• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
ŞEYMA'NIN YAŞAMINI DA ÜÇ DAKİKADA ÇALDILAR
05/05/2015

Yüzü sürekli gülen, ancak ne kadar belli etmese de altında derin bir acının izlerini saklayan bir kız Şeyma! Şizofren tedavisi görüyor. Son olarak gittiği doktoru ilaçla yetinmemiş, ayrıca iğne vermiş, onu yaptırıyor. 

Evinde ziyarete gittik! Babası karşıladı bizi. Emekli, kıt kanaat geçinen bir amca! Şeyma'nın kendisi ve üvey annesiyle beraber yaşadığını söyledi. Annesi yıllar önce ayrılmış, terk edip gitmiş, daha da aramamış hiç! Üvey annenin Şeyma ile çok kötü geçindiğini, kızına adeta kan kusturduğunu anlatırken hem utanıyor hem de bu gerçeği bilmemizi istiyordu baba. Bir umut, belki bir çıkış bulunur diye düşünüyordu. 
 
Babanın anlattıkları yürek burkuyordu. Dayanılır gibi değildi bu acı... 18 yıldır binlerce dert dinlediğim halde halen ilk günkü gibi etkileniyorum, bu konuda bir türlü profesyonel olamadım. Şuan bile gözlerim dolu. Bu acıları gördükçe mutluluktan iğreniyorum. İstemiyorum. Bu kadarına hakkımız yok diye düşünüyorum çünkü!
 
Ah Şeymacığım! Yüzündeki o gözümün önünden hiç gitmeyen çocuksu gülüşünle altındaki bu büyük dramı nasıl da gizlemeyi başarıyorsun öyle... Birlikte oynadığımız voleybolda servisleri nasıl da candan karşılıyorsun! Sanki akşam o cehenneme daha hiç dönmeyecek gibi! Sanki akşam evde seni bu sefer bambaşka bir tablo bekleyecek gibi davranmayı nasıl başarıyorsun...
 
Baba çaresizdi. Şaşırdığını, iki arada bir derede kaldığını söylüyordu. İlk olarak kızdım, bir baba kızının böyle ezilmesine nasıl göz yumar diye düşündüm. Sonra önyargının hep yanılttığını, dışarıdan kolayca hüküm vermenin yanlışlığını anımsadım, acele etmemeliyim dedim kendime. Boşanmak istediğini ama eşinin bırakmadığını anlattı. Besbelli ki başka şeyler de vardı, diyemedi onları! Baba da sinmiş, olan biteni artık çoktan kabullenmişti. Ancak kızı için çok endişeli, çok üzgün, çok düşünceli görünüyordu. 
 
Yıllar önce anne çekip gidince Şeyma'nın içe kapandığını, bu yüzden doktora gittiklerini söyledi. O gün konulmuş kendisine hastalık tanısı! Daha sonra hangi doktora gittilerse benzer tanılar sürmüş! O kadar soru sorduğumuz halde tek bir "hastalık" bulgusu yoktu Şeyma'da! İlaç kullanmadığı dönemlerle kullandığı dönemler arasında hiçbir farkın olmadığını anlattı baba! Şeyma'nın sık sık "Baba ben neden ilaç içiyorum ki" diye sorduğunu, ama hekimlerin ısrarıyla ilaca mecburen devam ettiklerini söyledi. 
 
Evi Şeyma'nın temizlediğini, yemeği de kendisinin yaptığını anlattı. Her yer pırıl pırıldı. Dışarıdan açık öğretim okuduğunu söyledi. Kendisinin hiçbir hatasının olmadığını, üvey annenin kendisine taktığını ifade etti. Ziyaretimiz önceden planlıydı, muhtemelen bu sebeple üvey anne evde yoktu. 
 
"Şüpheciliği var mı" diye sorduğumuzda "Evet var" dedi baba ve bir an "İşte hastalık için bir bulgu" der gibi oldu herkes! Bu işte bir sorun olduğunu adım gibi bildiğim için burasını biraz açmasını istedim babadan! Çünkü böyle bir profilde patolojik bir şüphecilik olamazdı. Sorduğumda baba "Mesela hocam yemek pişirir, üvey annesi ne der diye çok korkar, bu konuda hep şüphelenir" dedi. Şeyma sadece laf işitmeye karşı endişeliydi! Bu nokta sorgulanmasa şüpheciliği var sözcüğü patolojik bir belirti olarak zihinlerde kalacaktı kuşkusuz!
 
Ekibimizdeki psikiyatri hekimi en ufak bir bulgudan bahsedilmemesi sebebiyle ısrarla sorguladı, ancak babadan alınan tüm bilgiler aynı gerçeği işaret ediyordu! Herkes şaşkın bir şekilde birbirine bakıyordu. Ben hafiften eğilerek "Daha bunlar ne ki" dedim yanımdaki arkadaşa usulca! Bilmeyen "İzzet hoca neden bu işlerle uğraşıyor der" dedim ardından! Şeyma da hasta değildi!
 
Benzer dramları yaşayan binlercesi gibi... "Sadece babayı bile yarım saat dinlemek her şeyi açıkça ortaya koyuyor, demek ki senelerdir hiç kimse beş dakika bile dinlememiş" dedik birlikte! "Ötekileri geçtik hadi, hiç olmazsa şizofren tanısı bu kadar kolay ve ucuz konulamasa" sözlerimizle tekrar babayı dinlemeye koyulduk!
 
12 yaşındayken annesi çekip gidince içe kapanmıştı, dersleri düşmüş, benzer başka sıkıntıları da olmuştu haliyle. Kimin olmaz! Bu sebeple gittiği hekim tarafından kendisine bir tanı konulmuştu. Sonra da bu tanı gözü kapalı sahiplenilmiş, kime gidildiyse daha değiştirilmemişti. Ekipteki hekim de kanaat getirmişti artık ve "Bu bir yanlış teşhis vakası" dedi sonunda! O an için ilacını kesip kesmemeye karar veremedi. Bunu muhtemelene zaman gösterecek!

O şimdi psikoz tanısıyla bir merkezde rehabilitasyona devam ediyor.  Evlilik onun için kurtuluşun tek yolu! Kanaatimce en kötü bir evlilik bile onun için şu aşamada can simidi. Babası evliliği yürütecek kapasitede olduğuna yürekten inanıyor. Ancak onun hem kurtuluşu hem de her genç kız gibi hayali olan bu geleceği hakkında aşılması güç bir engeli var: Sosyal damgalanma… Çünkü çevresi onu yıllardır aldığı tedaviden dolayı psikoz hastası olarak tanıyor. Yıllar önce iki üç dakikada verilen ve daha sonraki süreçte gittikleri tüm hekimlerce bir şekilde sürdürülen yanlış tanı onun şu anki sorunlarının tek gerçek nedeni! Bu ortamdan kurtuluşunun da her genç kız gibi evlilik hayallerine kavuşmasının da önündeki tek engel şimdi sadece bu! 



1500 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı