Önce hatim indirenler olduğu söylendi, duası yapıldı. Hatim indirmek yani ilahi mesajı hiç anlamadan hızlı hızlı telaffuz ederek baştan sona bitirmek sevap ise kişi okur ve sevabını direkt Allah'tan alır. Hoca eliyle duası olmayınca sanki ilahi makama ulaşmıyormuş gibi bir mantıkla, illa hocalar tarafından duasının yapılması da neyin nesi!

Dua yapılacaksa bile bu duayı asıl yapması gereken kişilerin kendisi olmalı değil midir? Ancak çoğu yerde hazır ezber dualar gerektiği öğretildiği için, kişiler de bu duaları ezbere bilmedikleri için kendi indirdikleri hatimin duasını bile kendileri yapamıyor, hocalardan destek alıyorlar.

Bir hoca da çıkıp hatimi indiren sizsiniz, öyleyse içinizden gelen samimi bir niyetle, kendi cümlelerinizle kendiniz dua edin demiyor.

Bu arada ezan okunmaya başladı! Vaiz hala sohbete devam ediyor. Bana bu en azından cami içinde hiç şık gelmiyor! Ezan okunurken birkaç dakika olsun ara verilmeli diye düşünüyorum. Dışarıda, namazla niyazla işi olmayanlar bile bugün ezan okunurken bunu yapıyorsa millete örnek olması gerekenlerden bunu beklemek hakkımız olmalı! Hele hele de cami içinde!

Vaaza gelince! Yıllardır hep aynı konular... Aynı cümlelerin belki kaçıncı tekrarı! Onca zaman Kur'anın mesajı okunsa millet ne çok şeyi öğrenir! Her cemaat belki de her sene baştan sona kitabı bir kere bitirmiş bile olur. Mevcut vaaz uygulaması tamamen zaman israfı! Tamamen sızlanma, şikayet eksenli sözler.. Daldan dala atlanılan konular, yüzeysel, afaki birkaç beşeri kelam! Heyhat! Allah'ın evinde bile Allah'ın kelamı okunmuyor doğru düzgün! Hep aynı ayetler etrafında dönüyor vaazlar! Diğer ayetlere ömürde bir kez bile sıra gelmiyor bu yüzden! Yıllardır camiye giderim, mesela ey Muhammed sadece vahye uy, sen sadece bir elçisin türü ayetleri bir kez olsun duymadım!

Hoca hutbeden inerken malum, kamet getiriliyor. Ezanın sonlarına doğru müezzin ara veriyor, çünkü imam araya girip safların sıklaştırılmasını, açık cep telefonlarının kapatılmasını ikaz ediyor. Ezan bölünüyor bir süre! İmam ezanı bile bölebiliyor yani ki bu bana imam algısı konusunda çok sakıncalı geliyor. Kamet bitince, namaza başlamadan önce söylese imamlar, olmaz mı? İlla ezanın arasına girmeleri şart mı?

Bugün cumada hoca ayrıca, "Her akşam mukabele okunuyor, üç dört kişi bile zor katılıyor, rica ediyorum, cüzün tamamına olmasa da üç beş sayfasına katılın" diye adeta yalvardı. Millet anlamadığı, ilahi mesaja değil lafzına muhatap olduğu yani Kur'an okunuyor adı ve görüntüsü altında aslında ilahi mesajın ruhuna mani olunan bir uygulamaya neden katılsın ki! Düşünsenize, hocalar vs Kur'an okumak adı altında esasında Kur'anın mesajına mani oluyorlar. Öğüt alınsın diye indirdik denilen bir ilahi mesajı Arapçası, tecvidi, melodisi kadar bile önemsemiyorlar. Bu ne büyük bir vebaldir yarabbi!

Bu arada bir çok caminin içinde, özellikle de son dönemde imam odaları tesis edilmeye başlanmış! "Allah'ın evi" denilen yerde imam odalarının ne işi var! Buralara artık "Allah'ın evi + imamın mekanı mı" diyeceğiz? Bu bana doğru gelmiyor. Camiler Kur'ana göre sadece Allah'ın anılması gereken yerlerdir. Sadece Allah'ın anıldığı mekanlar sadece bu iş için ayrılan yerler olmalı değil midir!

Neyse, sonunda namazı kıldık! Hoca Fatiha ve birkaç ayet okudu! Okumak derken telaffuz etti! Yani harfleri yan yana çattı sadece! Ben bu harf telaffuzunun okumak olduğuna hiç inanmadım, hala da inanmıyorum. Okumak bu değildir. Anlamasız bir eylemin adı okumak olamaz! Yani aslında bizler asırlardır namazda Kur'an okumuyoruz. Kur'an okumadan kılıyoruz namazlarımızı!

Velhasız camilerde, hem de hocaların öncülüğünde, Kur'an okunuyor görüntüsü altında ilahi mesaja engel olunuyor. Gerek hocaların ve vaizlerin sohbetinin Kur'anın önüne ve yerine geçmesi gerekse sadece Arapçasının telaffuz edilmesi suretiyle! Kur'an okuduk adı altında esasında Kur'an okumadan namaz kılıyoruz. Tıpkı Kur'an okuyoruz adı altında aslında hiç Kur'an okumadığımız gibi!