Bir misal ile izah edeyim!

Mehmet birisine "Ahmet şu hususta şöyle diyor" dediğinde bu söz Ahmet'in sözü mü olur yoksa Ahmet'in sözü olduğu konusunda bir iddia mı olur?

Hele bir de Mehmet bunu başkalarından duymuş ise?

Gelenek buna "Kesin Ahmet'in sözü olur" diyor.

Biz ise buna "Hayır, Ahmet'in dediğine dair bir iddia olur" diyoruz.

Peki bu durumda birisi "Ben Ahmet'in bunu demiş olduğuna inanmıyorum, çünkü bu bir rivayet ve daha önce Ahmet hakkında dedi, söyledi diye anlatılan bir çok söz yalan çıktı" dese?

Bu durumda inkar edilen Ahmet'in sözleri mi olur yoksa Mehmet'in iddiası mı?

Gelenekciler "Ahmet'in sözleri" diyor, biz ise "Hayır, Mehmet'in iddiaları" diyoruz.

Bunlar Ahmet ile Mehmet'i bir ve aynı görüyor besbelli ki!

Bunlar bununla da yetinmiyor, Mehmet'in iddiasını reddetmeyi sadece Ahmet'in sözlerini değil, bizatihi Ahmet'in kendisini reddetmek olarak görüyorlar.

Buna "Peygamberi inkar" diyorlar, malum!

Yani bunlar sadece Ahmet ile Mehmet'i aynı sanmıyorlar, ayrıca bir iddiayı peygamberin bilfiil kendisi zannediyorlar!

Bunlara göre ha Ahmet ha Mehmet!

Hatta ha iddia ha Ahmet!

Mehmet = İddia = Ahmet!

Ne diyelim!

Kur'an desin, diyeceğini!

Siz hiç akletmeyecek misiniz?
Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığınız şeylerin peşinden gitmeyin!
Zanna uymayın, zannın yani şüpheli bilgilerin gerçekte bir değeri yoktur.
(Ama) Onların çoğu zanna uyar.
Onların çoğu (zaten) şirk koşarak inanır!
Halis (saf, katıksız) din Allah'ındır. Diğerleri kul katıklı, beşer katkılı karma dindir.
Azı Allah'a, çoğu kullara ait olan!

Son Söz

La!

Hayır!

İslam çok otoriteli, çok kurucu ortaklı bir şirk/et dini değildir.

İslam tek otoriteli bir tevhid dinidir.

Velhasıl:

İslam ama hangi İslam?