• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
BEŞ DAKİKADA BEŞİKTAŞ
04/04/2015
Bir mahalleden geçerken kara bir kangal köpeği kovalasa sizi ne olurdu? Ne olacak, bir süre o mahalleden geçerken velev ki o kara köpek daha orada olmasa bile sizi yoğun bir korku basardı! Kalbiniz küt küt atardı! Neden? Siz oradan her geçtiğinizde hasta mı olursunuz? Hayır! 
 
Bunun nedeni hastalık değildir; koşullanmadır. Sizin sorunlarınız da işte böylesi bir mekanizma ile ortaya çıkar ve üzerindeki hatalı zihinsel doldur boşaltlarınızla serpilir; dal, budak, kök sarıp gelişir ruhunuzda! 
 
Sonra psikiyatriye gidersiniz tabi. Çünkü çoğunluk oraya gidiyordur! Size hastalık tanısı konulur kolayca. Tahlilsiz, tetkiksiz... Hem de beş dakikada Beşiktaş! Bilinçaltınız hasta olduğuna yani önemli bir sorunu bulunduğuna iyice ikna olur. Müjde artık adam gibi hastasınızdır!

Bunlar değil bu yazımdaki esas mevzu! 

 
Önce verdikleri ya hiç etki etmez ya da etki eder ama tedavi etmez. Size evvela bu etkiyi tedavi gibi yuttururlar. Oysa içki de etki eder ama bu tedavi demek değildir. Etki tedavi olsaydı en önemli ruhsal ajanlardan birisi de votka olurdu. 
 
Sonra aynı gruptan farklı bir ticari marka ilacı size sanki yeni bir ilaç gibi sunarak verirler. Bunu o denli kendilerinden emin yaparlar ki feriştah olsanız bile ayıkmanız mümkün değildir. 
 
"İlacını değiştirdik" derler. Bir ilaç 6 ay, 1 yıl, 3 yıl boyunca fayda etmediyse aynı gruptan bir başkasını bir 6 ay da, bir 2 - 3 yıl da farklı bir ticari isim altında içirmek ruh hırsızlığı değil midir? Öyle ama karakolda kimse inanmaz ki buna! "Bu adam böyle şeyler yapmaz" derler! Zaten sorun bu hüsnü zanda! Sizin bu hüsnü zannınız olmasaydı psikiyatri var olabilir miydi! Hadi var oldu diyelim, çünkü onu var eden odak siz değilsiniz; yaşayabilir miydi?
 
Peki bir reçeteye aynı gruptan 3 - 4 kalem ilacı yazmak? Sivri, dolmalık ve Arnavut biberlerini biri domates, öteki de salatalık gibi yansıtmak?
 
"Bak bizde de çok ilaç var" algısı yaratma adına hem kişileri daha çok yan etkiye müptela kılmak hem kişilerde "Vay be, ben ne ağır hastaymışım" inancı tesis etmek? Bu sağlık, umut ve bütçe hırsızlığı değil midir? Yok değildir kardeşim! Ben yalan söylüyorum çünkü!
 
İlacı kesince ortaya çıkan bağımlılık kaynaklı yoksunluk belirtilerine "Bak daha iyi olmamışsın, öyleyse ilaca daha yüksek dozla devam" demek peki? Bu belirtileri henüz iyileşmeme hali olarak yorumlamak? 
 
Diğerleri gibi sıradan bir vaka! 5 yıldır antidepresan kullanıyor. 5 yıl! Dile kolay! Adam evladını, karısını trafik kazasında kaybediyor da acısı bu kadar yıl sürmüyor! Daha ne kadar kullanacağı meçhul! "Uykumu yok etti, 6 aydır ne gece ne gündüz uyuyorum" diyor. "Ağlayamıyorum artık" diyor. Ağlamayı da yok etmiş ilaçları! Bunların ziyanı yok, yeter ki içmeye devam etsin! Yeter ki sektör zeval görmesin!
 
Böylece bünyeyi iki temel ihtiyacından, dinlenme ve ağlama yoluyla rahatlama olanaklarından da yoksun bırakmış! Bari bunlara değecek faydası olsa! "Ataklarım yine geliyor" diyor. Önlemiyor, tedavi falan da etmemiş yani... 
 
"İlacınızı bıraktığınız oldu mu hiç" diyorum ürkekçe! Doktoruna kalsa asla bırakılmamalı ama bırakmış bir ara! "O ara aynı ataklar aynı seyirde geldi, anormal bir artış yoktu, üstelik de uykum geliyordu ve o dönemde ağlayabiliyordum" diyor.
 
Aman ilacı bırakmayın korkutmacası bu hayati tespiti imkansız kılıyor. Kişiler belki de daha iyiler, belki ilaçtan dolayı daha kötüler ama bunu görebilme, bunu kıyas edebilme imkanından mahrumlar. Bunu anlayabilmek için ara vermeleri lazım! Öyle korkutuyorlar ki buna çok azı cesaret edebiliyor.
 
Son halinde uzun uykusuzluğun, ağlayamayacak derecede küt bir hale gelişin yani bunu sağlayan ilacın etkisi yok mu? Hem de hepsi gün gibi açık, ilaca ait... Kişi kendisi söylüyor bunu! 
 
Tüm bunlar bir mutsuzluk sorununa depresyon denilmesiyle başlıyor. Mutsuzluk depresyon değildir. Mutsuzluk şartlara bağlı, yaşam felsefesiyle vs. ilgili bir algı sorunudur. "Ben kocadan yana talihsiz çıktım" diyen bir kadının mutsuzluğu depresyon olabilir mi? Bu sadece psikiyatri için mümkündür. Bu onun anlayışına göre rutin bir durumdur üstelik de!
 
Hangi birini yazayım ki! Kime neyi nasıl anlatayım!
 
Ey statüko yarın seni toprak bile kabul etmeyecek!
 
Bir hipotez uğruna ya Rab ne ruhlar batıyor!

 



1456 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı