• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
SEKTÖR: SAĞLIKTA EŞANTİYON OLGUSU

MEVCUT HEKİMLİĞİN OLMAZSA OLMAZI: EŞANTİYON

Malum, dünyadaki iki büyük ekonomik ve siyasal güç; adeta biyolojik savaş ajanı haline getirilen ilaç sanayi ile silah sektörüdür.

Son dönemde dünyada, bu iki büyük sektörün en acımasız dışavurumlarını daha bariz bir biçimde yaşamaya başladık. Şu günlerde ABD’de olduğu gibi katliam boyutlu cinayetler ve şifa ajanı denilen ilaçlardan her yıl ölen binlerce insan! Düşünsenize: İlaç ve ölüm… Halbuki biz onu “şifa ve ilaç” diye bellemiştik…

Bitkisel ajandan ayda yılda tek bir kişi ölünce (hakikaten bitkiden midir oda tam net olmadığı halde) hemen ayağa kalkan, hatta greyfurtun istisna kabilinden riskine bile aşırı duyarlı olan sektör bu gerçeğe karşı çıtını bile çıkarmaz. Çünkü asıl önemli olan halkın sağlığıdır!

Bu iki sektör öyle büyük ve etkilidir ki toplumların genel mantık kurgularına aykırı olan uygulamaları bile sorgulatmadan sürdürebiliyorlar. Silah tehlikeli olduğu halde alımı – satımı serbest olabiliyor mesela. Oysa uyuşturucu da tehlikeli ancak o yasaktır! Ha bir de sigara tehlikeli, o serbest... Hatırlatırım: Silah, silah sanayi ile, sigara da hastalıklardan beslenen global sağlık sistemiyle ilgili bir nesnedir...

Bireysel silahlanma serbest! Neden? İnsanların birbirlerini öldürmeleri serbest midir yoksa? Ya da şehirlerde kurt, ayı gibi tehlikeler mi vardır? Hem ülkeler bizi korusunlar diye onca bütçeli kolluk kuvvetleri tesis etmiş değiller midir?

O halde kitlesel ve sivil silahlanmaya neden izin verilir sahi? Neden olacak, devletler arası savaşlar yüzü suyu hürmetine silah satmak yeterli gelmiyor artık sektöre; henüz bakir olan milyonlarca nüfuslu halk kesimleri göze kestirilmiş de ondan! Bir devletin taş çatlasın 300 – 500 bin kişilik ordusuna tüfek satmak nerede, 20 – 30 milyonluk vatandaşlarının büyük çoğunluğuna silah satmanın fahiş karı nerede!

Silah sektörü böyle de ilaç sektörü çok mu farklı sanki. Doğası gereği ilaç sektörüyle yakın çalışan sağlık sektörü için de bunu böyle düşünebiliriz.

Söz konusu sektör de o kadar etkili ve güçlüdür ki en mantıksız icraatlar bile varlığın, en önemli gerçeklermişçesine bir kabulle sürdürebilir bu alanda. Dedim ya, gücü var ne de olsa! Ne de olsa devir hak devri değil, güç devri.

İşte bu sebeple bu alanda hekime verilen hediyeye eşantiyon denilir. Kavramlaştırma çok önemlidir. Hediye denilse maazallah memurun yasaklı hediyesi gibi algılanması söz konusu olabilir. O yüzden henüz kirlenmemiş, haliyle çağrışımı olumsuz olmayan, hatta zihinlere daha sempatik bile gelebilen eşantiyon sözcüğü seçilmiştir.

Amaç nedir? İlaçları tanıtmak. Ne kadar masum değil mi. İlaçlar tanıtılmasın mı yani! İlaçlar tanıtılmaz ise doktor nasıl bilecek ki. Değil mi!

En azından daha düne kadar hep poliklinik saati içinde ve hasta aralarındaki dar vakitlerde çalışan bir ilaç mümessili bu üç - beş dakikalık bir süreç içersinde yeni ve çok etkili olan ilacını nasıl tanıtabilir sahi!

Dedim ya, çoğunun hekimin odasında kalma süresi genellikle bu kadardır. Beş dakikada tanıtılabilecek bir şey 1 -2 saatte tanıtılamaz mı peki. Nasıl mı yani! Ne mi demek istiyorum.

Şunu:

Bu bilgiler tanıtımı yapılacak belli web sitelerinden paylaşılsa, her hekim yeni gelişmeleri buradan takip etse yahut daha detaylı bilgi broşürleri hazırlansa da hekimlerin adresine gönderilse. Böylece hekimler ilaçları daha uzun süre, daha etraflıca inceleme imkanı bulsa mesela! Bir aklı yeni çıkan ilacın etki mekanizmasında bir aklı da kapıdaki hastalarda olmasa... Hani ne demiştik; ilaç tanıtımı ya asıl mesele! Böylesi daha etkili bir tanıtım olmaz mı sizce de! Etkili ve daha uygun böylesi bir tanıtımın kardan başka ne zararı olur ki!

Hem böylece firmalar onca eleman maliyetinden, yakıt, eşantiyon giderlerinden, eli yüzü düzgün bay / bayan eleman temini zorluklarından falan da kurtulsalar daha uygun olmaz mı!

Pardon, istihdam boyutu var, evet. Bir an için bunu düşünemedim. Asıl mesele istihdam belki de. Bu firmalar istihdamı çok düşünürler. Onlar için insanların ekmek yemesi, en az kendi ilaçlarını peynir ekmek gibi yemeleri kadar önemlidir. Anladım, daha doğrusu varken mevcut eşantiyon geleneğinin hala ısrarla sürdürülmesi bu yüzden.

Yoksa önerdiğim ve hem daha ucuz hem daha bilgilendirici hem de daha pratik olan bu yolu onlar bilmiyor mu sanıyoruz biz!

İşte bazen böyle bilmeden yazıyoruz biz de!

Psikolog

İzzet Güllü

  
2361 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın