TERAPİ ALACAK KİŞİLERE UYARILAR
Ruhu yani psikolojisi söz konusu olduğunda insanın nefsi ve vicdanı, psikolojik dille söyleyecek olursak id’i ve süper egosu vardır.
Bu iki yapı sürekli birbiriyle savaşır. Aslında ülkeler arası savaşlar bile temelde bu iki yapı arasındaki sürtüşmenin ürünüdür.
Bazı şeyler bu savaşta vicdanı bazıları da nefsi destekler. Gelenekler, dinler, aile kurumları, milli eğitim sistemleri vicdanı (süper egoyu); parasal ilişkiler, hırçın kapitalizm, modern felsefeler, çağdaş akımlar vs. de nefsin yanında saf tutar.
Haliyle günümüzdeki savaşta ikincisi birincisine nazaran mevzi kazanmış; nefis kaygısı saldırıları vicdani telkinlerin savunma sesini büyük ölçüde zayıflatmış durumdadır.
Bilirsiniz, at sahibine göre kişner! Haliyle bu durumda yapılan bilimler, ortaya konulan çalışmalar, üretilen hizmetler bu gelişimsel sürece göre şekillenmeye başlamıştır.
Bu şekillenme insanın hemen her şeyine tesir ettiği gibi onun bir ürünü olan tedavi yaklaşımlarını ve terapi anlayışlarını da etkilemiştir.
Sözgelimi günümüzde, “Daha fazla kar” için daha uzun süre kullanım hedeflenmiş, bunun için de bir çok ilacın tesir potansiyeli düşürülmüştür. Çevremizden hep duyarız, “Eskiden ağrı kesiciler daha kısa sürede, üstelik de daha net sonuç verirdi” sözlerini! Buna benzer örnekleri çoğaltmak pekala mümkündür!
Ruhsal tedavi adı altında yapılanları birçok yazımda öyle veya böyle ele aldım. İlaca ve tedaviye dönük yazılarımı okudukça elini ovuşturan, “Oley, bu süreç bana yarayacak” diyerek köşede pusuya yatmış bekleyen terapi sektörü için de bir şeyler demek lazım diye düşünüyorum! Kanaatime göre bu sektör ruhsal tedavi sektöründen daha az masum değil!
1, 2, 3 yıl sürebilen pahalı seanslar, “Bu süre içinde en az bir ev parası ödedim” diyen mağdur kişiler, “Çözüm sunuyoruz” adı altında sadece ve sadece sorunun uzamasına hizmet eden basireti bağlı yaklaşımlar ile bu sektör acilen çeki düzen verilmesi gereken alanların başında geliyor.
TERAPİ HİZMETİ ALACAK KİŞİLERE HAYATİ ÖNERİLER
“Psikiyatri ve Tarapistlik”
Psikiyatrist olmak terapist olmak demek değildir. Bu hizmet türü elbette ki yasal haklarıdır ancak her yasal olan doğru olan demek değildir. Dünkü pek çok yasa bugün çoktan ortadan kalkmış durumdadır.
“Hekimlik eşittir terapistlik demek değildir”
Hekimlerin büyük ölçüde usta – çırak ilişkisine dayalı ve hasta, hastalık ve tıbbi tedavi odaklı spesifik eğitimleri tamamen iletişimsel olan ve çok yönlü kuramsal bilgi gerektiren terapi için uygun bir alt yapı görevi görmez.
“Bir uygulamacı olan terapist sınıf ortamında değil; kliniklerde, işin içinde yetişir”
Terapist olmak için belli kurs merkezlerinden ücret mukabilinde belge almak yeterlidir. Ancak iyi bir terapist olmak her açıdan ciddi bir donanım gerektirir. Bu ise ücret karşılığında, sınırlı süreli mekanlarda ve masa başı eğitimlerle değil; yoğun klinik deneyimlerle işin içinde kazanılır.
“Terapistlik bir işçilik ve ustalık işidir”
Tecrübe geçen zaman demek değil; bu zaman zarfında yapılan işler demektir. Zamanın içini dolduracak işler yapılmamış ise zamanın tek başına geçmiş olması tecrübe katmış demek değildir. Terapi tercihinizde bu hususun göz önüne alınması, akademik kariyere bakarak değil; klinik tecrübeye dayalı seçim yapılması doğru olacaktır. (Ülkemizde klinik psikologluk akademik bir unvandır.)
“Benzer deneyimler benzer sonuçlara yol açmayabilir”
Herkesin aynı ya da benzer deneyim süreci sonunda edindiği terapötik yaklaşım teknikleri ve bunları uygulama yeterliliği aynı değildir. Bir uzman "bilge" sıfatını hak edebilirken bir başkasının sahip olduğu donanım lisede görülen psikoloji bilgisinden daha fazla olmayabilir. Birisi sıradan bir sorun için aylarınızı, hatta yıllarınızı alırken diğeri kısa sürede sizi en yaman derdin pençesinden kurtarabilir. Biri aylar sonra sizi daha da kötü bir hale getirebilirken öbürü ömrünüz boyunca edeceğiniz duanızı fazlasıyla hak edebilir.
Dolayısı ile fayda görülmüyorsa, terapist size gerek dil gerekse teknik bakımından mesleki bir yaklaşım göstermiyor, basit bir anlatım üslubuyla sıradan ve son derece bilindik şeyler söylüyorsa terapist mutlaka değiştirilmelidir.
“Psikoloji / Terapi matematik değildir”
Psikoloji ve terapi iki kere ikinin dört ettiği bir matematik gibi değildir. İşin içine yetenek, çalışkanlık, üretkenlik, deneyim, şahsi inançlar, kişilik yapıları gibi pek çok karıştırıcı faktör girebilmektedir. Sonucu sadece teorik psikoloji bilgisi değil; bunlar da etkileyebilmektedir.
“Özü iletişimdir, bilgidir”
Terapi psikoloji bilimindeki mesleki bilgiler temelinde konuşarak yardımcı olma uygulamasıdır. Kesinlikle ve kesinlikle gizemli bir metot değildir. Normal iki insan arasındaki görüşmeden farkı bilimsel bilgi temelinde işlemesi, yapılandırılmış bir görüşme formatında olmasıdır.
“Akademik unvan ölçü değildir”
Yüksek lisans yahut doktora iyi bir terapistlik için asla ölçü değildir. Bu eğitim sürecinde verilenler lisans eğitiminde alınanların çoğu zaman aynı veya benzer tekrarlarıdır. Örneğin depresyonun sadece bir kısmı lisans eğitiminde öğretiliyor; asıl önemli bölümleri yüksek lisans yahut doktora eğitimi için çantada saklı tutuluyor değildir yani.
Terapistlik akademik bir uğraşı değil; uygulama işidir. Yapılan iş üniversitedeki hocaların işine değil; sanayideki ustaların işçilik hizmetine benzer. Malum, sanayilerdeki en iyi ustaların çoğu ilkokul mezunudurlar. Dolayısı ile terapist seçiminizi akademik ünvanlara bakarak sınırlamayınız!
“Uzun sürüyorsa dikkat”
Bir sorun için 3 - 4 seans geçtiği halde sizde belirgin düzelmeler gözlenmiyorsa, uzmanınız bu sürece rağmen size ileriye dönük net / kesin bir şeyler söyleyemiyorsa, özellikle de daha uzun sürelerden dem vurmaya başlamış ise bunu psikoloji biliminin doğal bir rutini olarak değil; suistimal olasılığının ciddi ciddi gündemde olduğu şeklinde yorumlamanızda fayda vardır.
“Bu alan ciddi suistimallerin bol olduğu bir dünyadır”
Maalesef ki psikoloji ve ruh sağlığı alanı ciddi hataların, kasıt derecesindeki ihmallerin, azımsanamayacak boyutta suistimallerin cirit attığı bir alandır.
“Farkındalık şart”
Tüm iyi niyetle tedaviyi yahut desteği kovalarken, havada uçuşan bu ciritlerden bir tanesinin de sizin ruhunuza isabet etmemesi için bilgili, uyanık, en önemlisi de farkındalık eşiği yüksek kişiler olunması gerekmektedir.
Psikolog
İzzet Güllü
Terapi sanıldığı gibi bir tedavi yaklaşımı değildir; tamamen değişimlemeyi amaçlayan bir eğitim faaliyetidir. Zaten eğitimin bilinen tanımı da aynıdır: Bireylere istendik yönde ve kalıcı nitelikli davranışlar kazandırabilme meşguliyeti... Oysa terapiler bunu kısa süreli ve periyodik nitelikli olarak, en önemlisi de pahalı seanslarla gerçekleştirmeye çalışır. Bunlar sonuç alınacak süreyi sağlama konusunda sürdürülebilirliği engeller. Ayrıca bu işin profesyonelleri bu işi genelde özel yaptıklarından ve uzayan süreçlerden beslendiklerinden suistimale de açıktır. Dolayısı ile bu ve daha başka nedenlerle ruhsal yardımda en etkili yol terapi değil; daha geniş bir zaman sunan eğitimdir.