinen söylemek isterim ki, bence yüzde ellisi bilim, geri kalanı sanatt. Objektif ölçütlere dayandığı kadarı ile bilim, eskilerin ifadesiyle "sans klinik" e, yani klinik deneyim ve hasta hakkındaki hissiyata dayandığı kadarı ile de sanattı.. Psikiyatri, ancak kısmen ölçülebilir, tartışmaya açık ve değişebilir özelliktedir. İçinde deneysel çalışmalara elbette yer vardır. Tartışmasız, gözlem çok önemli yer tutar. İlgilendiği konuların, yani insan düşünce, davranış ve duygularının üzerinde mantık yürütmek mümkündür. Ancak ilgilendiği o konular tanım itibariyle yeterince nesnel midir? Tabi ki fiziksel diyebileceğimiz ölçüde değildir. Çelişkisiz sonuçlara ulaşmak zordur. Dolayısıyla genel kurallar üretmek hayli meşakkatlidir. Bu bir ölçüde objektiflikten uzaklaşmayı getirir, yeterince realist değildir. Yani özneden bir başka ifadeyle hekim ve hastanın özelliklerinden bağımsız sayılamaz. Demek ancak belirli bir ölçüde bilimseldir. Öte yandan psikiyatri sanattır zira, tanı, tedavi ve takipte hekimin ve onun objesi olan hastasının sorunları kavrama ve dile getirmekteki hayal gücü ve yaratıcılığı çok ciddi rol almaktadır..."

YANİ

Hoca ne kadar rahat anlatıyor değil mi? Sanki hiç mahsuru yokmuş gibi! Bu son derece normal bir şeymiş gibi! Tartışmış klinikte öğrencileriyle vs.

Bu yazıdan ne anladınız? Burada anlatılan kısaca ne demektir? Psikiyatri yüzde yüz bilim değil, bu branşta yüzde yüz gerçeklik / nesnellik yok demektir. En fazla yüzde elli bilim, en az yüzde elli subjektivite...

Bir heykel tıraş kötü bir eser ortaya koyarsa malzemesi nesnedir, atar çöpe, yenisini yapar. Peki bu ruh sanatçıları sizi ne yapacak? Sizi nereye atacak? Gerçi bu ruh sanatçılarının kötü eserini zaman örtüyor. 2,3,5 yıl derken eserini bir şekilde ya zamanın düzeltici gücü kapatıyor ya da kişilerin bir başka hekim arayışıyla sujesini elinden çıkarmış oluyor. Daha da olmazsa kronik diyerek suçu malzemeye atıyor.

Özetle psikiyatri kanaatin, göreceliğin, yeteneğin, hayal gücünün, kişiden kişiye değişkenliğin önemli olduğu bir sanattır. Malzemesi sizin ruhunuz!

Bunun daha da açık anlamı psikiyatristiniz hisleri, sezgileri, hayal gücü, kabiliyeti yüksek iyi bir sanat erbabı değilse (ki kimse işin başında sanatçı olmaz, bu iş zaman ister. Öyleyse siz hekiminiz iyi bir sanatçı olana dek geçecek sürede) ayvayı yediniz demektir.

Onun hayal gücüyle tanınız konacak, sanat anlayışı ile tedaviniz düzenlenecek demektir bu!

Böyle bir şeyi aklınız alabiliyor mu? Sanatçı eser ortaya koyarken bir sürü deneme yanılma yapar. Sizin ruhunuz üzerinde deneme yanılma yapılacak bir materyal yahut nesne mi? Bu durumda aynen öyle!

Evet... Yüzde yüz bilimselliğin olmadığı bir el size hisleriyle şu hastalığınız var diyor, bu sizin hastalığınız oluveriyor. Yine hekiminizin sezgileriyle sunduğu çözüm sizin tedaviniz haline geliveriyor. Hisleri yanlış, sezgileri sorunlu, kabiliyeti noksan ise vay halinize!

Neden tanıda isabet oranı % 12 sanıyorsunuz! Muhtemelen bilimsellik yüzde elliden bile az! En az % 50 bilim olsaydı işin içinde, tahlillerde isabet bu oranda yerlerde sürünmezdi. Kimse bu elim yüzdeyi asla sorun görmez. Çünkü bir sanatçı için galeride sergileyecek kadar iyi ürün ortaya çıkması yeterlidir.

Malum, tıpta hekim seçerken güzel sanatlar fakültesinde olduğu gibi kabiliyete (yeteneğe) de bakılmadığına, sadece akademik nitelikli kuru bilgi ölçen testlerle eleman seçildiğine göre durum daha baştan çok vahim demek zaten! Bir de his, sezgi, hayal gücü gibi sanatçıda bulunması gereken yetiler öyle eğitimle falan da kazandırılan şeyler değil! Herkeste her zaman aynı düzeyde bulunan yahut gelişen şeyler de değildir bunlar. En azından çok zaman sonra gelişen özelliklerdir. Bu durumda düşünün ortaya çıkan vahameti!

SONUÇ

Bu branş yüzde yüz bilim değil, en az yarısı (dikkat edin, en az yarısı) sanat olduğuna göre psikiyatride hekimler büyük ölçüde sizi;

Hisleriyle muayene ediyor.

Sezgileriyle tanı koyuyor.

Hayal güçleriyle tedavi düzenliyorlar.

Hekimin sezgileri, hisleri, hayal gücü, kabiliyeti neticesinde ortaya konan sujeler (tanı) sizin hastalığınız oluyor.

Sanatçı eserinin üzerinde oynamalar yapar bazen, hekimiz de sizin ilacınızla bu yüzden sürekli oynuyor. Azaltıyor, artırıyor vs. Yani bir heykeltıraş gibi dozu yontuyor, ta ki tamam, oldu diyene kadar. Bir sanatçı yapmadan, ortaya çıkarmadan eserini göremez, hekim de ilacınız hakkında dozaj deneme yanılması yaparak görmezse ilk baştan anlayamıyor zaten sizi! Siz evde kendiniz denemeyin sakın, ilaç işi çok tehlikelidir :)

Amaç daha iyi sanat ürünü ortaya çıkarmak. Siz üzerinde oynanan bir suje ve nesnesiniz. Sanat için zaman, deneyim gerekir. Hemen yolun başında sanatçı olunmaz. Hekiminiz sizin üzerinizde çalışmalar yaparak zamanla ya sanatçı olacak ya olamayacak! Bu arada siz onun bu gelişimi için gerekli olan bir materyalsiniz!

Psikiyatri bilim değil, bu alanda hastalık tanımlamaları bilimsel olgular değil, birer felsefi kanaat diye yıllardır bas bas boşuna bağırdığımı mı zannediyordunuz! Kendisi en az yüzde elli sanat olan bir branşın hastalık dediği ürünler nasıl yüzde yüz bilimsel olabilir ki! Kendisi sanat, ruhunuzu yontarken kullandığı aletler felsefi...

Velhasıl hekiminizin hayal gücü muayeneniz, hisleri tanınız, sezgileri de tedaviniz. Geçmiş olsun!

 



1014 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı