• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu

Derleme

 MEVLANA'DAN ÖĞÜTLER

 "Gerçek söz aydındır. Gönül yatışır o sözle"

 

"Hz. Mevlânâ bir gün eve gelir, oğlunu üzgün görür. Sebebini sorar. Oğlu: "Hiç…" der. Hz. Mevlânâ dışarı çıkar. Kapıda asılı bir kurt postu vardır, onu alır üstüne giyer. Ellerini havaya doğru açıp ulumaya başlar. Oğlu babasının bu haline bakıp güler. Hz. Mevlânâ: "Evladım, gördün mü?" der. "Dünya dertleri de işte böyledir. Kurt, aslında korkutucu bir hayvandır. Ama sen o postun arkasında babanın olduğunu bildiğin için korkmadın ve güldün. İşte bütün dertlerin arkasında da Rabbinin olduğunu bil ve O'na güven!" 

"Sivri sineğin her vızıltısını dinleyip başını ağrıtma, gücünü tüketme" (Yazılarımda sürekli değinmeye çalıştığım ve günümüz ruhsal yardım uygulamalarının en büyük sorunu dediğim mesele bu! Bol bol hastalık belirtilerini propaganda eden uzman yazı ve makaleleriyle, ayrıca kişisel gelişim ve diğer popüler psikoloji uygulamalarıyla sivri sineğin kanat sesine bile duyarlı hale getiriliyoruz. Böylece durduk yere başımız ağrıtılıyor. Sonrası malum: Ağrı kesici var, almak ister misin?)

İsyanlardayım dedi. Hayır, aslında imtihanlardaydı. Fark etseydi, kurtulacaktı.

Mutluluk peşinden koşmayanı gelip bulan bir ödüldür.

Övülme ihtiyacı olmayanın, dünyada zor işi olmaz.

Her nimette bir gam, her gamda da bir nimet saklıdır.

İnsanı firavun yapan dışındakilerdir.

Eli ayağı olmayan kazancın peşinden koşma.

Kederi sahte olanın ağlaması gösterişli olur.

Ne deniz benim için mükafattır artık, ne de kara bana ceza. Çünkü ben balık değil, balık resmiyim.

Yara pansuman edilmeden tedavi edilirse kangırene dönüşür, şifa hasıl olmaz.

Adaletin bekçiye ihtiyacı olmaz.

İnsanı ilgi ile dinlemek insana en büyük ikramdır.

Yaptığın hayrı ancak Allah’a sat, insanlara değil!

Sıkıntılı insan, evi yanan ama bundan haberi olmayan kişiye benzer. Çağır onu pencereye, konuştur; ne konuştuğun önemli değil, o konuşurken dumanlar dışarıya çıksın, yeter. (Dinlemek tedavinin yarısıdır: Freud)

Tohumu çorak yere ekme.

Kişinin niyetini anlamak istiyorsan, son cümlesine bak.

Kaynağından uzaklaşan su kirlenir.

Şunu bil ki ölmedikçe can çekişmen bitmez.
Ölümünden evvel ölmediğin için can çekişmen uzayıp gitti.

Bu dünya bir ağaca benzer. Biz de bu ağaçtaki yarı ham yarı olmuş meyvalar gibiyiz.

Yürek yanmadıkça göz yaşarmaz.

Ayakkabım yok diye üzülüyordum. Yolda, karşımdan gelen ayaksız bir adam gördüm.

Maşrabamız küçükse deryayı suçlamaya hakkımız olmaz ki.

Ne kadar zengin olsan, ancak yiyebileceğin kadar yersin.
Denize testiyi daldırsan ancak alabileceğin kadar su alırsın. Gerisi kalır.

Eli görmeyen kişi yazıyı kalem yazdı sanır.

Bil ki görünen şekil yok olur gider. Asıl mana alemidir ölümsüz olan. Niye testinin şekliyle oynayıp duracaksın! Bırak testinin şeklini, suyu ara.

Deniz gibi mal kazan. Fakat sen üzerinde gemi ol. Gemi içine su alırsa batar.

Ancak fikirdir varlığın. Gerisi et ve kemiktir bir yığın.

Gece neye gebeyse onu doğurur.

Çocuk elmayı görmeden kokulu soğanı elinden bırakır mı

Kimde bir güzellik varsa bilsin ki ödünçtür.

Kah cüzdanı, keseni para ile doldurmak kaygısıyla, kah iyi yemek içmek endişesi ile bu aziz ömür geçip gitmekte, sayı ile verilen her nefes de eksilmekte.

Kargalar ötmeye başlayınca bülbüller susar.

Kötü huyu adet edinme, kökleşir.

Çoban uyudu mu, kurt emin olur.

Akıllı o kişidir ki çekilen beladan, dostların ölümünden ibret alır.

Cibilliyetsize ilim öğretmek, eşkiyanın eline kılıç vermek gibidir.

Körler çarşısında ayna satma, sağırlar çarşısında gazel atma.

Dert, daima insana yol gösterir.

Geminin yüzmesi için suya ihtiyaç vardır. Lakin su geminin içine girerse onu batırır.

Aç gözlülük ve hırs insanı hakkı olmayan şeyleri elde etmeye, el uzatmaya zorlar.

İnsanların ölümlerine değil, doğumlarına ağlayın!

İnsan akılla pir olur, saçı sakalı ağarmakla değil!

Her var olanın var daha güzeli. Madem ki değil o en güzel, sevmemeli.

Gönlündeki sevgi putlarından kurtul, suret ve şekilsiz olarak gör güzeli.

Ne kadar bilirsen bil. Söylediklerin, karşındakinin anladığı kadardır.

Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak, onu aramamak demektir.

Kuş ancak kendi cinsinden kuşlarla uçar.
Doğan doğanlarla, leylekler leyleklerle.

Bin bahar görse de, taş yeşermez.

Gerçek aşkta ne vefa vardır ne de cefa.

Rüzgar ateş için neyse, ayrılık da aşk için odur.
Küçük bir aşkı söndürür, büyük bir aşkı ise daha da güçlendirir.

Gam, olmayacak dileklerden meydana gelir.

Doğruların yemin etmeye ihtiyaçları yoktur.

Körler görmeseler de, yıldızlar vardır.

Dostlarınızı sıkça ziyaret ediniz. Zira üzerinden yürünmeyen yollar diken ve çalılarla kaplanır.

Huzur arıyorsan dost ol, çabuk pişmanlık getir, işe güce koyul.

İyi dostu olanın, aynaya ihtiyacı yoktur.

Düşünmeden söyleyen, nişan almadan atan avcıya benzer.

Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez.

Fare huylulara, kedi bey olur.

Kalemin rüzgardan, kağıdın sudan olursa ne yazarsan derhal kaybolur.

Ayakkabının biri ayağına dar gelirse, ikisi de işine yaramaz.

Çıplak geldik, giyindik, soyunduk, gidiyoruz.

Dünya kuru bir istek, faydasız bir oyuncaktan ibarettir. Bizler de çocuklarız.

Diker ekersen nasıl gül biçebilirsin!

İçteki kiri su değil, ancak gözyaşı temizler.

Rüzgar, çok zaman gemilerin istemedikleri istikametten eser.
Ama bu, gemilerin istedikleri istikamette yol almalarına engel değildir.

Aklın yoksa yandın. Ya kalbin yoksa! O zaman zaten sen yoksun ki.

Duygu akla, akıl da ruha esirdir.

Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguyu paylaşanlar anlaşabilir.

Sevenle sevileni ayrı varlıklar sanıyordum.
Meğer birmişler, bense biri iki görmüşüm.

Tatlı suyun başı, kalabalık olur.

Nasıl bakarsan, öyle görürsün.

Güneş batınca, kandiller parlar.

İnsanın kanadı, gayretidir.

Ben ölüp de tabudumu getirdikleri vakit, benim bu cihan derdiyle uğraştığımı zannetme. Cenazemi görünce feryat edip ağlama. Benim vuslat ve milakatım (sevdiğimle buluşmam) asıl ozamandır.

Sabır, sevincin anahtarıdır.

Sevgide güneş gibi ol. Başkalarının kusurunu örtmede ise gece gibi.

Su, hiçbir zaman ateşten korkmaz.

Akıl sonradan ah çekmek için değil, önceden tedbir almak içindir.

Köpek bile atılan bir kemiği koklamadan yemez.

Sopayla kilime vuran kilimi dövmez, tozlarını silkeler.

Her günah içki gibi sarhoşluk verseydi kimseyi ayık göremezdin.

Kanaat etmekten hiç kimse ölmedi, hırs etmekten de hiç kimse zengin olmadı.

Herşey kader ile takdir edilmiştir. Kısmetine razı ol ki rahat edesin.

En büyük israf ömrün boşa geçirilmesidir.
Çünkü boşa geçen bir saatlik ömür, yüzbin dinarla geri çevrilmez.

Uzanan her eli tutmak doğru değildir. Çünkü insan yüzlü şeytan pek çoktur.

Kitap ruhun gıdası, aklın ilacıdır.

Düşmanlarım üzerime köpekleri salar. O köpekler beni ısırır. Ben köpek değilim, ısıramam. Fakat ısırırım dudaklarımı.

Yapacağın işte nefsinle meşveret et ve ne derse aksini yap.

Her şey incelikten, insan kalınlıktan kırılır.

Okuyan, aklı miktarınca anlar. Herkes denizden testisi nispetince su alır.

Vakıf sabununu yiyen farenin gözleri kör olur.
Anbarında hırsız fare yoksa, kırk yıllık kulluk buğdayın nerde

Tamah yüzünden doğru sana yanlış görünüyor.
Tamah yüzünden sende yüzlerce körlükler oluştu.

Şarap zaten edepsiz olanı edepsiz eder.

İnsanların çoğu insan yiyicidir, onların selam vermelerine sakın aldanma!

Hiçbir mal sizin değil, neyi bölüşemiyorsunuz.
Hiçbir can sizin değil, niye dövüşüyorsunuz!

Dosttur, çöp değil; onu kırma!

Dünya velinin kıymetsiz oyuncağıdır; gafillerin ise değerli salıncağı!

Düşman her ne kadar dostça söylerse de, her ne kadar taneden, yemden bahsederse de sen onu tuzak bil.

Nice insanlar gördük, üzerlerinde elbise yok.
Nice elbiseler gördük, içlerinde insan yok!

Ağaçlara su vermek adalettir, dikene su vermek ise zulüm.


Adalet, bir nimeti yerine koymaktır. Her köke su vermeyi nimet sanma!

Dünle beraber gitti, düne ait ne varsa cancağızım.
Bugün yeni şeyler söylemek lazım.

Çok uzağı gören göz, yolundaki tuzağı göremiyorsa n’eyleyim!

Nereye yağmur dökülürse orası yeşerir.
Nerede gözyaşı dökülürse oraya rahmet yağar.

Gel de birbirimizin kadrini bilelim.
Çünkü ansızın öleceğiz, ayrılacağız birbirimizden.

Ululanmak zehirdir. Kafana kibir yerleşince, kim seni kırarsa onu ezeli düşmanın sayarsın, birisi düşüncene aykırı bir söz söylese ona kinlenirsin.

Kim demiş, gül yaşar dikenin himayesinde.
Dikenin itibarı, ancak gül sayesinde.

Acele bir çok işi bozar. Unutma ki Allah insanı yavaş yavaş tam kırk yılda olgunlaştırır.

Tohum toprağa düşse öldü denebilir mi

Allah’ım! Senin ayrılığından daha acı bir şey yoktur. Sana sığınmaktan gayrı hareket beyhude dönüp dolaşmak ve kördüğüm olmaktan başka bir şey değildir.

Kötü yılan sadece insanın canını alır. Kötü arkadaş insanı cehenneme sürer.

Bu dünya tuzaktır, tanesi de arzular!

Ayıpsız dost arayan, dostsuz kalır.

Biz süt taşıyan memeye benzeriz. Bizi çeken ele göre süt veririrz.

Bugün üstüne bastığın çimenler, yarın toprağın üzerinde bitecek.

Gönlünü yıkayıp arıtmamışsan habire, abdest alıp durmaktan fayda bekleme.

Seven, sevdiğinden gözünü ayırmaz, onun bir dediğini iki etmez.
Seven, sevdiğini unutmaz, onu anar, onu zikreder.

Oltaya et takanlar bu işi cömertliklerinden değil; balık avlamak için yaparlar.

Cahil kimsenin yanında kitap gibi sessiz ol.

Aç gözlüyü minnettar edemezsin; doymaz ki!

Mal ve para başta külah gibidir, külaha sığınan keldir.

Nice kuş vardır ki, uçup tane arar.
Boğazı, boğazının kesilmesine sebep olur.

Sabır önceleri zehirdir, huy edersen bal olur.

Çarpık ayakkabı nasıl çarpık ayağa uyarsa, şeytanın efsun ve efsanesi de doğru olmayan gönüllere uyar.

Kimden kaçıyoruz, kendimizden mi? Ne olmayacak şey.
Kimden kapıp kurtarıyoruz, Hakk’tan mı? Ne boş zahmet.

Toprağıma, mezarıma söyleyeceğin o sözleri, şu gamlı kulağıma saç, şimdi söyle bana.

İyilik aradın mı, insanda kötülük kalmaz.

İnsan dünyayı zapteder ama ağzını zaptedemez.

Bak da ibret al yere düşen yaprağa, o da senin gibi                      tepeden bakardı toprağa

Uzun sözü, maksadını anlatamayan söyler.

Ey oğul! Hür ol, maddenin esiri olma.
Ne zamana kadar altın ve gümüşün esiri kalacaksın?
Denizi bir kovaya boşaltmaya çalışsan da
Kova, bir günlük ihtiyacını alır ancak.

Cenazemi gördüğünde "ayrılık" diye feryat etme.
Neden güneşin ve ayın batışından şikayetçisin?
Madem ki mezara indirilişimi seyrettin, çıkışımı da gör,
Hangi tohum toprağa döküldü de çıkmadı gitti?

Cömertlikte ve yardım etmede akarsu gibi ol.
Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.
Başkasının kusurunu örtmede gece gibi ol.
Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.
Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol.
Hoşgörülükte deniz gibi ol.
Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol.



"İnsan psikolojisi sadece duygu, düşünce ve davranışlardan meydana gelmiş bir mekanizma değildir. Bu yargı olsa olsa psikolojiye  biyoloji, kimya, fizik gibi sadece doğa ve fen bilimleri gözüyle bakan materyalist dogmanın bir yanılgısıdır. Oysa insanoğlu yeri geldiğinde uğruna kendisini adayabildiği dağ gibi bir değerler sistemine de sahiptir. O yüzden diyorum ki insanın, özellikle de Anadolu insanının terapisi Mevlana'sız biraz yavan kalır."  (İzzet Güllü)