• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
HASHAK VE BİMER: KİMLER NİÇİN KARŞILAR

BİMER’E VE HASTA HAKLARI BİRİMLERİNE NEDEN KARŞILAR

BİMER ve HASHAK (Bu kısaltma bana ait. Açılımı Hasta Hakları Birimleri demek) ülkemizdeki en hayırlı, en somut neticeli icraatlardan biridir. Dahası ülkemiz için birer devrimdir.

Neyin devrimini yarattı peki?

En zor iş olan zihinlerin devrimini!

Kamudaki yaygın mantığı resmetmesi hasebiyle size tipik bir örnek vereyim:

Başka şehirde çalışan bir arkadaşım anlatmıştı: Bir gün hasta hakları birimi olarak hastanede personele eğitim verirler. Bu eğitimlerden birinde uzman bir doktor çıkar, “Sizin eğitim süreniz nedir” diye sorar, ilgili arkadaşa... “4 yıllık fakülte” cevabı verilince kendinden ve mantığından yüzde yüz emin bir eda ile, “Alın işte, görüyorsunuz… 4 yıllık biri 10 yıl okumuş doktoru yargılıyor, bu işin neresi mantıklı” diyerek cevap verir. İlgili arkadaş son derece nazik bir biçimde, “Hocam, müsaadenizle cevap vereyim” buyurur. “Ver, ne diyeceksin bakalım…” şeklindeki gayet kibirli yanıt karşısında şunları söyler:

“Hocam hakim / savcı kaç yıl okumuştur? Peki gece denetlemeye geliyormuş dendiğinde yataklarınızdan pijama ile koşup geldiğiniz kaymakamlarımızın - valilerimizin eğitimi ne kadardır? Bu durumda adliyelerdeki yargılamaları da kabul etmiyorum diyebiliyor musunuz?”

Cevap şudur: “Ne alakası var canım!”

Bu tür zekice sanılan ancak son derece hormonlu olan mantıklar kamu sektöründe, özellikle de sağlık camiasında çok yaygındır.

İşte bu birimler bu tür tepkilerle ve daha pek çok eylemle dışa yansıyan kerameti kendinden menkul “bir kısım” egoları, nasırlaşmış “bir kısım” kibirli ruhları dönüştürmeye başladı. Hem de kısa sürede. Oysa zihinsel dönüşüm başarılması en zor devrimdir.

Bu birimler tuttukları köşe başı ile halkı canından bezdiren, öz güvenlerini ve öz saygılarını kaybettiren, en basitinden eşi  eşinin gözünde değersizleştirerek belki boşanmalara dahi  -dolaylı olarak- sebep olabilen, evet, bu denli çok yönlü sonuçları olabilen bir kısım hasta ruhlu kişilere karşı  halkımızın adeta can simidi oldu.

Evet, zihinsel devrimler öyle kolay, üç – beş yılda falan gerçekleşmez normalde. Ancak bu iki birim kısa sürede bunu sağladı.  İnisiyatifi, asli işini babasının hayrına zannederek elini kolunu sallaya sallaya ve keyfice yapanları, mesleğini milletin tepesinde adeta demoklesin kılıcı gibi kullanmayı huy edinenleri tuttu kolundan, çekti aldı aşağı. Bu yeri esas hak sahiplerine, halka, vatandaşa verdi. Bu değişim, bu dönüşüm öyle hazmı kolay bir şey değildir haliyle.

Tüm çalışanlara, “Makamın, unvanın her ne olursa olsun, sen bu kurumda sadece ve sadece hizmetçisin…” dedi.  Kamu kurumuna gittiğinde vergisi yeterli gelmemiş, bir de üstüne çocuk gibi azarlanmış, bunu yıllar içinde acılı ruhuna sindirmiş vatandaşlara ise, “Asıl olan sensin, tüm personel sizlerin kutsal vergileri sayesinde burada...”  mesajı verdi.

Birileri o yüzden rahatsızlar bu işten. Şişkin egoları zedelendi ne de olsa. Hep eğitim odaklı düşünerek her daim küçümsedikleri bir ilkokul mezunu vatandaşın bile aynı hakkı kullanarak kendilerini şikayet edebildiğini gördükçe deliye döndüler.  Çünkü bu tür ileri adımlar sonunda aslında herkes gibi son derece sıradan kişiler olduklarını, hiç de sandıkları gibi ayrıcalıklı olmadıklarını gördüler. İşte bunu kabullenemediler. Kusuru olduğunu düşünenlerin aynaya rahat rahat bakabilmesi çok zordur. Bu sebeple bir fırsatını bularak aynayı kırmaya çalışırlar.

Bu tip nedenlerle en alakasız ölümleri, en sıradan gelişmeleri bile ya BİMER’in ya da Hasta Hakları birimlerinin başına yıkmaya, kabağı, “Taşradaki keyfiliklerin ve uygulama hatalarının fotoğrafını çekip önlerine koyan, -varsa şayet- hadlerini de turup ellerine veren” aynaların başında patlatmaya, böylece çaktırmadan ya imha etmeye ya da öç almaya kalkarlar.

Ey zamanında benim de bir hafta içinde tam üç kere şikayet edildiğim, hemen başhekimliğin devreye girmesiyle soruşturulmama vesile olan, sonunda iftira olduğunu ortaya çıkaran sevgili BİMER:

İyi ki varsın. İyi ki yılmadan yoluna devam ediyorsun!

Ey, vatandaşa tepeden bakmayı, onu azarlamayı, azarlayamazsa en azından hakir görmeyi işinin veya unvanının en doğal hakkı zanneden “bir kısım” defolu kişiliklere, “Yapmadım, yanlış anlaşılma olmuş, o gün yorgundum...” vs. dedirtmeyi başaran,

Kamuda hiç alışık olmadığımız bir şeyi, şeffaflığı ve hesap verilebilirliği öğreten,

Böylece tüm beyinlere ısrarla, “Zaman değişti, artık kıymetli ve özel olan vergisini veren sade  vatandaştır” mesajı veren,

Bu sebeple okullardan daha fazla eğitim ve değişim işlevi gören,

Kişileri veya ayrıcalık hakkı sanılan unvanları, kendi kendilerine ve/veya kayırmacı politikalarla çıkarıldıkları sırça köşklerinden alaşağı eden;

Sadece ve sadece hakkın ve adaletin esas olduğunu hatırlatan sevgili Hasta Hakları Birimleri:

İyi ki varsınız!

Sizi düşünüp hayata geçirenlerin yedi ceddine rahmet olsun!

Psikolog

İzzet Güllü

  
2972 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın