ATATÜRK'E TAPILIYOR MU

Site Bilgi Panosu

“Eğer bir şey öğrenebileceksem en kötü düşmanımı dinlemek için yirmi mil yürürüm.” Gottfried Leibniz

Önerilen Linkler

Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net

ATATÜRK'E TAPILIYOR MU

07/02/2016

İçkici dediler, sanki kendileri sütten çıkmış ak kaşık gibi, olmadı! Onu dediler olmadı, bunu iftira ettiler, yemedi millet! Maymun gözünü açmıştı çünkü!

Boş durmadılar haliyle! Çünkü demokrasiyi getirmişti, hınçları vardı! Sağladığı fikir ve ifade hürriyeti yüzünden iplikleri pazara çıkıyor, halk bilinçleniyor, tüm yalanlara ve sömürülere şahit olmaya başlıyordu.

Onlara göre halk gerçekleri öğrenmemeliydi, din uluları ne derse onlara gözü kapalı itaat etmelilerdi! Mercedese binmeye haram demeyenler matbaaya neden haram dediler zannediyoruz!

Halkın en azından dini hususlarda cehaleti gerekiyordu! Aksi halde onların elit bir ruhban azınlığa koşulsuz itaat anlayışı üzerine kurdukları dini saltanat zarar görüyordu! Kur'anı niye ölülere okuttular, neden duvarlara astırdılar sanıyoruz!

Kur'anı tercüme ettirmişti Atatürk, ilahi mesajla sineler arasına ruhbanlarca örülen barikatları kaldırmıştı, üstelik de yurdun dört bir yanına dağıtmıştı! Bu cüretkar hareket affedilebilir mi?

Allah'ın öğüttür, mesajdır, haberdir dediği, düşünüp akletmeniz için indirdik dediği Kur'anı asırlar boyu sadece Arapça okutanların işine gelirmiydi bu?

Bir kaç hükmün Kur'andan alındığı lakin yüzde doksanının ulemanın beşeri sözlerinden yani zan ve tahminlerinden meydana gelen bir sistemi ilahi sistem / Allah'ın sistemi diye yutturanların işine neden gelsin ki Atatürk?

O beşer sözlerinin ve görüşlerinin -sadece Allah'a ait olan hükme ortak olmak pahasına- ilahi diye yutturulduğu bir yapının oluşmasını yani şirkin bu şekilde kurumsallaşmasını önledi çünkü!

Arap harflerini sadece Arapların dili değil; aynı zamanda Allah'ın da lisanı zannedenler, dilin bir kutsallığının olmadığını, çünkü Allah'ın her kavme kendi dilinde din yolladığını bilmeyenler Atatürk'ü nasıl bilsin?

Atatürk İngiliz mandasını, Amerikan uşaklığını kabul etmedi! Onların öncü kuvvetlerini elinde çiçeklerle karşılamadı birileri gibi! O rütbesini bir kenara koyarak, hatta kellesini koltuğuna alarak Anadolu halkını örgütledi. O bir sabah ansızın külçe külçe altınlarla ülkesini terk ederek Batıya sığınmadı! O şerefli bir ölümü böyle bir zillete tercih etti!

Atatürk'e düşman olmalarının o kadar çok nedeni var ki! Ancak ne yaptılarsa insanları Atatürk'ten bir türlü soğutamadılar. Sonunda yeni bir taktik buldular:

"Atatürk'e tapılıyor" iftirası!

Kendi gözündeki merteği görmez, başkasının gözündeki çöpü görür derler hani, tam bunlara uygun bir deyim!

Böylece millet günah işliyor zannedip korkacak ve daha az saygı duyacak!

Bunu diyenler ya tapınmanin ne olduğunu bile bilmeyecek derecede cahil kişilerdir ya da bile bile gerçeği çarpıtacak kadar ahlaktan yoksun art niyetli düzenbazlardır!

Kimse Atatürk'e dini bir anlam yüklemiyor ki tapmak/tapınmak sözkonusu olsun!

Kimse Allah ile arasına koymuyor, şefaat beklemiyor, ilahlik izafe etmiyor, Allah'ın sifatlarını yüklemiyor kendisine!

Sadece derin bir sevgi ve saygı duyuluyor! Bazı günlerde de ayakta -manevi huzurunda- saygı duruşunda bulunuluyor.

Her ölmüşün önünde ayakta bir kaç dakika hareketsiz duruş saygı ifadesi yerine tapınmak anlamına gelseydi müslümanların huzurunda durdukları musalladaki meftaya da tapınmış olması gerekirdi.

Saygının fazlası tapınmak ise bunu diyenlerin yani siyasetten cemaatlerine, tabi oldukları şeyh hazretlerinden sözünden hiç çıkmadıkları yani koşulsuz itaat ettikleri alimlerine/hocalarına kadar en az on efendisi olanlarinki nedir?

Osmanlıda halk kendilerine "kapı kulu" sıfatı verenlere "ulu sultanım" diyor; sonra da ululuk yani yücelik vasfı verdiklerinin önlerinde iki büklüm olup adeta rükuya eğiliyordu... Ne diyeceğiz şimdi? Osmanlıda halk sultanlara tapıyordu, Osmanlıda kula tapınma vardı mı diyeceğiz?

Madem saygının yoğun hali tapinmak oluyor, öyleyse bazıları aynı zamanda derin alim olan sultanlar buna neden müsaade ediyordu? Hadi halk bilmiyordu, şeyhulislamlar niye halkı uyarmıyordu? Bakın Atatürk'e yapılandan fazlası var dini bütün Osmanlıda...

Millet atanın huzurunda rükuya egilmiyor, dimdik ayakta duruyor sadece!

Tıpkı "Siz peygamberinizin önünde de eğilmez misiniz" diyen Habeş kralına "Biz sadece Allah'ın huzurunda eğiliriz" diyen sahabe gibi!

Yorum Yaz

2208 kez okundu. Yazarlar