• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
ATATÜRK DİNDAR MIYDI
11/11/2017
Atatürk'ün dine bakışı hep tartışma konusu olmuştur. Kimisi Atatürk'ü dindar birisi olarak takdim ederken kimileri de Atatürk'ün dine bakışının olumsuz olduğunu söylemiş, hatta ateist olduğunu iddia edenler dahi bulunmuştur.

Atatürk'ün din ile ilgili olarak muhtelif zamanlarda söylediği bazı sözler, daha doğrusu bu konudaki bir dizi ifadeler bu konudaki kafa karışıklığının en önemli nedenidir.

Hemen şunu belirtelim ki insanoğlunun dine bakışı hep aynı çizgide gitmez çoğu zaman, bu yöndeki tutumlar hayatın olağan akışı içersinde mutlaka belli bir değişime ve dönüşüme uğrar. Kimimiz eskiden tarikatlara sıcak bakarken bugün son derece karşı olabiliriz. Bunun tam tersi de söz konusu olabilir. Atatürk'ün farklı zamanlardaki farklı sözlerini bu şekilde okumalı, din iman konusundaki gerçek tutumunu kalplerde olanı bilebilme imkanına sahip tek varlık olan yüce Allah'a havale etmeliyiz. Bu işlerin değerlendirme ve yargı makamı sadece ve sadece O'dur. Bize düşen insanları dinleri ve imanları ile değil; bizlere, topluma, ülkesine yaptıklarıyla veya yapmadıklarıyla değerlendirmek, ona göre bir tutum takınmaktır. Artık "Önce insan ol, sonra ne olursan ol" diyebilmemiz, bunu temel felsefemiz haline getirmemiz gerekmektedir. Aksi halde ülkemizdeki farklı inanç kesimlerini farkında olmadan inciteceğiz. Onları dışlamış, aşağılamış ve ötekileştirmiş olacağız. Bunun ise ülke barışına, toplum huzurunun teminatı olan demokratik barış ve huzur ortamına en ufak bir katkısı olmayacaktır. Dahası, ülkemizi karıştırmak isteyenlere sürekli yumuşak bir karın, bir açık kapı bırakmış olacağız. Bunun en somut örneği Ortadoğu'da yaşananlardır.

Son dönemde sosyal medyada, tarihçi Murat Bardakçı'ya ait olan ve Habertürk ekranlarında yayınlanan bir programda Atatürk'ün İslam hakkında "Beyni sulanmış hafızların dinidir" dediğine dair bir video dolaşıyor. Bu hemen "İşte Atatürk'ün dine bakışı, demek ki Atatürk dinsizdi" şeklinde yorumlanıyor.

Birileri hakkında yargılama yapmadan evvel en az adliyelerdeki hakimler kadar hassas olmak, bu konudaki tüm ilmi ve fikri dosyaları enine boyuna incelemek gerekir. Çünkü düşüncede adalet en az mahkemelerdeki adalet kadar çok önemlidir. Düşünce adaletini yitirirse önce vicdan bundan nasibini alır daha sonra da merhamet duygumuz hasta olur. Böylece dine giderken yolun sonunda bırakın dini insanlığımızı bile kaybetmiş oluruz. Oysa insan olmayanın dini de olmaz. Çünkü din insana farzdır. Ayrıca birileri hakkında olumsuz bir bakış açısı geliştirilmesine hizmet etmek, böylece bunun vebalini yüklenmek durumunda kalırız.

Bugün Mustafa İslamoğlu başta olmak üzere bir çok Müslüman, halihazırda yaşanılan geleneksel İslam hakkında sürekli olarak "Uydurulmuş din" diye bir tabir kullanır. Bu tabire bakarak "Mustafa İslamoğlu dahil birçok kişi dinimize uydurulmuş din dedi, demek ki bu kişiler Müslüman değil, İslam dinine inanmıyor, o halde bu kişiler ateist" dememiz mümkün olabilir mi? Yukarıdaki vb sözlere de bu şekilde bakmak gerekmektedir. Görüldüğü üzere, ben bu örneği verene kadar Atatürk hakkında ne kadar da kesin bir olumsuz kanaate sahip olmuştunuz belki de, değil mi? Bu kanaat size ne kadar da haklı ve mantıklı gelmişti! Onun için iyice düşünmek, fikir sahibi olmadan önce aklımızda oluşanları bir süre beklemeye almak, onların demlenmesini ve olgunlaşmasını sağlamak, buna ortam ve imkan hazırlamak gerekiyor.

