BELLİ BAŞLI DİNİ KONULARA BİR PSİKOLOG GÖZÜYLE CEVAPLAR

Site Bilgi Panosu

“Eğer bir şey öğrenebileceksem en kötü düşmanımı dinlemek için yirmi mil yürürüm.” Gottfried Leibniz

Önerilen Linkler

Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net

BELLİ BAŞLI DİNİ KONULARA BİR PSİKOLOG GÖZÜYLE CEVAPLAR

26/07/2017

Din işinde genelde tartışma konusu olan belli başlı hususlara bu güne kadar hep din adamlarınca, din alimlerince cevaplar arandı. Ben de önemli gördüğüm bazı hususlarla ilgili olarak bir psikolog gözüyle cevaplar üretmeye çalıştım. Bazen bir meseleye derin bilgi ile içeriden bakmaktansa az bilgi ile dışarıdan bakmak daha iyi sonuç verebiliyor.

Peygambere İtaat

Malum, bu konuda Kur'anda elçinin "Ben sadece vahye uyarım" demesi isteniyor. Kesinlikle de elçi buna uydu, öyle değil mi? O halde elçi sadece vahye uyarken sadece vahiy olmaz demek elçiye itaat değildir, itaatsizliktir. Düşünün: Elçi "Ben sadece vahye uyarım" diyor. "Sadece vahiy olmaz" deniyor. Bu itirazın adı da elçiye itaat oluyor. Dinde işte bu yüzden akletmeye büyük önem atfedilir. Çünkü bu vb konular çoğu zan olan ilimle değil, ancak akletme sayesinde açıklığa kavuşabilir. Umarım bu çarpıcı analitik yaklaşımla bu konu artık aydınlığa kavuşacaktır.

Peygamber Ne Verdiyse Onu Alın

Bu ayeti okuyanlar sanki elçi Kur'an haricinde istediği her şeyi verebiliyormuş gibi bir hava estiriyorlar. Oysa o kendi kafasından konuşmaz deniyor bir diğer ayette! Yine indirilenle hüküm vermesi emrediliyor. Demek ki elçi ne verirse alacağız ama elçinin sadece Kur'anı verebileceğini de bileceğiz. "Hakim hangi kararı verirse ona uyun" demek hakimin yasadan, kanunlardan bağımsız, kendi kafasına göre de kararlar verebileceğine delil olmaz ki!

Kur'anda İnsan Eti De Haram Değil, Hadi Ye O Halde

"Kur'andaki haramlar ve helaller yeterliyse orada geçmiyor, insan eti de yenebilir, öyleyse ye" denmek suretiyle güya çok zekice bir cevap veriyorlar. Kur'anı yetersiz görmek için deliren bu kafalara müthiş bir cevabım var. Allah ilham ediyor hep bunları: Boşanmak da helal, hemen mahkemeye mi koşuyorsunuz?

Hadis İnkar Ettiniz, Peygamber Düşmanısınız

Hadisler birilerinin bazı sözlerin peygamberimize ait olduğu yönündeki iddiasıdır. İddiayı reddetmek nasıl oluyor da peygamberi reddetmek oluyor? İddia eşittir peygamber demek midir? Ahmet Mehmet'e "Mehmet, baban şöyle demiş" dese, Mehmet de "Hayır, kabul etmiyorum, babam böyle demez" diye cevap verse Mehmet babasını mı reddetmiş olur?

Bu Kadar Alim Bilemedi De Siz Mi Bildiniz

Tam da bu son derece saçma olan soruya cevabım çok kısa diyecektim, baktım yine epeyi oldu. Şiilerin, Vahhabilerin, Hristiyanların, Budistlerin yüzbinlerce aliminin gerçeği bilemediğine, hepsinin toptan yanıldığına iman ediyorsak kendi atalarımızın da yanılabileceğini makul göreceğiz. Din nasip, hidayet işidir. Çok bilen çok, az bilen az yanılabilir bu yüzden!

Allah bir avuç ilim ehline hidayeti daha çok vererek torpil yapmaz. Madem bu iş ilimle oluyordu, 1000 senedir neden olmadı? Şii alimlerin mi ilmi az, Sunni ulemanın mı? Cübbelinin mi ilmi az yoksa İslamoğlunun mu? Niye hemen her konuda farklı bir itikada sahipler? Madem Kur'an tefsirle anlaşılıyor, niye yüzlerce farklı tefsir var? Hala bu işi ilim işi olarak görmeye devam edecek misin?

Elçi Sonradan İzin Verdi Mi

Peygamberimizin bir ara hadis yazımını yasak ettiği konusunda herkes hemfikirdir. Sonradan izin verdiydi vermediydi şeklinde sürüyor tartışma! Bir sahih hadis var! Peygamberimizin "Benden hadis yazmayın, daha önceki ümmetler kutsal kitapları yanında başka kitaplar da yazdıkları için yoldan çıktılar" dediği naklediliyor! Bu hadis üzerinde kimse yeterince durup da şu analizi yapmamış:

Şayet peygamberimiz daha öncek ümmetlerin sapmasını başka kitaplar yazmalarına bağlıyorsa, bu sözleri sapmanın temel nedeni olarak görüyorsa daha sonra bu sözlerin yazımına nasıl izin verebilir?

Üzerinde en çok fırtınalar koparılan bir kaç konuyu psikolog gözüyle ele almaya çalıştım. Böyle daha sayısız özgün cevabım mevcut. Dileyen onlardan da istifade edebilir.

Yorum Yaz

1117 kez okundu. Yazarlar