• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
ASLINDA YETENEKSENSİN YETENEKSİZSİNİZ
12/03/2013
Heeeeeyt dedin; Seyit Battalgazi misali.

"Savrulun" diyerek ardından...

Milletçe sehpanın üstüne çıkarılırken, kültürel gövdesiyle yeni kuşak kellesi tam da birbirinden ayrılmak üzereyken yetiştin imdada.

Değerlerimizi aşağıladıkça komik göründüğünü sanan dizilerle onlara güldükçe daha fazla mutlu olduğunu zannedenlerin hızla çoğaldığı bir dünyada doğdun dünyamıza!

Sadece tatlı bir alternatif sunmakla kalmadın, yaşadığımız ve çoğunun içinde sıkıntıdan patladığı evlerimize. Asrın en yaman illeti olarak düşündüğüm, bir ahtapot misali gönülleri saran kibir illetini de darmadağın ettin.

Üç - dört yaşındaki çocukların performansları ile ağızları açıkta kalan milyonlar kasıntılı bir duruşla yaşama tutunmaları için bir nedenleri olup - olmadığını belki de yaşamlarında ilk kez gözden geçirmek durumunda kaldılar sayende. Bir de üstüne sayın Acun Ilıcalı'nın, sayın Hülya Avşar'ın, sayın Sergen Yalçın'ın mütevazi tavırları ve adeta insanlık dersi niteliğindeki sıcaklıkları ile kibirde ve gösterişte kararlı olmaya sebat edeceklere nihai darbeyi indirdin. Nice nasipsiz ruhlara takkelerini düşürttün! Hiç de azımsanamayacak kişiye içlerindeki duygu ve insaniyet kelliklerini gösterdin.

Üniversite sınavlarında belli derslerden sekiz - on net fazla yapmayı ampulü keşfetmekle eş değer bir başarı gibi algılayanlar, bu sebeple de kalan ömürleri süresince yan gelip yatmayı en doğal hakları gibi görenler ilkokul mezunu amcanın, "Sadece para ile imanın değil; bilgi, görgü, kapasite ve yeteneğin de kimde olduğu bilinmez" dedirten eşsiz yetenekleri ile kendilerini bir biçimde çek ettiler sayende. Sessizce olsa bile, "Galiba biz bir yerlerde hata yapıyoruz" dediler! Bunu da tek başına sen başardın; Yeteneksizsiniz!

Başka programlar ya hiç vermedi bize yıllarca ya bir verdi ise dört aldı bizlerden. Bir tutam duygusallık, bir parça da kahkaha için yeni gelinin amca oğluyla aleni sevişmesini yüzümüz kızara kızara izlemek zorunda bırakıldık.

Verdiği bir doğruyu da sunduğu bu tür dört - beş yönlü yanlışlarla götürdü ardından. Sen onlarca şey verdin bize. Karşılığında ise hiçbir şeyimizi almadın!

Sadece bu kadar mı!

Sporu sevdirdin gençliğe! Şehrin yamaç mahallesindeki nice gence, "Millet nelerle uğraşıyormuş, biz nelerle" dedirttin... Serseriliğe özenen birçok genci doğru hedeflere yönlendirdin. Sunduğun eşsiz şovlarla, yapacak bir şey bulamadıklarından birbirlerine laf sokmayı ve kabalığı - sabalığı marifet sananların, kendilerini bu şekilde ispatlayabileceklerini zannedenlerin gardlarının düşmesini, haliyle de mahcubiyet hissederek değişme ihtiyacı duymalarını sağladın.

"Aşındırdıkça aşıran" global rüzgarın tesiriyle ve kitlesel telkinlerin büyüsüyle, "Daha erken baba, hayatımı yaşayacağım" demeye başlayan yeni yetme kuşak çıkardığın şirin yavruları görünce evlenmek için kendilerini adeta zor tutar hale geldiler.

Aile olmaya ilişkin duyguları yok olmakla yüz yüze gelen gençlerimizi uyandırdın, "Atalarımızın, biraz burun kıvırdığımız ana - babalarımızın bir bildiği varmış" dedirttin. Evliliğe bakışın tam da bozulmaya yüz tuttuğu böylesi bir devirde en usta terapistlerden daha etkili bir şekilde tamir ettin; kendisine ve değerlerine yabancılaşan benlikleri.

Zirveye taşıdıkları en ünlü yazarlarca dahi, "En az yüzde altmışı..." falan denilerek aşağılanarak komplekse sokulan bu zavallı millete birileri bizi kandırmış dedirttin; üstüne, aslında gizli bir yetenek hazinesi üstünde oturduğumuzu fark ettirdin. Hem kendi milletimize hem de güzel ülkemize olan sevgimizi tekrardan pekiştirdin.

Akla durgunluk veren gösterilerle gözlerimize perde olan maddeyi tartışmaya açtırdın beyinlerimizde. "Birileri bizi kandırmış mı! Biz yanıldık mı! Acaba hayat matematik değil de metafizik mi!" dedirttin hepimize. Şüpheciliği, merakı, hayreti, şaşkınlığı, evet, rutinleşen bir dünyada çok az yaşadığımız bu duyguları tekrardan alevlendirdin!

Birbirimizi kıskanmayı bir kenara koymayı, başarıları kösteklemeyi değil alkışlamayı öğrettin bize!

Üniversite gençliğini halkın tüm katmanlarıyla aynı ortamda ve duyguda buluşturdun. Yok aslında birbirimizden farkımız dedirttin.

Herkes yolunu bulma derdindeyken sen yeni bir yol buldun bizlere.

Görünen yol tek yol değildir, bunu gösterdin!

Birçok insana; talihi üniversite okumaya veya benzer nitelikli dar bir koridora sıkıştıran bir dünyada üçüncü bir yol açtın.

Ne yaparsa yapsın fark edilmeyen, adeta diploman yoksa bir hiçsin muamelesi çekilen nice insana, "Farkındayız, yaptıklarınız bizim için çok kıymetli" dedin. Onlara ömür boyu unutamayacakları, her anımsadıklarında ruhlarını coşturan vesikalar - belgeler bıraktırdın!

Kırılan onurları, düşürülen özgüvenleri tamir ettin!

"Üç Hayır"la uğurlananlar bile yarışmayı kazanmışçasına mutlu ayrıldı bulunduğun yerden. Yani kaybedeni dahi mutlu ettin sen!

Futbol fanatizmi v.s yüzünden her yarışmayı sanki savaş var sanan biz yeni kuşak insanlara aslında bu işin sonucu önemli olmayan bir dostluk ve eğlence müsabakası olduğunu hatırlattın!

Bu ülke insanının; bel altı yoz espriler yapmadan da, daha zekice anlatımlarla ve bu ülkenin değerlerine yakın durdukça da güldürülebileceğini ispat ettin! 

Sanatçının sadece işini yapan, onun dışındaki meselelere ilgisiz olması icap eden tuzu kuru kişiler veya lay lay lom insanlar demek olmadığını, sosyal sorumluluğun onların asli işi olduğunu hatırlattın: "Ya kimse de olmasın para denen illet ya da paylaşmayı bilsin parası olan millet" diyen derin ve hikmetli şiirlerinle! 

Zencisiyle beyazıyla, Türk'üyle Kürt'üyle birlikte ve el ele çıkardıklarınla "hepimiz kardeşiz" mesajını en güçlü tonda, en uzaktaki sinelere bile zerk ettin!

Etnik kökeni ne olursa olsun şayet başarılı ise yukarılara taşıyan seyirci oylamalarınla bu toplumun farklı hiç bir etnik kökenle aslında hiç bir sorunu olmadığını, aslında halkın ne derece hoşgörülü, takıntısız ve sorunsuz olduğunu ispat ettin! 

Daha neleri neleri...

Saymakla biter mi! 

Ey bilmeyene öğreten, unutana hatırlatan, görmek istemeyene gösteren, az olan şeyleri tamamlayan, fazla olanları ise yüzleştirici yüzünle zımparalayan özel program!

Ey sonsuza dek yaşaması ülke ve millet bekası için gerekli olduğunu düşündüğüm eşsiz program:

İyi ki varsın.

İyi ki bu şekilde varsın!

Seni bizle tanıştıranların, bu sıcacık çorbada tuzu bulunan herkesin yedi ceddine rahmet olsun!



5284 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı