• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
7 HAZİRAN SEÇİMİ HAKKINDA KISA BİR ANALİZ
09/06/2015
Tüm basın, konuşan herkes AKP % 10 oy kaybetti diyor. Oysa kaybedilen oy % 20'dir. Çünkü oyların 50'den 40'a yani 10 puan düşmesi demek % 10 düştü demek değildir. İşte bazen dünya alem böylesine basit ayrıntıları bile göremez! Dünya bilemedi de sen mi bildin türü sorular işte bu nedenle çoğu zaman anlamsızdır.
 
Bu ülkede sağ, sol yahut muhafazakar vb bir siyasi fraksiyona gözü kapalı abone olmuş, takım tutar gibi parti tutan, partisiyle arasında akılcı değil duygusal bağ kurmuş bir yüzde % 90'lık devasa kesim var. Kalan % 10 ise duruma, vaziyete göre, özellikle de ülkesinin hayrına olarak yorumladığı durumlarda rahatlıkla tercih değiştirebilen özgür ruhlu, zihnini hiç bir fraksiyona ipotek etmemiş kişiler yani yanar döner oylar... Bu sonuçta bu oyların rolü büyük!
 
AK Parti dün yüzde 50 alırken bugün 40 aldı. Birincisi sanki sıfır oy almışlar gibi yansıtarak halka nankörlük etmemek lazım. Halk Ak partiye hala güçlü bir destek veriyor.
 
İki: Bu sonucun sebebi başka partiler, ihanet, dış güçler vs değil. Çünkü bu kaybolan oylar dün Ak partinin oylarıydı. Yani Ak partililerin desteği azaldı Ak partiye! Ak partiyi tek başına iktidardan düşürenler ne solcular ne şunlar ne de bunlar; yine Ak partililer!
 
Öyleyse demokrasiye saygı duymak, onu bunu suçlamamak, oluşan resmi doğru okumak, en önemlisi de bundan ders çıkarmak gerekiyor. Belki iktidar sadece kendilerine yönelik sorgusuz desteğe kulak vermeseydi de rakip görüp kıymet vermediği, hatta çoğu zaman düşmanlıkla ve ihanetle suçladığı kişi ve kesimlerin eleştirilerine kulak verebilseydi böyle bir sonuç çıkmadan gerçeği, gidişatı anlayabilir, kendilerini bu noktaya taşıyan süreci zamanında görebilirlerdi.
 
Bunu yanlış okuyup onu bunu suçlamak haksız bir tutum olacaktır!
 
Koalisyon sorun olacaksa bunun sebebi halk değildir, bir kısım seçmenin dün destekledikleri partiyi bugün desteklemez hale gelmesine neden olan ve daha ziyade iktidar erkinin kullanımıyla ilgili olan sorunlardır. Bu tablonun asıl sebebi eleştirel yaklaşımları baskılamak, koşulsuz itaati makbul bulurken bu asıl ışık tutan dostane tutuma art niyet ve hasmane bir tavır kabul ederek yaklaşmaktır. Eleştiri ışıktır, baskı ise karanlıktır. Işık olmazsa yoldaki çukur yahut tümsek araba duvara çarpmadan yahut takla atmadan fark edilmez.
 
Velhasıl Ak Partiyi bu noktaya getiren; sürekli eleştirerek kaza yapmadan evvel uyaran ancak düşman gibi algılanan kişiler / kesimler değil; her söz, söylem ve icraatını gözü kapalı olarak alkışlayarak üzerinde yürünen yolu pürüzsüz gibi gösteren fanatik destekcileri olmuştur.

Eleştiriyi hasmane bir tavır zannederek bir şekilde önleyebilirsiniz ancak eleştirinin işaret ettiği çukura düşmeyi engelleyemezsiniz! Eleştiri daha büyük felaketleri önleyen bir tabeladır. Bu nedenle yoldaki tabelaları kaldırmak yerine daha çok güçledirmek gerekir. Şahsen ben yetkin bir siyasetçi olsaydım beni eleştirmeleri için özel destek ve teşvik verirdim. Tıpkı "Bana ölümü hatırlat, hata ve kusurlarımı söyle" diye kendine adam tutan Hz. Ömer gibi!

Artık eleştiriyi düşmanlık zannetme huyumuzdan kurtulmalıyız! Eleştiriyi düşmanlık bellemek gözlerimizi kapayarak içinde bulunduğumuz ortamı sadece kendimize gece yapmak demektir. 

Eleştirenler hep hiç iyi şeyleri söylemiyor diye eleştiriliyor ve eleştirileri bu sebeple değer görmüyor. Eleştiriye neden kulak asılmadığı sorulunca genelde bu cevap veriliyor.

Oysa yapılan iyi işleri söylememek yapılan eleştiriyi neden değersizleştirsin, bu kişiyi değersizleştirir sadece, oysa akıllı olan kişiyle ve niyetle ilgilenmez, eleştiriye bakar, onu ışık kabul eder ve ders almaya çalışır. Kişiden, niyetinden kendisi dışında kime ne!
 
Bu arada ne ilginçtir ki bölünmeye kapı açabilecek olan başkanlık sistemi hevesi ülkeyi ha böldü ha bölecek denilen HDP eliyle son buldu. Allah bazen böyle şer gibi görünen durumdan bile hayır çıkarır. Bu sebeple kıyamet ve felaket senaryolarına itibar ederek kaosa psikolojik ortam hazırlamamak, en üst akıl olan ilahi iradeye güvenmek lazımdır.

Yine  alınan sonucun ortaya çıkmasında % 10 barajının sağladığı yüksek motivasyon büyük rol oynadı! Yani belli hesaplarla bu baraj adaletsizliğine göz yummak ters tepti. Şu hayatta böylesi türden çoğu plan ters tepmeye mahkumdur. Bu sebeple her zaman adaletin yanında olmak, "Şu olursa bu olur, bu olunca da şöyle olur" gibi sadece öngörüye, kurguya dayanan beşeri mülahazalara itibar etmemek gerekiyor. Yani Hudeybiye vakıaları enteresan bir yaşam gerçekliği olarak varlığını sürdürmeye hala devam ediyor! Tarih sürekli tekerrür ediyor da ders alan yok! Gerçi ders alınsaydı tarih hiç tekerrür eder miydi!

HDP'nin bölgesel bir parti olmaktan çıkarak ülkenin her bölgesinden oy alır hale gelmesi bu partinin etnik siyasetten ve Kürtcü söz ve söylemlerden uzaklaşması için bir fırsat olacaktır. Bu iddilarını pekiştirmelerine yol açacaktır, bu açılımlarını teşvik edecektir. Bu durum ise ülkemizin dirliği, birliği ve bütünlüğü için çok önemli bir kazanım olacaktır. HDP'yi dışlamak varlığı artık yok sayılamaz hale gelmiş olan bu hareketi eski etnik temelli bölücü çizgiye hapsedecek, bundan da ülkemiz kaybedecektir.
 
Bu arada koalisyondan kaçan partileri halk bir sonraki seçimde cezalandıracak, "İktidar kuramıyorsanız, daha baştan muhalefete razıysanız size neden oy vereyim ki" diyecektir.
 
Yine kurulacak koalisyonun başarısız olması ülkeyi bundan sonra daha uzun yıllar tek parti iktidarına ve bunun muhtelif komplikasyonlarına mahkum hale getirecektir.

Dolayısı ile tüm partiler sadece tarihi bir fırsatla değil aynı zamanda altından zor kalkılacak bir sorumluluk riskiyle de karşı karşıyadır. Bunu hakkıyla değerlendiremeyenler zaten hafızasının derinlikleri koalisyon kaostur inancıyla dolu olan bu toplumda daha sittin sene iktidar yüzü göremeyebilirler.

(Not: Bu arada hemen belirteyim ki çoğumuzun zannettiği gibi sorun koalisyonun kendisinde değildir; sorun koalisyon yapacak kafalarda, kendi kısır çıkarları için koca ülkeyi ateşe vermekten çekinmeyen dar ufuklu, bencil ruhlu insanlardadır. Dünyada gelişmiş bir çok ülke koalisyonla idare olunuyor. Koalisyon gelişmemiş beyinlilerin ve daha kişisel menfaat hırsını yenememiş ilkel ruhların elinde bir kaos sebebidir. Bu sebeple şayet bir kaos olursa bunun sebebi olarak koalisyon sistemini görerek kendilerini aklamaya çalışanlara fırsat verilmemeli, bu işi beceremeyenlere hesap kesilmelidir. Üstelik de bu hesap sırf bu sebeple çok ağır olmalıdır.)


1004 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı