• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
İLAHİ OLANA BEŞER ELİ DEĞİNCE BU OLUYOR
01/07/2015
AYET


"Rabbinizden size indirileni (Kur'anı) izleyin, O'ndan başkalarını dost edinerek izlemeyin. Ne kadar az öğüt alıyorsunuz" (A'raf 3)

 
TEFSİRİ
 
"Bir önceki âyette geçen ikaz ve hatırlatmanın açıklaması mahiyetindeki bu âyette hem müşriklere hem de müminlere hitap edilmekte, birincilerin öncelikle inkâr ve şirkten, müslümanların da günah ve isyandan uzaklaşıp korunarak indiri¬len kitaba uymaları; Allah'ın dışında bir kısım İnsanları veya başka varlıkları tan¬rı yerine koyarak rehber edinip onların peşine düşmemeleri; sadece Allah'ın kitabına tâbi olmaları emredilmektedir. Müminlerin gerçek velîsi yani onları seven, yardım ve himaye eden, indirdiği kitapla yollarını aydınlatan hakiki dostları Al¬lah'tır. Şu halde müminler de O'nu dost ve yardımcı bilip O'nun peygamberini önder, kitabım rehber edinip o kitaba uymalı, din konusunda onun hükümlerine ay¬kırı görüş ve inanç sahiplerine itaat etmemelidirler." (Bu metin bir tefsirden alıntıdır)
 
Dikkat edilirse tefsir adı altında esasında ayetin anlam çarpıtılmasına uğratıldığı görülüyor. Allah kısa ve öz olarak Kur'anı dost diye niteliyor. Kur'andan başka dostlara (kitaplara, kişilere vs) uymayın diyor. Bu apaçık mesaj "başka varlıkları tanrı yerine koyarak rehber edinmek" şeklinde açıklanıyor. Kim başka varlıkları açıkça tanrı yerine koyar ki!
 
Böylece çoğu kişinin buradaki uyarıyı kendi üzerine almamaları, kendilerini bundan müstağni tutmaları sağlanıyor. Asıl önemlisi de son cümledeki "... o kitaba uymalı, din konusunda onun hükümlerine aykırı görüş ve inanç sahiplerine itaat etmemelidirler" ifadesidir. Dikkat edilirse burada tam bir çarpıtma söz konusudur. Yukarıdaki ayet sanki sadece Kur'ana aykırı görüş ve inanç beyan edenlere uyulmaması isteniyormuş gibi tefsir edilmiştir.
 
Oysa Allah bu konuda bir istisna belirtmemiş, Kur'andan başka... diyerek Kur'an dışındaki tüm dostları ifade etmiştir. Böylece ayet tefsir yerine tevil edilmek suretiyle (ki Kur'ana göre tevil yetkisi sadece Allah'a aittir, Ali İmran 7) açıkça çarpıtılmış, Kur'ana uygun olduğu sürece başka dostlara (kişilere ve kaynaklara) uyulmasında bir sorun yokmuş gibi bir mesaj verilmeye çalışılmıştır.
 
Yine bu ayette geçen dün ifadesinin mealinde de benzer bir çarpıtma söz konusudur. Bir çok meal "Allah'tan başka, Allah'ın yanında" şeklinde çevirirken Diyanetin bu ifadeyi "Allah'ı bırakıp da" şeklinde çevirdiği görülmektedir. Bu iki ifade arasında dağ gibi bir mesaj ve anlam farkı bulunmaktadır.
 
Allah bu ayette şirk koşanlara hitap etmektedir. Oysa hiçbir müşrik Allah'ı bırakmaz, Allah'ın yanında bazı ortaklar edinir. Zaten şirkin tanımı budur; Allah'a ortaklar koşmaktır. Müşrikler hiçbir zaman Allah'ı bırakmazlar. Müşrikler yaratıcı olarak Allah'ı kabul ederler (Ankebut 61) Tam tersine Allah'a yakınlaşmak için bazı ortaklar edinirler. (Zümer 3) "Allah ile beraber başka hiçbir kimseye yalvarmayınız" (Cin 18)
 
Böylesi bir çarpıtma ile bu ayet sanki bizlere değil de daha az sayıdaki kişiye hitap ediyormuş gibi yansıtılmıştır. Sorun olan Allah'ı bırakıp da başka dostlara uymakmış, Allah bırakılmadığı sürece yanında başka dostlara uyulmasında bir sorun yokmuş gibi bir mesaj verilmiştir. Böylece Kur'anın yanında yığınla dosta uyan gelenek aklanmaya çalışılmıştır.
 
Görüldüğü gibi tefsir adı altında nasıl da teviller yapılmakta, manalar açıkça eğilip bükülerek çarpıtılabilmektedir.
 
Yine daha önce Diyanetin çalışmasında sahur ile ilgili "...tan yeri ağarana, -size göre- beyaz iplik siyah iplikten ayrılana kadar yiyin için" ayetindeki "size göre" ifadesinin alenen yok sayılması, Allah'ın Arapları eleştirdiği bir ayette de Araplar ibaresinin bedeviler şeklinde tefsir edilmesi gibi daha birçok çarpıtmaya gidilmiştir.
 
İşte direkt ilahi mesaja muhatap olmadığımızda, birilerinin tefsir adlı tevillerini din olarak sahiplendiğimizde sonuç ne acıdır ki bu olmaktadır. "Kur'anı biz açıkladık ki Allah'tan başkasına kul olmayasınız" (Hud 1-2) ayeti bu konudaki tabloyu açıkça resmetmiştir. Kur'anı başkası açıkladığında sadece Kur'anın apaçık bir kitap olduğu gerçeği inkar edilmiş olmakla kalınmamakta, aynı zamanda başkasının algısı, yorumu yani özetle zan ve tahmini (nefsi) din haline gelmektedir. Bunun bir diğer ifadesi de Allah'tan başkasını dinde söz sahibi kabul etmektir, sadece Allah'a ait olan hükme ortak kılmaktır.
 
Allah peygamberimize bile "Elçinin görevi sadece bildirmektir" derken (Maide 99) birilerinin kendilerine bu yetkinin daha ötesinde bir rol ve işlev biçmeleri, ilahi olana yığınla hata ve kusuru olabilen beşer elinin değmesi asla kabul edilemez. Allah bunu başkasına kulluk olarak nitelemektedir. Bu olgunun bir diğer vahim sonucu da işte bu yazıda değindiğim aleni çarpıtmalar ve anlam kaydırmaları olmaktadır.

 



1345 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı