• https://api.whatsapp.com/send?phone=05521012184
  • https://www.twitter.com/@kifsamer
  • https://www.instagram.com/psikologizzetgullu
  • https://youtube.com/@psikologizzetgullu
Algı Tamircisi
www.izzetgullu.net
ALGININ PSİKOLOJİNİZ ÜZERİNDEKİ SİHİRLİ GÜCÜ
14/12/2013
Yolda giderken birisi size aniden bir çelme taksa ve sizi yere düşürse kızar, sinir olur, belki de öfkeden deliye dönersiniz. Belki on adet çok ağır belirti çıkar ortaya! Neden? Niye böyle olmuştur? Yoksa serotoniniz mi düşmüştür? Demek ki serotonin düşmeden de psikolojiniz etkilenebiliyor, bu bize bunu gösteriyor! Kalp çarpıntısı gelmesi ile sinirden vücudunuza titreme gelmesi arasında ne fark vardır?

Bir de aynı olayı şöyle hayal edin: Bir öğrendiniz ki bu kişi size dalgınlığınızı önlemek ve yola - arabaların önüne atlamanızı önlemek için çelme takmış. Hayatınızı kurtarmış! Aynı olaya bu gözle baktığınızda, bu davranışın sebebine böyle inandığınızda bu psikolojinizden eser kalır mı? Tüm psikolojiniz bir anda tam zıt yönde değişmez mi?

İlaç mı aldınız da psikolojiniz değişti? Hayır algınız, bu eyleme dair inancınız değişti; bir anda psikolojiniz de değişti!

İki aynı olay var ama iki ayrı psikoloji söz konusu. Çünkü iki olay aynı ama iki aynı olayla ilgili iki ayrı düşünce, iki ayrı algı, iki ayrı inanç var! Görüldüğü üzere yaşadığınız psikolojiyi başa gelen çelme olayı değil; o olayla ilgili düşünce yani algı ve inanç belirliyor.

Statüko size sizi atılan çelme belirliyor mesajı veriyor!

"Beni sıkıntım etkiliyor" demek beni takılan çelme sinir etti demekle aynı şeydir. Oysa sizi takılan çelme değil; o çelmenin art niyetli takıldığına ilişkin algınız ve inancınız sinir etmiştir.

Hala beni ataklarım etkiliyor, beni sıkıntım etkiliyor diyenler bu örneği çok iyi anlasınlar ve düşüncenin psikoloji belirlemedeki önemini, aradaki hep atlanılan algı faktörünün izini çok iyi sürsünler.

Ataklarım geldi yahut kendimi kötü hissettim diye düşünüyorsanız hatalı algılarınız, yanlış inançlarınız o kadar köklü ki hala varlığını zihinlerinizde devam ettiriyor demektir.

Atak dediğiniz şey kalp çarpıntısı vb. türden sadece bedensel bir kaç belirtidir ve psikolojinizi etkileyebilecek bir gücü yoktur. Bu bedensel belirtiler tıpkı öksürük yahut hapşırmak gibidir; öksürünce yahut hapşırınca psikolojiniz yerle bir olur mu?

Sorunun esas nedeni "atak geldi o halde kötü bir durum başıma geldi" şeklindeki köklü ve çok gizli inancınızdır! Bu inancı gerek kuran gerekse kuvvetlendiren ise statükodur. "Ataklarınız varsa hastasınız, derhal bu ataklar yok edilmeli" odaklı mesajlarıyla ve yaklaşımlarıyla kurmuştur bu inancı!

Kurulan inanç ve oluşturulan algı psikolojiyi etkiler mi peki? Elbette! "Kanser eşittir ölüm" algısı kanser olunduğunda psikolojiyi etkilemez mi? Psikolojiyi belirleyen kanser eşittir ölüm algısıdır! Grip psikolojiyi etkilemez çünkü beyinde grip eşittir ölüm diye bir algı kurulmamıştır.

Kendinizi kötü hissetmeye gelince...

Kötü dediğiniz hissin sizi etkilemesinin tek sebebi o hisse kötü gözüyle bakıyor oluşunuzdur! Bu gözle bakmayı da size statüko öğretmiştir. Şu his iyi, şu his de kötü diyerek...

Beyniniz "kendimi kötü hissediyorum, demek ki kötü bir durum var" şeklinde yorumluyordur gayet tabii olan bir hissi.

Bunun çözümü bu kötü dediğiniz histen kurtulmak değildir. Bu zaten mümkün de değildir. Kötü dediğiniz bir rüzgarı siz dindiremezsiniz, o kendisi diner sadece! Fırtınayı dindirme çabası fırtınayı dindirmez, sizi mahveder sadece!

"Kendimi kötü hissediyorum ama kötü bir durum yok" dediğiniz gün kötü hisle olan bu yılan hikayeniz bitip gidecektir.

"Ben kendimi iyi hissettiğimde çok iyi bir durumda olmayabileceğim gibi kendimi kötü hissettiğimde de kötü oldum anlamına gelmiyor, benim nasıl olduğumu hislerim bilemez" dediğiniz gün...

Peki yazılarınızı okuyoruz, çok mantıklı da buluyoruz ama neden hala bu sorunumuz devam ediyor? 

Panik atak, OKB hakkında ve diğer tüm benzer sorunlarda yazdıklarımı zihinsel düzeyde mantıklı bulmak ayrıdır; kalben tasdik edebilmek, yani kalp düzeyinde kabul edebilmek (inanabilmek) ayrıdır. Tıpkı imanın hem dil ile ikrar hem de kalben tasdik işi olması gibi.

Dil ile söylemek kalben tasdik olmuyorsa iman sayılmaz. Siz de aynı şekilde belki zihnen algının rolüne inanıyorsunuz ama "aksine daha fazla inanmış olan kalbiniz" henüz tam mutmain değil. Bunu aşmanın yolu bu tür yazılarımı tekrar tekrar okumanız, telkin desteğiyle kalbinizin dönüşümünü sağlamanız!

Yani sizin ihtiyacınız olan şey sadece mantık düzeyinde ikna olmak değil; kalbe de sirayet edebilme gücü olan telkin almak... Telkin aynı şeyi sık sık yapmak demektir. Siz sadece zihinsel düzlemde ikna oldunuz belki ama telkin almadığınız için henüz kalbiniz tam olarak inanmış ve mutmain olmuş değil... 



2853 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Birkaç Fikri Kırıntı - 26/12/2023
Sabahın beşinde
LAİKLİK DİNSİZLİK MİDİR - 24/12/2023
.
Yerli Selefiler Milli Robot Yapmış - 03/02/2023
Hatalı Kandil Algısı - 26/01/2023
Kandil Var mı Yok mu?
Son Risale Dersi - 23/01/2023
Buldum Deme, Hep Ara
Niyet Ettim Kırbaç İçin Namaz Kılmaya - 22/01/2023
Allah Dışı Kaygılara Kulluk Ettirmek
Şu Zamanda Akla Kurt Düşürmenin Önemi - 22/01/2023
.
Mutsuz İnsan Projesi - 21/01/2023
.
Ruhlarımızdaki Şeriat Çatışması - 19/01/2023
Şeriat Yok Diye Yanacak Yıyız?
 Devamı