Yukarıda az önce dediğim gibi, biz Atatürk'ü müçtehit yahut molla diyerek, dini tutumu yahut dindarlık iddiası için sevmiyoruz. Herkesin dini kendisinedir. Hesabını herkes alemlerin rabbine verecektir. Biz Atatürk'ü ülkemize yaptığı muazzam hizmetler için seviyoruz. Atatürk'ün dine bakışı bu anlamda bizim için en ufak bir kriter olmamıştır, olmaması gerekir, nitekim olmayacaktır da! Sizin çocuğunuzu yolda giderken uğradığı bir gaspçı saldırıdan kurtaran kişi bir ateist yahut Hristiyan olsa bu hizmeti sizin için bir anda değersizleşir mi? Yaptığı hizmete bakarak minnet mi duyarsınız yoksa dinine imanına bakarak nankörlüğü mü tercih edersiniz? Bu sorunun cevabı makul düşünen herkes için, özellikle de önce insan, sonra müslüman olmayı seçen herkes için açıkça bellidir.

Kaldı ki bizler bile din adına yapılan bunca sömürü ve suistimali görünce zaman zaman dine karşı ciddi bir soğuma içine girebiliyoruz. Bu aslında son derece insani bir şeydir. Bu tip sebeplerle ateist yahut deist olan nice kişi vardır. Mürtedi, recmi, nice riyakarlıkları, din adına işlenen onca yalanı ve sömürüyü görerek "Senin dinin ve yarattığı insan modeli bu ise ben seninle aynı dinden olmam" diyen, bu şekilde tepki veren sayısız insan örneği mevcuttur. İnsanlar dine yüce bir paye, yüce bir makam verdikleri için o alandaki hayal kırıklarından çok daha fazla yıkıma uğrayabilmektedirler. Atatürk devrindeki yaygın dini geleneği, Tekkeleri, Zaviyeleri, medreseleri ve buralardaki dini sapmaları, bunların iç yüzünü ve mahiyetini vs bilmeden 80 yıl öncesinin dini atmosferi ve yarattığı ruhsal tahribatlar hakkında ahkam kesmek insaflı bir davranış olmayacaktır.

Hepimiz duamızda "Allah son nefeste imanlı gitmeyi nasip etsin" der, bu şekilde dua ederiz. Son nefese dikkatleri çeker, esas mühim olanın o an olduğunu ifade ederiz. Bu manada son nefes son derece önemlidir. Son nefesini nasıl verdiğini bilmediğimiz kişiler hakkında, daha önceki yaşamlarına veya muhtelif beyanatlarına yahut bu konudaki bazı iddialara bakarak kesin sözler söylemek bizi yanıltacaktır. Daha da önemlisi din iman işinin yargı makamının Allah olduğunu idrak etmek, bu konuda Allah'a ortak olmamak, bu işi bu işlerin tek yargı makamına bırakmak gerekmektedir.

Bu konuda uydurulan, özellikle de Atatürk'e karşı kindar insanlar üretmekte kullanılan "Kişi sevdiğiyle beraberdir" şeklindeki rivayet oldukça ibretlik olup kimlerin dine hangi maksatlarla ne kadar korkunç içerikler sokabildiklerini göstermesi bakımından ziyadesiyle düşündürücüdür. Bu sözdeki gizil iddiaya göre Allah kimsenin ameline falan bakmıyor. Bir sevene bir de sevdiği kişiye bakıyor, seveni hemen sevdiği kişiyle aynı yere koyuveriyor. Sevilen cehennemlik ise seveni de sırf sevdiği için onunla aynı ateşe sokuveriyor. Allah'a bundan daha korkunç, bundan daha büyük bir adaletsizlik isnadı ve iftirası olabilir mi? Oysa "O" her amelin tek tek hesaba çekileceğini vaat ediyor bize!

Bu sözün hadis diye değer bulduğu bir yerde farklı inanç kesimleri arasında sevgi ve saygı bağları gelişebilir mi? Bu sözün hadisi şerif diye itibar görüp algı inşa ettiği toplumlarda bir kişi alkol tüketen ancak son derece insani yönleri olan bir komşusunu sevmeye cesaret edebilir mi? İsrailiyatın dinimize asırlar önce neden girdiğini ve hangi sinsi sözlerle nereleri, hangi toplumsal bağları zehirlediğini görebiliyor musunuz?

Son olarak şunu söylemeyi isterim: İnsanoğlu tarih boyunca öyle dindarlar gördü ki onlardan Allah'a sığınmayı diledi! Öyle dinsizlere tanık oldu ki onlar için gece gündüz hep dua etti!



711 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı